MİMARLAR ODASINDA MUHALEFET
Mimarlar Odasında yıllarca yöneticilik yaptığım
herkesçe bilinir. Yine herkesçe bilindiği gibi Oda içersinde az sayıdaki
sıfatlardan birine sahip olacak konumlarda iken eleştiri yaparak camiaya daha
yararlı olacağımı düşünmeyi tercih etmişimdir. Böyle bir kimliğe bürününce ise doğal
olarak bir süre sonra Oda dışarısına çıkmak durumunda kaldım. 2012 yılından
itibaren Oda dışında Oda eleştirisi yapmaktayım.
2014 yılına kadar Katılımcı Çağdaş Demokrat
Toplumcu Mimarlar gurubu olarak Odada muhalefet yaptık. Gurubumuza, Oda
yönetimlerini sağ görüşte gördüklerini yeni öğrendiğim, sol görüşlü başka bir
gurup meslektaşımız da katıldı. 2014 yılının başından itibaren ise tek başıma
özgürce eleştiri-öneri yapmaktayım. Bu anlamda iktidar olmak kadar muhalif
olmanın da kuralları olduğunu düşünmüşümdür.
Mimarlar Odasında kuruma veya kişilere eleştiri
yapılmamalıdır. Ben yapılan işlere veya kişilerin yanlış sıfatlarla iş yapmalarına
eleştiri yapmayı doğru bulmuşumdur. Bir de yapılması gerekirken yapılmayan
işleri belirtmek gerekir diye düşünürüm. Ayrıca eleştirilerin ardından önerilerin
de eklenmesi gerekmektedir. Mimarlar Odası tüm mimarların zorunlu üye olduğu
önemli bir kurumdur. Asla zayıflatılmamalı, toplumun gözünde itibarı
zedelenmemelidir.
Mimarlar Odası içersinde iken edindiğim
alışkanlıklardan en önemlisi kanıtsız ve belgesiz konuşulmaması, yazılmaması
prensibidir. Günümüzün moda tanımıyla kendini tape yerine koyarak ‘bu şunu
demiş’, ‘şu bunu yapmış’ şeklindeki açıklamaların çok yanlış olduğunun
bilinmesi gerekir. Bu anlamdaki açıklamalar önce o açıklamaları yapan kişileri
güvensiz kılar. Bunun için doğru olduğu kesin olan bazı bilgilendirmelerde bile
eğer elde kanıt yoksa ‘belki, sanırım’ gibi kelimeleri kullanmak alışkanlığını
edinmekte yarar vardır. Zira eleştiriler aynı zamanda birer belge niteliği taşımalıdırlar.
Diğer yandan takıntılı duygularla veya yemek
masası üslubuyla eleştiri yapılmamalıdır. Aksine eleştiri yapan kişi en
sağlıklı haliyle ve en anlaşılır cümlelerle eleştiri yapmalıdır. Aksi takdirde
eleştirinin ağırlığı davranışlara veya bozuk cümlelere kayar. Eleştirideki
fikirler ikinci planda kalır.
Eleştiri yapan kişi veya kişiler eleştirdiği
konuları iyi dinlemeli veya okumalıdırlar. Değil iyi dinlemek veya okumak, hiç
dinlemeden veya okumadan yapılan eleştiriler yine anlamsız ve etkisiz
kalacaktır.
Bunları söylemekten amacım muhalefetin ciddi bir
iş olduğu, eleştiri- öneri yapmanın ise her şeyden önce bir kültür gerektirdiği
gerçeğidir. Bana göre muhalefet iktidar kadar gerekli ve değerlidir.
Mimarlar Odasında son 15 yıldır muhalif olanlar kaba
bir şekilde Oda dışarısına çıkarılmışlardır. Ancak bugün görülmektedir ki Odada
muhalefetsiz bir iktidar oluşmuştur. Bilinmelidir ki steril ortamlar hastanelerde
sağlıksız kişiler için oluşturulur. Sağlıklı kişiler doğal ortamlarda yaşarlar.
Odada bu anlamda steril bir ortam yaratılmak istenmişse bu durum iktidarda
olanların, kendi kendilerinin sağlıksız olduklarını kabul ettiklerini göstermiş
olmaktadır. Tek ses tek nefes ortamların oluştuğu muhalefetsiz iktidarların
idaresi demokratik örgütlere has bir görüntü değildir.
Mimarlar Odasında demokratik bir örgüt
yapılanmasının oluştuğunu görmek isteyenlerdenim. Demokratik örgütlerde
muhalefet agresif ve sinirli de olabilir. İktidar ise aksine sakin ve olgun
olabilmelidir.
Mimarlar Odasında eleştiri yapanların Odadaki çok
sayıdaki sıfatlardan olan delegeliğe hasret kişiler olmamaları gerekir. Var
mıdır yok mudur bilemem ancak sohbetlerde konuşulan bir konu olduğu için
yazıyorum, profesyonel olunca muhalif olmaktan vazgeçmek kadar profesyonel
olamayınca muhalif olmak ta doğru bir davranış değildir.
Odada muhalif olan meslektaşlarımız için yıllardır
uygulanan bir yöntem vardır. Bence hiç doğru olmayan bu yöntemle insanlar
yalnızlaştırılmakta ve itibarsızlaştırılmaktadırlar. Hiç insani olmayan bu
uygulama Mimarlar Odası camiasına kesinlikle yakışmamaktadır. Eleştirenlerle
sıkı tartışma ortamları yaratılması yeni fikirler üretilmesini sağlar. Muhalif olanların
varlığının iktidarın meşruluğunu sağladığı bilincine varılmalıdır. Bu anlamda
muhalefete ayrı bir değer verilmelidir.
Yıllarca Mimarlar Odasında iktidarda eleştiri
yapan bir kişi oldum. Ancak bu süre içersinde Oda için tüm enerjimle gönüllükle
çalıştım. Kararlara hep saygılı oldum. Oda dışarısında kaldığımda da yaptığım
eleştirileri daima konuları ciddiye alarak yaptım. Ayrıca Mimarlar Odası
kurumuna eleştiri yapanlara Odayı savundum. Amacım saygın bir kurum olan
Mimarlar Odasının yanlış idare edilmemesini sağlamaktır.
Sonuç olarak İktidardakiler kendileri için üyelere
‘bunlar iktidarı kaybetse muhalefet olmayı başaramazlar’ dedirtmemelidirler.
Ama muhalefet de kendileri için üyelere ‘bunlar iktidar olsa şimdiki iktidardan
daha çok eleştirilirlerdi’ dedirtmemelidirler.
ARİF ATILGAN MART 2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder