28 Mart 2017 Salı

HARRİNGTON KUPASI
Arif Atılgan

1. Dünya savaşı sonrası, 13 Kasım 1918 de işgal kuvvetleri İstanbul’a girmişti. İşgalci askerler İstanbul’da futbol takımları kurup turnuva düzenliyorlardı. Türk takımlarını yenerek halkın moralini bozuyorlar, kendi morallerini yükseltiyorlardı.

Buna karşın, Kadıköy’de Türk gençlerinin kurduğu Fenerbahçe takımı onlarla yaptığı 50 maçın 41 inde galip gelip 4 ünde berabere kalarak halktan sempati topluyor, insanlarımıza moral aşılıyordu.

1923 yılında Mustafa Kemal, Kurtuluş Savaşını kazanmıştı. İstanbul’daki işgal kuvvetleri gideceklerdi.

İngiliz komutan General Charles Harrington, kendi adına bir kupa koyarak Fenerbahçe ile maç yapmak ve Fenerbahçe’yi yenerek ülkesine moralle dönmek istiyordu. İngiltere liglerinden de takviye yaptıkları çok güçlü bir takım kurmuşlardı.

Kararlaştırılan maça Fenerbahçe kendi kadrosuyla çıkacaktı.

                                                    Harrington Kupası

Maç, 29 Haziran 1923 te Taksim Stadında kalabalık bir seyirci önünde oynandı. Hakem, Avusturya milli takımının eski kaptanı Antonin Kratky idi. İlk devre Fenerbahçe’nin 1-0 yenilgisiyle kapanmıştı. Ancak ikinci devrede coşan Fenerbahçe, Zeki Rıza Sporel’in attığı iki golle maçı 2-1 kazanmayı başarıyordu.

Fenerbahçeli futbolcular uzun süre seyircilerin omuzlarında idi. Galibiyet, Beyoğlu’nda ve daha sonra Kadıköy’de yapılan sevinç gösterileri ile kutlanmıştı.

Lozan Konferansında bulunurken güzel haberi alan İsmet İnönü, Fenerbahçe kulübüne ‘Kutlama Telgrafı’ gönderir.

                                Fenerbahçe Müzesindeki Kupa Yarı Boyumu Geçiyor.

Dünyanın hiçbir kulübünde bulunmayan bu kupa 1MT boyunda, saf gümüşten olup kulübün kazandığı en büyük ve en anlamlı kupadır.
ARİF ATILGAN MART 2017

10 Mart 2017 Cuma

KADIKÖY ŞEHREMANETİ BİNASI
Arif Atılgan

1864 yılında çıkarılan Teşkil-i Vilayet Nizamnamesi ile İstanbul vilayet olmuştur. Ardından 1869 yılında çıkarılan İdare-i Belediye Nizamnamesi ise belediye örgütlülüğünü sağlamış, bugünkü ilçe belediyelerine eşdeğer Daireler oluşturmuştu. Kadıköy 13. Daire olmuş.

1875 de Kadıköy’ün ilk Şehremini Osman Hamdi Beydir.

1912-1914 yıllarında denizden doldurularak elde edilen meydana ilk önce Şehremaneti Binası inşa edilmiştir. Mimarı, Ermeni asıllı Yervant Terziyan’dır. Neo-klasik tarzda olup 1. Ulusal Mimarlık Dönemi örnekleri içersinde kabul edilir. 2 katlı görünen Bina 1 Bodrum, 1 Zemin ve 1 Normal katlıdır. Önde, arkada ve Yeldeğirmeni tarafında birer kapısı vardır. Bina denizden doldurulan alana yapıldığından iki kattan yüksek düşünülmemiştir.

Bu arada İstanbul’da Daire sayısı çoğalmıştır. Yeni düzenlemede 18. Daire olan Kadıköy’ün Şube Müdürü Celal Esat Arseven’dir. İstanbul Belediye Başkanı ise Cemil Topuzlu’dur.

                                           Şehremaneti Binası İlk Yıllarında

1919 yılında Yunan ordusunun İzmir’e çıkışını protesto etmek için düzenlenen mitingde Halide Edip Adıvar ve başka önemli kişiler Kadıköy Şehremaneti Binasının balkonundan halka hitap etmişlerdir.

1924 yılında Anadolu Yakasının tamamı Üsküdar ili, 1926 yılında ise İstanbul iline bağlı ilçe yapılmıştır.

1930 yılında Kadıköy Üsküdar’dan ayrılarak ayrı ilçe olmuştur. O tarihten itibaren Şehremaneti Binasının Belediye, Kaymakamlık, Hükümet Tabipliği, Nikâh Dairesi hatta Kaymakamın lojmanı olarak kullanıldığı bilinmektedir. Zemin Katın Yeldeğirmeni tarafı Kaymakam Lojmanı, Üst Katın ön tarafındaki büyük salon nikâh dairesiydi.

                     Denizden Doldurulan Meydanda Şehremaneti Binası (1938)


1960 larda Nikâh Dairesi İnci Gazinosuna taşınmıştı. Bu amaçla kullanılan üst katın ön tarafındaki büyük salon belediyenin mimar-mühendislerinin çalışma odası olmuştu. 27 Mayıs 1960 tan sonra balkonundan halka hitap edilen bir miting anımsıyorum. 1970 lerin sonlarına kadar bina eski fonksiyonlarına devam etmiştir.

1984 yılında bina restore edilmiş Kadıköy Belediyesi Meclis Binası olmuştu. Belediye hizmetleri ise önce Selimiye’de sonra Göztepe’de bulunan bazı mekanlarda verilmişti.

1990 ların başında Belediye Söğütlüçeşme’deki yeni binasına taşındı. Kadıköy’deki Şehremaneti Binası Belediye Başkanlığının kullanımına açıldı. Üst kattaki büyük ön salon bu sefer Başkanın odası olmuştu. Binaya girince alt kattaki sağ taraf Belediye Meclisinin toplanma salonu idi.  

Sırasıyla Nikâh Salonu, Mimar-Mühendislerin Çalışma Odası, Başkan Odası ve Kütüphane Olan Üst Kattaki Salon

1995 te de bir tadilat yapılmış Kaymakamlık ve Belediye Başkanlık binası olarak kullanılmaya devam edilmişti.

2000 lerde Şehremaneti Binasında Başkanın odası, Meclis toplanma salonu ve etkinlik hizmetleri vardı. Bu arada Kadıköy Kent Müzesi Uzmanlar Kurulu oluşturuldu. Kurul, Şehremaneti Binasının Kent Müzesi olması için toplanıyordu. Ben de üyesiydim. Kadıköy Kent Müzesinin Kadıköy’ün her tarafının olduğunu, burasının Kent Müzesinin rehberi olarak düzenlenmesini önermiştim. 2000 lerin sonlarında Meclis Kozyatağı’ndaki binada toplanmaya başladı.

2013 yılında ciddi bir restorasyon geçiren bina, 15 Mart 2014 tarihinde Tarih Edebiyat Sanat Kütüphanesi (TESAK) olarak hizmete başlamıştır.

                                       Şehremaneti Binası Günümüzde

Burası 1950-1960 lı yıllarda okul kayıtları için aşı olmaya gittiğim binaydı. 1970 li yıllarda mimar olarak proje götürüyordum. 2000 li yıllar Kadıköy Kent Konseyi Başkanı olduğum yıllardı. Üst katın ön-sağ odası bizimdi. Şimdi kütüphane olarak kullanıyorum.

Kadıköy Şehremaneti Binası Kadıköy Meydanındaki en beğendiğim binadır. Kemerli pencere-kapılarıyla, cephesindeki çinileriyle gerçek ulusal mimari tarz örneğidir. Hangi tarihte değiştirildiğini saptayamadığım içerdeki merdivenini de beğenirim. Ancak...

                                                 Merdiven İlk Haliyle

                                             Merdiven Değiştirilmiş Haliyle
   
                                              Merdiven Günümüzde


Aynı tarihte Fatih’te de bu binanın aynısı yapılmıştır. Mimaride bitişik iki parsele bile aynı tasarım yapılmamalıdır. Kadıköy’de zemin dolgu ve düz olup binanın ön cephesi kuzey-batıya bakmaktadır. Fatih’te ise zemin doğal ve eğimli olup binanın ön cephesi güney-batıya bakmaktadır.

İki binanın biri asıl biri replika olmuş olmuyor mu? Hangisi 1. Ulusal Mimarlık Dönemi örneğidir? İkisi de midir?.. Keşke bu hata yapılmasaydı.

ARİF ATILGAN MART 2017