26 Şubat 2023 Pazar

 

DEPREM YARDIMI

Karşımdaki genç kişi deprem bölgesine yardım gönderdiğini anlatıyordu. Para toplayan bir arkadaşına para yardımını vermiş, eski eşyaları da deprem bölgesine göndermiş. Bir şey diyemedim ama üzüldüm. İyi niyetli olduğunu biliyordum çünkü. İçimden ‘Keşke para yardımını kurumsal bir yere gönderseydin. Kullanılmış eşyayı da hiç göndermeseydin’ diye geçirdim.

                 
1999 depremini anımsadım.

Gölcük’te görevliydim. Hasar Tespit Çalışması yapıyoruz. Arada bir çay molası verip dinleniyoruz. Böyle bir mola zamanında hemen yanımızda sessizce ağlayan bir adam görüyorum. Açıkçası bu tip görüntülere alışmıştık. Biraz sohbet edip rahatlatmak istiyorum. Öylesine laf açıyorum. Bu kadarı yeterli oluyor içini dökmesine. ‘Ben ve ailem’ diye başlıyor. ‘Beyaz eşya ticareti yapıyorduk. Yıllarca çalıştık. Biraz kazanmaya başladıktan sonra buraya bir ev yaptık. Alt kata mağazamızı, üst katlara da her birimiz için bir konut yaptık. Burası bizim aile apartmanımızdı. Yıkıldı. Birden sıfıra indik. Hiçbir şeyimiz kalmadı. Biz ne yapacağız şimdi? Yardımlar gönderiyorlar. Sağolsunlar. Yeme-içme yardımları. Giyecek yardımları. Ama ben onları alamıyorum. Alışık değilim. Biz yardım yapardık insanlara eskiden. Şimdi nasıl yardım alacağım? Başkalarının eskilerini nasıl giyebilirim? Çocuklarıma nasıl giydirebilirim? Bazen hamle yapıyorum. Olmuyor. Yapamıyorum. Utanıyorum. Sadece arada bir sessizce yiyecek alıp bir köşeye çekiliyorum. Çok zor. Allah kimseye yaşatmasın böyle bir şeyi. İnanın kayıplarımızın acısını yaşayamıyoruz.’

Meydandaki büyükçe bir masaya eski giysiler yığılmıştı. Çok seyrek olarak birileri şöyle eline alıp bakıyor ve bırakıp gidiyordu. Sıfır giysiler ise…

Sevgili dostlar, ne olur yardım gönderirken oradaki insanların da sizin gibi olduklarını bilin. Hepimizin başına gelebilir böyle bir şey. Kendinizi onların yerine koyun.

İnanıyorum ki hep birlikte atlatacağız bu dramı…

ARİF ATILGAN ŞUBAT 2023 Face

  

 

 

 DEPREM PANİĞİ OLMAMALI

Kadıköy’de yaşayan bir yakınım aradı. Oturduğu binaya deprem testi yaptırmak istediğini, ne önerebileceğimi sordu. Ardından başkaları da aramaya başlayınca panik yaşandığını anladım.

Hem hükümet tarafı hem de muhalefet tarafı açıklamalarına dikkat etmelidir.

1999 depremini anımsadım. Kadıköy’deki insanlar konutlarını çok ucuza satmaya başlamışlardı. Şükür ki o panik çabuk atlatılmıştı. Bugün yine benzer bir durum yaşanıyor görüldüğü kadarıyla.

Yer bilimciler İstanbul’un alt üst olacağı izlenimini veriyorlar.

Ben Sayın Şener Üşümezsoy’un açıklamasına katılıyorum. Kendisini 2000’li yıllarda Mimarlar Odası Kadıköy Temsilciliği’ne davet etmiştim. O akşam yaptığı sunum bugünkü açıklamalarına uygundu. Kuzey Marmara Fayında Marmara Ereğli’sinden sonra kırılma olacağını söylemiş, bunun da 6-6.5 büyüklüğünde bir depreme sebep olacağını ifade etmişti. Bu depremin İstanbul’a etkisi ‘1999 Marmara Depremi kadar olacak’ diyordu.

2005 yılında Kadıköy Tarihi Çarşı Canlandırma Projesi yapıldı. O yıllar bu projeye karşı çıkmıştım. Zira birkaç sokağı kapsayan Tarihi Çarşı, Moda ve Altıyol’a kadar genişletiliyordu. Nitekim geçtiğimiz günlerde bu durum plana da işlendi. Bu plan kesinlikle iptal edilmelidir. Tarihi alan genişletilemez. Bu durum Fay Hattını şehir dışına çıkarmaya benzer.

Benzer durum 2007 tarihli Yeldeğirmeni Canlandırma Projesinde de vardır. Bostancı’ya kadarki alanda da değişik tespitler yapılabilir.

Sonuçta yapılaşma durmuş, insanlar şaşkındır. Sorunlarla sakince uğraşılmalıdır.

Şubat 2023

 

 

 

 

 

 

 

 

http://atilganblog.blogspot.com/2019/07/gecmisindenkoparilan-kadikoy-arif.html

http://atilganblog.blogspot.com/2013/10/tarihi-kadikoy-carsisi.html

 

25 Şubat 2023 Cumartesi

 DEPREM İÇİN YAPILMASI GEREKENLER

Güneydoğu Anadolu’da yaşadığımız acı olay yaşadığımız toprakların deprem bölgesi olduğu gerçeğini anımsattı. Depremler doğa harikası olaylardır aslında. Toprak alt üst olur ve daha bereketli hale gelir. Ancak toprak üstündeki yapılarımızı gereken yere gereken şekilde yapmadığımızda maalesef felaketimiz de olabiliyor.

Öncelikle yerleşim yerleri fay hatları ve zemin cinsine göre tespit edilmelidir. Fay hatları üzerine yerleşim getirilmemeli yapılaşma zemine göre yapılmalıdır.

1990’lara kadar elle karılan beton kullanılmıştır. Bu sebepten bazıları yönetmelikteki B160’ı bile tutturamamıştır. Hâlbuki bugün B160 sadece kaldırımlara dökülür. O dönemde kullanılan yuvarlak demirin ise birçok sorunu vardır. Hesaplama yöntemi de yetersizdir.

Bana Göre 2023 Güneydoğu Anadolu Depreminin Fotoğrafı

Bitmiş binalar, kullananların keyfine bırakılmıştır. Çok yanlıştır. Özellikle taşıyıcı sisteme her çeşit yanlış müdahaleler yapılmaktadır. Biten binadan sorumlu bir mimar veya mühendis olmalıdır. En küçük onarım bile o kişinin izni ile yapılmalı ve belediyesindeki dosyasına işlenmelidir. Binaların kimlik kartı olmalıdır.

Yapı Denetim sistemi içinde de bazı müdahaleler olması gerektiği anlaşılmaktadır. Kalfa ve demirci taşeronları kesinlikle sistemin içine sokulmalıdır. Zira yapı yapılırken en önemli sorumluluk onların işçiliğindedir. Onların yaptığı işten dolayı Şantiye Şefi, Kontrol Elemanı, Denetçi Mühendisler sorumluluk altındadır. Hâlbuki onlar da sorumluluk alırlarsa daha dikkatli davranırlar. Hazır betoncu sistemde vardır ve sorumludur. Ancak çoğu zaman randevu verdikleri saatte gelmedikleri bilinmektedir. Bazen gece ama daha da önemlisi belirsiz saatte gelmektedirler. O zaman da inşaatta eleman olmayabilmektedir. Gerekirse Hazır Beton fabrikaları çoğaltılmalı ve kesinlikle mesai saatleri içinde inşaata gelmeleri sağlanmalıdır.

Belediyelerde ve kamu kurumlarında onay verenler de sorumludur. İşin bu tarafı atlanmamalıdır. Yani yapan (Müteahhit), özel kontrol eden (Yapı Denetim Kuruluşu), kamu idaresi tarafından kontrol eden şeklinde… Hazır betoncu da sorumludur. Ben ayrıca kalfa ve demircinin de yaptığı işten sorumlu olmasını öneriyorum.

Yapıyı inşa edene müteahhit denmektedir. Ancak Onun da patronu inşaatçı olmalıdır. İnşaatçının inşaattan anlamasına gerek yoktur. Sorumluluk almaz. O sermayesiyle inşaat işiyle uğraşıp gelir elde eden kişidir. İşi sorumlu bir müteahhitte verir. Ülkemizde genellikle inşaatçı ile müteahhit aynı kişi olduğundan yasada böyle yer almış. Yasanın eksiğidir.

Binalarda Yumuşak Kat kavramı bilinmemektedir. Tüm katların genel sisteminin dışına çıkan kattır. Yani her katta duvarlar varken bir katta duvar olmaması gibi. Bunun tersi de olabilir. En bilineni bina altlarına yapılan dükkânlardır. Tabii ki hesabı yapılabilir. Ancak bu tip bina yapılmaması veya ayrı bölgelerde özel hesapla yapılması gerekmektedir. Bir de kısa kolon yapılmamasına dikkat edilmelidir.

Güçlendirme maliyeti yeniden yapmanın yüzde otuzunu geçerse yeniden yapmak tercih edilmelidir.

Arama Kurtarma işi üniversitede ayrı bir bölüm olarak okutulmalıdır. Sadece deprem için değil tüm afetlerde gereklidir çünkü.

Toplanma alanları önemlidir. Parklar ve boş alanlar çoğaltılmalıdır.

İmar Planları ilk halinde doğru olmaktadır. Ancak daha sonra hatır-gönül, siyaset, eş-dost dolayısıyla delinmektedir. Plan tadilatı yapılması kesinlikle önlenmeli veya oldukça zor hale getirilmelidir. 

Canı isteyen inşaat yapamamalıdır. Piyasaya kamu kurumlarındaki Müteahhitlik Karnesi sistemi getirilmelidir.

Özel sigorta şirketleri risk almak istemedikleri için kamu idaresi tarafından DASK kurulmuştur. DASK sadeleştirilmeli ve afette evi yok olanın evini baştan yapacak duruma getirilmelidir. O zaman zorunlu hale getirmek daha kolay olacaktır. Böylelikle devlet vatandaşından bu parayı önceden toplamış olacaktır. 

Bazı haberlerde Deprem Kabininden bahsedilmektedir. Binaya ayrı bir yük getirir. Sağlam binalar yapılmalıdır.

Marmara Bölgesi 1975 yılında 2. Derece Deprem Bölgesi, 1998 yılında 1. Derece Deprem Bölgesi ilan edilmiştir.

2. Derece Deprem Bölgesi olduğu dönem ait tüm binaların yenilenmesinde yarar vardır.

Esas olan depreme karşı hazırlıklı olmaktır.

ARİF ATILGAN ŞUBAT 2023   https://arifatilgan.wixsite.com/arifatilgan/single-post/deprem-i%CC%87%C3%A7i%CC%87n-yapilmasi-gerekenler

 http://atilganblog.blogspot.com/2023/02/deprem-icin-yapilmasi-gerekenler.html

 

 

 

 

23 Şubat 2023 Perşembe

 DEPREM ÜZERİNE DÜŞÜNCELER

Ülkemizin deprem kuşağında olduğunu biliyoruz. Unuttuğumuzda bize anımsatıyor zaten. Bu anlamdaki düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.

Yüklü sayıda bina stokumuz var. Bazıları eskidir bazıları yeni. Bazıları zayıftır bazıları güçlü. Tartışılır. Ama ne olursa olsun konuşmamız gereken bir gündem vardır. Kullanılan binalara kullananlar tarafından yapılan tahribat...

Güneydoğu Anadolu Depremi

Yıllar önce yaşadığım bazı örneklerden bahsedeyim.

Soğuk demircim anlatıyor. Banka şubesi olacağı söylenen bir dükkâna kasa dairesi yapıyorlarmış. Fiks bir ölçüsü olmak zorundaymış. Bunun için kolonu kesmek zorunda kalmışlar. Kanım dondu.

Eskiden inşa ettiğim bir binadan, banyosunda rutubet olduğunu söyleyen biri aradı. Tesisatın nerelerden geçtiğini bildiğim için patlak yeri kolay tahmin edeceğimi söyledi. Gittim. İnceledim. ‘Bir de alt kata bakayım’ dedim. Alt kata indim. Bir de baktım ki kiriş delinip doğalgaz borusu sokulmuş. Esas konuyu unuttum. ‘Niye beni çağırmadınız? Kirişi bozmuşsunuz. Ben size demirsiz bir nokta gösterirdim.’ Deyince ‘Usta bekleyemedi.’ Dediler. Çıkarken zemin kattaki dairenin de bodruma sızan su kaçağını gördüm. Onlara da demirlerin korozyona uğrayacağını söyledim.

1999 depremi sonrası Kadıköy Belediyesiyle Mimarlar Odası olarak ortak çalışma yapmış, binaları dolaşıp sorunlarını tespit etmiştik. Bazılarında, bodrum katlara konan su depolarının rutubetiyle perde beton demirleri korozyon yapmıştı. Onlar binanın üst kısmıyla bağlantı kurarlar... Bir de E5 üzerindeki gecekondular çok sorunluydu. 

Küçükbakkalköy’de birine proje yapmıştım. Duvarlardan taşan kolon-kiriş dişlerini beğenmemişti. ‘Şunları düz yapamadın mı?’ diye kızmıştı... 1999 depremi sonrası beni aradı. ‘Sorun mu var’ diye düşünüp gittim. Aksine, ‘Haklıymışsın. Helal olsun sana.’ Dedi. Başkalarında sorunlar olmuş meğer. Ama benim için söylenti oluşturmuştu. Dolayısıyla kendisi de tanıdıkları da hiç proje yaptırmamıştı bana.

Binaları kullananlar keyiflerine göre değişiklikler yaparlar. Kesinlikle inşaat bittikten sonraki değişiklikler izinli olmalıdır. Biten her binanın sorumlu mimarı olmalı ve Onun haberi olmadan musluk değiştirmek dâhil binada hiçbir onarım yapılmamalıdır. Ayrıca belediyenin bilgisayarında bir sayfa oluşturulmalı yapılan her işlem oraya işlenmelidir.

İstanbul’un zemin yapısı için de birkaç şey yazayım... Ben bu konuları ortalık yerde konuşmam aslında. Ama herkes adres belirterek konuşuyor. Yine de dikkat edeyim. Avcılar ve Gürpınar sahillerinin bazı kısımlarına dikkat… Denize kayar. Yıllar önce Mimarlar Odası Afet Komitesi başkanıyken oralarda çok çalıştım. Dere ve deniz kenarlarına da dikkat edilmeli. Darıca’ya kadar uzanan Anadolu yakasının sahilindeki yüksek yerlerin bazılarında, üstteki zeminin yapısı alttakinden yaşlı çıkar. Bu da gösterir ki üstteki tabaka tepelerden kaymış gelmiştir. Dolgudur. Jeolojik zamanlarda tabii. Yine de başkaları gibi fazla detaylara girip insanları korkutmayayım.

Bir de DASK’tan bahsetmek istiyorum… 1999 depremi sonrası binaların sigortalanması gündeme gelmişti. Ancak sigorta şirketleri bu riske girmediler. Bunun üzerine devlet DASK’ı kurmuştu. Aslında doğru bir karardır. Nasılsa sonunda zararları devlet karşılıyor. Hiç değilse bir kısmını DASK ile tahsil etmiş olacaktır. Ancak burada yapılan bir eksiklik DASK’ın yaygınlaşmasına engel olmaktadır. Yıkılan binaya klasik sigorta hesabı yapılmamalıdır. Açık bir şekilde tekrar inşasının sağlanacağı meblağın ödeneceği belirtilmelidir. Hatta direkt inşası yapılmalıdır. Bu devletin sigortasıdır. Tamamı ödenirse DASK daha yaygın olabilir. Dolayısıyla bu tip afet durumlarında devlet yaptığı ödemelerin bir kısmını önceden almış olur. 

Bir de uyarıda bulunayım. Deprem bölgesinde hurdaya çıkmış arabaları görüyorum. Derhal ve en kısa zamanda bu arabalar kayıttan düşülmelidir. Aksi takdirde çenç (change) olabilirler. Ne demek istediğimi anlayanlar anlamıştır.

Son olarak… Biz kayıt kuyut işlerini pek sevmeyiz. Sevmeliyiz.

ARİF ATILGAN ŞUBAT 2023                                    https://arifatilgan.wixsite.com/arifatilgan/single-post/deprem-%C3%BCzeri%CC%87ne-d%C3%BC%C5%9F%C3%BCnceler

http://atilganblog.blogspot.com/2023/02/deprem-uzerine-dusunceler-ulkemizin.html

 

 

 

 

20 Şubat 2023 Pazartesi

 DEPREM SONRASI YENİ BİNALAR NASIL YAPILMALI

6 Şubat 2023 tarihinde Güneydoğu Anadolu’da bir deprem yaşadık. Yıkılan binaların genellikle fay hattı üzerinde oldukları anlaşılmaktadır. Hava fotoğraflarında kilometrelerce uzunlukta çökmüş zemin veya ‘S’ haline gelmiş tren rayları gözükmektedir. Belli ki altta fay hattı vardır. Ancak normal zeminlerde de çöken binalar vardır ki bunlar yanlış uygulama sonucu yıkılmışlardır.

Deprem Alanı

Yerleşimi ve yolları fay hattının üzerine getirmemek gerekir. Yer seçimi bu detaylara dikkat edilerek yapılmalıdır. Yerleşimler Şehir Plancıları tarafından planlanır.

Yer seçiminden sonra kent planlanır. Yapılaşma sert zemine çok katlı, yumuşak zemine alçak katlı binalar yapılacak şekilde olmalıdır.

Yapı Sahibi, yapı üzerinde mülkiyet hakkı olan kişi veya kişilerdir.  Yapı Müteahhidi Yapı Sahibine inşaatı yapmayı taahhüt eden ve bu şekilde gelir elde eden kişidir.

Proje onay safhasında projeler hazırlanır. Önce yer bilimciler (Jeoloji veya Jeofizik Mühendisi) tarafından zemin etüdü yapılır. Daha sonra o zemin etüdüne göre binanın projeleri hazırlanır. Mimari projeyi Mimar, Taşıyıcı Sistem Projesini İnşaat mühendisi, Tesisat-Kalorifer Projesini Makine Mühendisi, Elektrik Tesisat Projesini Elektrik Mühendisi hazırlar. Bu projeler ilgili belediyesindeki yetkili mimar, mühendisler tarafından incelenir ve onaylanır. 

Uygulama için ilgili bakanlığın Yapı Denetim Sistemi tarafından inşaata bir Yapı Denetim Kuruluşu atanır. Daha sonra Yapı Denetim Kuruluşunun denetiminde inşaata başlanır. Süreç içinde her teknik eleman kendi alanını kontrol eder.

Bu arada Yapı Müteahhidi tarafından bir Şantiye Şefinin görevlendirilmesi de zorunludur.

Kamu adına denetimi ise ilgili belediyenin Yapı Kontrol Müdürlüğü yapar.

Temelden başlayarak her safhada kontroller yapılır ve tutanak tutulur. Her beton dökülmesinde de ölçüler ve demirler kontrol edilirerek izin verilir. Daha sonra laboratuvar görevlileri tarafından beton numunesi ve demir numunesi alınarak teste götürülür. Betona basınç, demire çekme mukavemeti deneyi yapılır. Sonuçlar gerekli limitler içinde olmalıdır.

Diğer yandan ilgili Belediye de aynı safhalarda kendi teknik elemanları ile kontrol yapar.

İş bitiminde, önce Yapı Denetim Kuruluşunun İş Bitirme Tutanağı tutulur ve sonra da bu tutanağa göre kendi kontrollerini yapan belediyesinden İskân belgesi alınır. Bu şekilde inşaat yapım süreci sonlandırılmış olur.

Binanın yıkılmasına sebep olacak hataları inceleyelim... Görevli olan Kontrol Elemanı, Şantiye Şefi ve Denetçi İnşaat Mühendisi yanlışları görmek zorundadır. Bir ihmal varsa laboratuvardaki testlerde ortaya çıkarılır. Sonunda ‘Kabul’ kararını verecek olan belediyenin teknik elemanı uygunluk bulmazsa ‘Red’ kararını vermek durumundadır.

Önemli bir eksikliğe değinmek isterim. Yapı Denetim Uygulama Yönetmeliğinde kalfa ve demircilerden bahsedilmez. Ama en hayati işi onlar yapmaktadır. Kesinlikle kalfa ve demirciler Yapı Denetim Yönetmeliğinin içerisine sokulmalı ve resmiyet kazanmalıdır.

Güneydoğu Anadolu Depremi bölgesindeki yerleşim yerinin yanlış tespit edildiği anlaşılıyor. Yıkılan binaları konuşmaya gerek yok. Onlar hem yanlış yere inşa edilmişler hem de yukarıda sıralanan denetimler gerektiği gibi yapılmamış.

Dolayısıyla sistemdeki tüm sorumlular yargılanmalıdır. Genellikle kamu kurumu çalışanları atlanır. Bu anlamda 657 sayılı yasada gerekli değişiklik yapılmalıdır.   

Yetkililerce yapılan açıklamalara göre bölgeye yeni bir kent yeniden planlanacak ve yeniden yapılacak. Umarım bu şartlara uyularak yapılırlar.

ARİF ATILGAN ŞUBAT 2023    https://arifatilgan.wixsite.com/arifatilgan/single-post/deprem-sonrasi-yeni%CC%87-bi%CC%87nalar-nasil-olmali

http://atilganblog.blogspot.com/2023/02/deprem-sonrasi-yeni-binalar-nasil.html

Not:

-Yasada sadece yapı sahibi ve müteahhitten bahsedilir. Hâlbuki bir de iş sahibi olmalıdır. İş sahibinin işten anlaması gerekmez. O sadece sermayesiyle inşaat yapmak ve gelir elde etmek isteyen kişidir. Yasaya eklenmelidir.

-Yapı Denetim Kanunu öncesi projeye imza atan mimar, mühendis sorumluluk almaktadır. Ancak her safhada belediyenin teknik elemanının Kabulü olmak zorundadır.

 

14 Şubat 2023 Salı

 AFET VE ARAMA KURTARMA

Kısaca Arama-Kurtarma diyoruz. Renkli giysileri var. Kim nereden gelmiş hiç ayırt etmiyoruz. Onlar özellikle deprem afetlerinin kahramanlarıdır. Yıkıntıların altından insan kurtarıyorlar. Başka da hiçbir amaçları yok. Aldıkları tek ücret kurtardıkları insanların mutlulukları.

Arama-Kurtarma Yapanlar Enkaz Üzerinde

Uyku uyuduklarını sanmıyorum. Yemeklerini enkaz başında yiyorlar.

Diplerden gelen seslerle depremzedenin yerini belirleyip Ona ulaşmaya çalışıyorlar. Enkaza açtıkları bir delikten giriyorlar. O da olmuyorsa komşu binanın altından tünel açıyorlar. Yani onlarda ‘olmaz’ diye bir şey yok. Enkaz altındaki insanı kurtarmaktan başka hiçbir düşünceleri yok. Kendi canlarını bile unutuyorlar. Yandaki binanın çalıştıkları enkaza devrilme tehlikesi varken de çalışıyorlar. Yıkıntıda milim milim ilerliyorlar. Zaman mefhumu yok. 27 saat çalışıp can kurtardıklarını biliyoruz.

Enkazın içinde ilerlerken önlerine kolon-kiriş çıktığında bu sefer başka bir yerden giriyorlar. Girdikleri deliği görseniz minicik. Onlardan başka sadece köstebekler girer o kadar küçük delikten.

Kurtardıkları kişiyi çıkardıklarında ise duygularına gem vuramıyorlar ve ağlıyorlar. Tabii izleyenler de...

Ancak…

Bana göre üniversitelerde Afet ve Arama-Kurtarma bölümleri kurulmalı. Sadece deprem değil sel, yangın, fırtına, heyelan, çığ, don, tsunami, radyoaktivite, kimyasal tehlike ve aklıma gelmeyen tüm afetler için eğitim verilmelidir. Ardından Arama-Kurtarma öğretilmeli, kullanılan araç gereçler geliştirilmelidir.  

Günümüzün Arama-Kurtarma elemanlarının tecrübelerinden de yararlanılmalıdır.

Tüm Arama-Kurtarma camiasına teşekkürler..

ARİF ATILGAN ŞUBAT 2023         

https://arifatilgan.wixsite.com/arifatilgan/single-post/afet-ve-arama-kurtarma

 

http://atilganblog.blogspot.com/2023/02/afet-ve-arama-kurtarma-ksaca-arama.html

 

12 Şubat 2023 Pazar

 6 ŞUBAT 2023 GÜNEYDOĞU ANADOLU DEPREMİ

TV’lerden haberleri izliyorum. Benim zamanımın (2000-2010) deprem konuşmacıları yenilenmiş. Bir tanesi diyor ki ‘İstanbul’da 500.000 bina var.’ Hâlbuki 1999 depremi sonrası İstanbul’da 500.000 ruhsatlı-iskânlı, 500.000 ruhsatlı-iskânsız, 500.000 kaydı (dosyası) olmayan bina vardı. Bir başka kanalda ise benim zamanımda medyaya, kendisi yerine niye benimle röportaj yaptıklarını soran kişiyi görünce kanal değiştirdim. 

Ama TV’de Prof. Mustafa Erdik’i gördüğümde sevindim. Gözlerim Onun ardından Prof. Nuray Aydınoğlu’nu da aradı. Onlar benim zamanımın değerli hocalarıydı. Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü’nde birlikte çalıştığım değerli İnşaat Mühendisleridir. Ben de mimar olarak onlardan aldığım teknik bilgilerle Deprem Eğitimcisi olmuş ve halkımıza Deprem Sunumları yapmıştım. Umarım bu tip insanlar daha çok görünür. O yıllardaki değerli hocalardan yararlanılması gerekir.

Gelelim günümüzdeki Güneydoğu Anadolu Depremine…  Görüntülere bakıyorum.

-Bazı binalar tanınmayacak şekilde moloz yığını haline gelmiş. Bunları hiç konuşmaya gerek yok. Elle tutulur tarafları yoktur.

                                 Moloz Yığını Bina

-Zemin katından devrilen binalar... Bu binaların üst katlarının sağlam olduğu görülür. Büyük ihtimalle sorunları Yumuşak Kat sorunudur. Diğer katların sisteminden değişik olarak alt katlara yapılan dükkânlar binanın oradaki davranışının zayıf olmasına sebep olurlar. Çünkü: Ara duvarlar yoktur. Kötünün iyisi olarak kolon diplerine birer sıra tuğla duvar örülmeliydi. Üst katlardaki bölme duvarları taşıyıcı değildir ama depremde binanın sigortası gibidirler. Onlar çatlar veya yıkılır. Buna karşın betonarme sistemi korurlar.

Zemin Kattan Devrilmiş Bina

-Ayakta kalan ama oturulamayacak haldeki binalar... Bunlarda teknik bazı arızalar olabilir. Statik sistem incelenmeden bir şey söylemek doğru değildir. Ama yine de yıkılmamaları önemlidir.

-Hiç bir şey olmayan binalar var mı bilemiyorum. Onları kutlamak gerekir. Ancak bulunduğu zemini de incelemek gerekir.

Hasar tespitleri yapılıyor. Ancak önemle belirteceğim konu sadece serbest çalışan mimar-mühendislerin değil onlara onay verenlerin de cezalandırılmasıdır. Bugüne kadar hep serbest çalışanlar cezalandırılmıştır. 

Bu afet asrın depremidir. İki sarsıntıdan birincisi 7.7, diğeri 7.6 büyüklüğündedir. İlkinin 75 saniyelik süresi 1999 yılındaki depremin 45 saniyelik süresinin neredeyse iki katıdır. Derinlik te yeryüzüne çok yakın olup 7 kilometredir. 1999 yılındaki depremin derinliği 17 kilometredir.

Haritalardan görüldüğü kadarıyla yerleşim fay hatlarının üzerine yapılmış. Tren rayları ‘S’ haline gelmiş. Bu anlamdaki alana yapılan binaların sağlam kalacağını düşünmüyorum. 

Bir de bitmiş binalarda oturanların kendi kafalarına göre yaptıkları yanlış tadilatlar vardır. Bunların en önemlileri kolon-kiriş kesmek veya tıraşlamaktır. Uzun uzun anlatmayayım ama tıraşlananlar da kesilmişler kadar zararlıdır. Zira etriyeler kesilmektedir.

Bu konuda yazdığım yazı... DEPREM VE BİNALARDAKİ KULLANIM YANLIŞLARI https://arifatilgan.wixsite.com/arifatilgan/single-post/2019/10/08/deprem-ve-bi%CC%87nalardaki%CC%87-kullanim-yanli%C5%9Flari

Bir de yıkıntılardan insan kurtaran Arama-Kurtarma elemanlarından bahsetmek istiyorum. Ama onlara ayrı bir yazıda yer vermek daha doğrudur diye düşünüyorum.

ARİF ATILGAN ŞUBAT 2023   http://arifatilgan.wixsite.com/arifatilgan     ve  atılgan blog

Not:

-Alttaki yazıyı 1999 depremi sonrası yazmıştım.

DEPREM KOMPLO TEORİSİ (HAARP)

https://atilganblog.blogspot.com/2016/08/depremkomplo-teorisi-arif-atlgan-tesla.html

-İnternette arifatilganKENT ve İNSAN ile Atılgan Blog isimli 2 bloğumun arama motoruna DEPREM yazarak daha önceki depremlerde yazdıklarımı okuyabilirsiniz. O tarihlerde bugünler için de geçerli ilginç ve önemli bilgiler yazmışım.

 

8 Şubat 2023 Çarşamba

 

DEPREM İÇİN UYARILARIM

17 Ağustos 1999 Marmara Depremi sırasında Mimarlar Odası yöneticisi olmaktan başka Afet Komitesi Başkanıydım. Depremin ikinci günü Gölcük’e gittik. Kocaeli’nden itibaren yollarda yıkılmış binaları görüyorduk. Acı veren bir sessizlik vardı. Gölcük’e vardığımızda çevrede kötü bir koku vardı. Belediye Binası Afet Yönetim Merkezi durumundaydı. Toplantı yaptık ve hemen Hasar Tespit Raporları tutmak üzere alana çıktık. Başkanı olduğum 8-10 kişilik ekipte konuyla ilgili her meslekten arkadaşlar vardı.

Sadece moloz yığını olarak görünen yerlerde 7-8 katlı binaların olduğunu öğreniyorduk. Daha önce yazmıştım. O sebeple uzatmayayım.  Yıkılan binalar tek sebepten yıkılmıyorlardı. En az 7-8 sebebin birleşmesiyle yıkılıyorlardı.

Ben önemli bulduğum başka konulardan bahsetmek istiyorum.

Meydandaki bir masa üzerinde bol bol kullanılmış giysi, başka bir masa üzerinde de bol bol sigara bulunuyordu. İsteyen oralardan istediğini alabiliyordu. Binanın içerisinde ise yabancı sigaralar bulunuyordu. Halk onları göremiyordu. Diğer yandan en tanınmış markaların gönderdiği giysiler depremzedelere ulaşamıyordu. Ama daha da önemli şeylerden bahsetmek istiyorum.

Deprem sahasına yerli yabancı herkes girebiliyordu. Enkazdan çıkarılan insanlar ambulanslarla hastanelere gönderiliyordu. Bu hastaneler başta İstanbul olmak üzere başka şehirlerdeydi. Sorun burada başlıyordu. Hangi ambulans nereye gidiyor bilinmiyordu. Sonradan gazetelerden öğrendiğimize göre kayıplar olmuş. Düşünebiliyor musunuz? Özellikle çocuklar nerden bilebilir bindirildiği ambulansın nereye gideceğini. Hele onlara sahip çıkacak aile fertlerini kaybetmişlerse…

               Deprem Saati Unutulamaz

Gelelim bugüne...

Geçtiğimiz günlerde 6 Şubat 2023 Depremi olarak anacağımız Güney Doğu Anadolu’daki 10 kentimizi kapsayan bir deprem yaşadık. Tarihimizin en büyük afetidir…  Hava kıştır. Bir an önce enkaz altındakiler kurtarılmalıdır. Hasar tespit raporları tutulmalıdır. Diğer konularda Marmara Depreminden ders alınmalıdır. Örneğin kullanılmış eşyalar yardım olarak kabul edilmemelidir. Deprem sahasına herkes girmemelidir. Görevli veya gönüllü olarak girenler kayıtlı ve yaka kartlı olmalıdır. Zira hırsızın uğursuzun olacağı da unutulmamalıdır. Enkazdan çıkarılan vatandaşlar binanın numarasıyla kaydedilmeli ve bilinen ambulanslarla bilinen hastanelere kayıtla gönderilmelidir. Hatta yanlarına sorumlu refakatçi konmalıdır. Özellikle çocuklara ve yaşlılara çok dikkat edilmelidir. Kısacası kurtarılanlar ve kurtarılamayanlar kesinlikle ve titizlikle kayda alınmalıdır.

Buralara enkaz görmeye gelenler için uyarı yapılmalı kesinlikle sahaya sokulmayacakları ilan edilmelidir.

Hepimize geçmiş olsun.

ARİF ATILGAN arifatilganKENT ve İNSAN ile atılganblog ŞUBAT 2023

Not: İnternette arifatilganKENT ve İNSAN ile Atılgan Blog isimli 2 bloğumun arama motoruna DEPREM yazarak daha önceki depremlerde yazdıklarımı okuyabilirsiniz. O tarihlerde bugünler için ilginç ve önemli bilgiler yazmışım.

1 Şubat 2023 Çarşamba

 

BARIŞ MANÇO

Onu ilk olarak yazlık Caddebostan Budak Sinemasında izlemiştim. Belçika’dan yeni gelmiş ve 3 yabancıdan meydana gelen grubuyla çıkmıştı. Sonra yine o gece sahneye çıkan Kadıköylü gençlerin meydana getirdiği Kaygısızlar Grubuyla birleşti ve beraber müzik yapmaya başladılar.

Kaygısızların orgcusu arkadaşımdı. Zaman zaman Halk Eğitim Merkezinden biraz yukarıdaki sokaktaki evine giderdik. Konser öncesi veya sonrası arkadaşım Onun evine orgunu bırakır veya alırdı.

Barış Manço Kadıköylüydü. Hatta ilk semti Yeldeğirmeni’dir. İskele Sokak ve sonra Halitağa Caddesinde oturmuşlardır. Tüm Kadıköylüler gibi ünlü olduktan sonra da ünsüz gibi gezmiştir. O sebeple çok sevilir zaten. Tesadüf şudur ki askerliğini benden sonra benim yaptığım yerde Polatlı Topçu Yedek Subay Okulunda yapmıştı.

Herkes ama özellikle Kadıköylüler çok üzülmüştü vefat ettiğinde.

Sevgiyle analım… 

 

 

1 şubat 2023