İskeleler
BOSTANCI İSKELESİ
Bostancı, Kadıköy ilçesinin
bir mahallesidir. Doğuda Maltepe, kuzeyde Ataşehir ilçeleriyle komşudur. Batısında
Suadiye mahallesi, güneyinde deniz bulunur. Bostancı İskelesi derin suya
ulaşmak için uzun bir yürüyüş yolunun ucuna inşa edilmiştir.
Bostancı’nın Bizans
dönemindeki adı Poleatikon olup bu ad daha önceki Bithynia krallığından
kalmadır. O dönemlerden kalan kalıntıların çoğu yol vs yapımı dolayısıyla
kaybolmuştur.
4. Murad’ın 1638 yılında
Bağdat seferine çıkmasıyla Bağdat Yolu adını alan istikamet Çamaşırcı Deresi
üzerindeki Bostancıbaşı Köprüsü ile devam etmektedir. Köprü Hicri 930 (Miladi
1523-1524) yılında İhsan Ağa isimli kişi tarafından yapılmıştır. Mimar Sinan
Köprüsü söylentisi yanlıştır. Özellikle 1970’li yıllardan sonra araba sayısının
artması dolayısıyla üzerinde bazı harabiyetler oluşmuştur.
Derenin Kadıköy tarafında
Bostancı Derbendi (Karakolu) kurulmuş. 2. Mahmud (1808-1839) döneminde bu yapının yerine ahşap karakol
binası yapılmıştır. Yine burada namazgâhlı 2. Mahmud Çeşmesi (1831-1832) vardır.
Namazgahı günümüze kalamamış. Ayrıca Suadiye tarafında Kadıköy’ün hatta belki
de İstanbul’un en eski kitabeli çeşmesi olan 1550 tarihli Çatalçeşme bulunur.
Bostancıbaşı Derbendi
(karakolu) bu noktadan şehre girenlerin kontrol edildiği kamu kurumudur.
Bostancı denilen askerler hem asayiş hem de bahçe işleriyle ilgileniyormuş. Onlardan
dolayı çevreye Bostancı denilmiş.
1912-1913… İskelenin bulunduğu
koyda antik bir liman olduğu belirlenmiş. Nitekim iskele o kalıntı üzerine inşa
edilen eklemelerle denize yapılan uzantının ucuna konmuştur. İskelenin uç
noktası karadan yaklaşık 135 m mesafededir. Yığma kagir bir yapıdır. Üzerinde o
yılların modasına uygun küçük bir kubbe yer alır.
Buradan denize dökülen dereye,
iki yanındaki arazinin Çamaşırcı Kuloğlu Mustafa Bey’e ait olması dolayısıyla
Çamaşırcı Deresi adı verilmiş. İstasyonun üst tarafında Mimar Kemalettin Beyin
eseri, bugün halk eğitim merkezi olarak kullanılan 1913 tarihli İbrahim Paşa
İlkokulu bulunur. Yine Kemalettin Beyin eseri olan, 1914-1915 yıllarında
yapılmış caminin adına da Kuloğlu Camii denmiş. Bostancı İstasyonu da semtin
önemli tarihi eserlerindendir. Aslında Vukela Caddesi de bir tarihi eserdir ya…
Onu da siz araştırın artık.
1934 yılında Bostancı’ya
tramvay çalışmaya başlamıştır. Kadıköy’den gelen hat Bostancı Karakolu ve 2.
Mahmud Çeşmesi’nin çevresinden tur atarak tekrar Kadıköy’e dönerdi. Aynı
düzende otobüs te çalışırdı. Kadıköy-Bostancı tramvayı ve otobüsünün numarası 4
idi. Tramvay 1966 yılında kaldırıldı.
1976 Tarihli Hava Fotoğrafı. Kırmızı İşaretli Otobüs-Tramvay Tur Yolu. Ortasında Karakol ve Çeşme. Denize doğru İskele Yolu.
1978 yılında iskele elden
geçirilir…
1980’li yıllarda kıyılar
doldurularak sahil yolu açılmıştır. Eski mendirek kaldırılıp daha büyük
mesafeli yeni mendirek yapılmış. Yeni durumda iskelenin ucu karadan yaklaşık 80
m mesafededir artık.
2006 yılında İBB tarafından
tekrar elden geçirilen iskelenin sudan
yüksekliği 1.5 m, önündeki derinlik 4 metredir.
Bostancı İskelesi
1. Ulusal Mimarlık dönemi yapılarındandır. Geniş saçakları, Bursa kemerleri ile
dikkat çeker. İçindeki 4 odadan biri bekleme salonu olup diğerleri görevlilere
aittir. Diğer yandan mimarı bilinmeyen binalarımızdandır. Ancak Bartın
Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümünden Araştırma Görevlisi Kıvanç Koçak’ın 2023
yılında yaptığı ‘İstanbul'un Kadıköy İlçesinde Yer Alan Birinci
Ulusal Mimarlık Dönemi Eğitim Yapıları Üzerine Bir Değerlendirme’ başlıklı çalışmasında bu iskelenin Mimar Vedat
Tek’in eseri olduğu yazılmış.
Oldukça fazla anımın olduğu yerdir Bostancı ve iskelesi.
1970’li yıllarda arkadaşlarla ortak kayığımız iskelenin
yanındaki mendirek içinde dururdu. Onlar ona teknemiz derdi. 4.75 m
uzunluğunda, ahşap ve kürekle kullanılan o şirin varlık benim için kayıktı.
İskeledeki çımacı Dursun Reis’in oğlu Süleyman ilgilenirdi oradaki teknelerle.
Süleyman, askere gidinceye kadar Küçükyalı Lisesinde öğretmenlik yapan kimya
mühendisi arkadaşlarımın öğrencisiydi. Bizim tekne torpilliydi yani. Kıyıya
paralel İdealtepe’ye veya Suadiye’ye kadar giderdik kürek çekerek. Balığa
çıktığımızda ise demir atmadan olta attığımız için Kınalıada kıyısına kadar
sürüklenirdik farkında olmadan. Karanlığa kalan dönüşümüz heyecanlı ve zahmetli
olurdu. Bostancı açıklarına kadar deniz kıpırtılı ve rüzgar açığa doğru eserdi.
Zorlardı yani. Bostancı çakarına gelince aniden su sakinleşir havuz gibi olurdu.
Ama oraya gelmeden kerteriz noktalarımızla istikametimizi ayarlamamız
gerekirdi. Aksi takdirde Suadiye veya Küçükyalı kıyısında bulabilirdiniz
kendinizi. En belirgin kerteriz işareti Bostancı İskelesi ve çevresindeki
yeme-içmecilerin renkli ışıklarıydı. İskelenin başlangıcında deniz üzerindeki
çay bahçesi, iç tarafında Saksonyalılar Gazinosu, karşısında Pilsen Restoran,
onun yukarısında Salih Baba’nın Yeri, karakolun arkasında Buhara Et Lokantası
bulunurdu…
Bugün iskelenin yanındaki dükkanlarda bulunan balıkçılar, o yıllarda dere üzerindeki köprünün ucunda seyyar tezgah açarlardı. Eşimle flört durumlarındayken orada buluşur, Bağdat Caddesi’ne yürür, Divan Pastanesi’nde sütlü kakao içerdik. Balıkçılar, ‘Daha gelmedi. Bekle.’ Derdi hangimiz erken geldiyse… Kasaplar Çarşısındaki Dörtler Et Lokantası’nda yediğimiz etin tadı damağımızda kalmıştır hep. Çarşıdaki Günaydın Kasabı ülkemize iki ünlü etçi kazandırmıştır. Cüneyt Asan (Günaydın) ve Nusret Gökçe (Nusret).Biraz ileride Dondurmacı Hafız vardı. Altıntepe’de apartman komşumuzdu Hafız Amca. Onun yanında çalışan çocuk bugünün ünlü Dondurmacısı Yaşar Usta’dır. O kısacık mesafede Yumurcak, Teksin, Derya ve Bostancı Plajları bulunurdu. Bostancı Plajının yanında yazlık sinema da vardı üstelik. Turgay’ın Tavernası, sinema, istasyonun üst tarafında çay bahçesi… Buradaki anılardan da bir kitap çıkar anlayacağınız.
Bugün Bostancı’ya geldiğinizde eski halinden eser
bulamazsınız. Tarihi Karakol yok. Çeşme ve kitabesi İstasyon tarafına alınmış. Eski
meydan kaybolmuş. Kıyı doldurulmuş, iskele çevresindeki çay bahçeleri,
restoranlar yok. İskele üzerinde akşam turu atamıyorsunuz. Giriş yol sınırına
konmuş. Kasaplar Çarşısı bambaşka bir şekil almış. En önemlisi o günlerdeki çevre
yok.
Her taraf çok kalabalık. Geleceğe anı kalmaz bu ortamdan. Ben
güzelim şehrin kentleştirilmesini sevemiyorum. Yeni durumuna hiç mi hiç
alışamıyorum.
ARİF ATILGAN 2025 HAZİRAN
Not: Ölçüler yaklaşıktır. Goggle’dan hesaplanmıştır.
https://atilganblog.blogspot.com/2025/06/bostanci-iskelesi-bostanc-kadkoy.html
https://arifatilgan.wixsite.com/arifatilgan/single-post/bostanci-i%CC%87skelesi%CC%87