Mimarlara Mektuplarım
FENERBAHÇE TCDD KAMPI
19.Yüzyılın ortalarından itibaren Fenerbahçe Burnu ve etrafı mesire yeri olarak kullanılmaya başlanmıştı.Alanın burun kısmı kayalık olduğu için sol tarafındaki kumsal kısım halk tarafından daha çok tercih ediliyordu.Ancak buraya Kadıköy’den ulaşım oldukça zordu.Bu sebepten 22 Eylül 1872 yılında Haydarpaşa-İzmit arasına tren yolu yapılırken Feneryolu İstasyonu’ndan Fenerbahçe’ye de tek hat döşenmişti.Bu hat Feneryolu İstasyonu’nun batısından kavisle şimdiki Feneryolu Sabit Pazarı’nın bulunduğu yerden geçiyor ,Bağdat Caddesi’ni hemzemin geçitle aştıktan sonra ,şimdiki Faruk Ayanoğlu Caddesi’nin ortasını takiben Fenerbahçe Orduevi Kapısı önünden önce batıya ,sonra güneye saparak sağında askeri lojman binalarını solunda askeri alanı kapsayan Fenerbahçe Demir Yolu’nu takiben şimdiki TCDD Kampı alanına geliyordu.Faruk Ayanoğlu Caddesi’nin ortasında ki demiryolu iki yanı ağaçlıklı tek hattı.Bu hattın iki yanında ise sokaklar bulunmaktaydı.Bugün demiryolunun bulunduğu kısım cadde ,iki yanındaki sokaklar ise kaldırım olarak kullanılmaktadır.Ayrıca Feneryolu –Fenerbahçe arasındaki bu yolun tapusu da tüm demiryolları gibi TCDD ye aitti.
Feneryolundan Fenerbahçe'ye Gelen Hat.
Fenerbahçe Burnu’nun doğu tarafında İstasyon Binası ile son bulan raylar tek hat olduğundan buraya gelen trenler Feneryolu İstasyonu’na kadar lokomotifin arkadan itmesi ile gidebilmekte idi.İki katlı İstasyon Binası’nın alt katı Bekleme Salonu ,üst katı ise İngiliz uyruklu bir levanten olan İstasyon Şefi Antuvan Efendi’nin lojmanı olarak kullanılmakta idi. Genellikle İstasyon Şefleri gayri müslimlerden oluşurdu.1915 yılında İzmir’de Şömen (yol) dö Fer (demir) okulu açıldıktan sonra işletmelerde Türkler de görev almaya başlamıştı.Ayrıca tüm istasyonlarda olduğu gibi burada da istasyonun hemen yanında yine gayri müslimlere ait iki bakkal dükkanı bulunmakta idi.Haydarpaşa –Feneryolu arası 3.3 km ,Feneryolu-Fenerbahçe arası ise 1.4 km mesafede idi.
Fenerbahçe İstayonu (Karakolu)
1.Dünya Savaşı sırasında askeri amaçlı kullanılan demiryolu ,1934 yılından sonra sadece Fenerbahçe’de yapılan cephaneliğe malzeme taşınması amacına hizmet etmiştir. Haydarpaşa Garı’ndaki 6 Eylül 1917 tarihindeki patlama olayından sonra Gar’ın kulanılamaz duruma gelmesi sebebi ile ,Fenerbahçe’deki iskele uzun süre Anadolu’ya özellikle askeri malzeme sevkiyatında kullanılmıştır.1928 yılında buraya yaz aylarında ve tatil günlerinde piknik yapmak için gelenlere hizmet için tren seferleri tekrar düzenlenmiş ancak verimli olunamamıştır.1936 yılında ise Atatürk bu hat ile Fenerbahçeye gelmiş ,burada kendisine bir köşk yapılması düşüncesi açıldığında ise “Burası bir insan için çoktur ,halk istifade etsin” demiş ve kendisine köşk yapılmasını istememiştir.
Önde Fenerbahçe Plajı, Arkada Henüz Yapılmamış DDY Kampı Yerinde İstasyon
Feneryolu-Fenerbahçe arasındaki raylar 1970 yılı Mart ayında tamamen yerlerinden sökülmüştür.
Fenerbahçe İstasyonu’nun bulunduğu deniz kıyısındaki plaj 1957 yılında TCDD personeli ve aileleri için yazlık dinlenme kampı olarak hizmet etmeye başlamıştır.TCDD çalışanlarının 15 er günlük fasılalarla yararlandıkları bu tesisin işlevine 1980 li yıllarda son verilmiştir.
DDY Kampı 1970 Öncesi (Tahta İskele Var)
İstanbul içersinde yaşayan TCDD çalışanları ise sezonluk giriş kartı çıkararak bu kamptan faydalanmakta idiler. Ancak ailesinde kurum çalışanı olmayan ,buna karşılık her gün denize gitmek durumunda olanlar ise ne yapar eder TCDD de çalışan bir yakınları vasıtası ile bu kampa giriş kartı çıkarırlardı.Plajında denize girilir ,üst kısımdaki tesislerde ise bir şeyler yenilir içilirdi.Bir yanında Askeri Kamp ,diğer yanında Fenerbahçe Halk Plajı bulunan ,özellikle 1960 lı yıllarda benimde yoğun kullandığım bu Kampta tüm Kadıköylü’lerin unutulmaz anıları bulunmaktadır.
DDY Kampı 1970 Sonrası
Bu anlamda TCDD Kampı’nın iki önemli karakterini anımsamakta yarar vardır. Bir tanesi kartsız gelenleri asla içeri almayan kapıda ki görevli Şefik Bey, diğeri ise özellikle açıktan yüzerek kampa girmek isteyenleri gözleri ile takip edip tam denizden çıkarlarken karşılarına dikilip tekrar geriye, denize gönderen Kamp Komiseri Altan’dı.
28/11/2008 tarihinde TCDD Yönetim Kurulunun 23/230 sayılı kararı ile bu alan Özelleştirme İdaresi’ne devredilmiştir. 29/05/2009 terihinde ise 5 Nolu KVTVK Kurulu Fenerbahçe Burnu’nu kıyıdan 50 mt açıktaki denizide kapsayacak şekilde SİT Alanı ilan etmiştir.
Ancak Özelleştirme İdaresi’nin 5793 sayılı yasadan güç alarak hareket etmesi ihtimali insanlara endişe vermektedir.
Bugün Fenerbahçe Halk Plajının bulunduğu alan güya halka açık ama halkın giremiyeceği kadar pahalı beach clup durumundadır.Fenerbahçe Burnu kısmı ise çeşitli klüplerin kullanımındadır.TCDD Kampı’da Özelleştirme İdaresi’ne verilmiş akibetini beklemektedir.
Halbuki Atatürk 1936 yılında demiştir ki “Burası bir insan için çoktur ,halk istifade etsin”.)
Fenerbahçe İstanbul’un en değerli kıyısıdır. Bu sahiller ise halka açılsa, eskisi gibi halkın kullanımı için ayrılsa sosyal devlet çok daha kamu yararı içeren bir hizmet yapmış olur.
1936 yılında Fenerbahçe’ye trenle gelen Atatürk’e buraya kendisi için bir köşk yapılması önerilmiş, buna karşılık Atatürk “Burası bir insan için çoktur, halk istifade etsin” demiştir.
Kıssadan hisse çıkaralım. 77 yıl önce Atatürk’ün halka kapatmadığı bu kıyıyı biz bugün halka kapatmayalım.
ARİF ATILGAN
FENERBAHÇE TCDD KAMPI
19.Yüzyılın ortalarından itibaren Fenerbahçe Burnu ve etrafı mesire yeri olarak kullanılmaya başlanmıştı.Alanın burun kısmı kayalık olduğu için sol tarafındaki kumsal kısım halk tarafından daha çok tercih ediliyordu.Ancak buraya Kadıköy’den ulaşım oldukça zordu.Bu sebepten 22 Eylül 1872 yılında Haydarpaşa-İzmit arasına tren yolu yapılırken Feneryolu İstasyonu’ndan Fenerbahçe’ye de tek hat döşenmişti.Bu hat Feneryolu İstasyonu’nun batısından kavisle şimdiki Feneryolu Sabit Pazarı’nın bulunduğu yerden geçiyor ,Bağdat Caddesi’ni hemzemin geçitle aştıktan sonra ,şimdiki Faruk Ayanoğlu Caddesi’nin ortasını takiben Fenerbahçe Orduevi Kapısı önünden önce batıya ,sonra güneye saparak sağında askeri lojman binalarını solunda askeri alanı kapsayan Fenerbahçe Demir Yolu’nu takiben şimdiki TCDD Kampı alanına geliyordu.Faruk Ayanoğlu Caddesi’nin ortasında ki demiryolu iki yanı ağaçlıklı tek hattı.Bu hattın iki yanında ise sokaklar bulunmaktaydı.Bugün demiryolunun bulunduğu kısım cadde ,iki yanındaki sokaklar ise kaldırım olarak kullanılmaktadır.Ayrıca Feneryolu –Fenerbahçe arasındaki bu yolun tapusu da tüm demiryolları gibi TCDD ye aitti.
Feneryolundan Fenerbahçe'ye Gelen Hat.
Fenerbahçe Burnu’nun doğu tarafında İstasyon Binası ile son bulan raylar tek hat olduğundan buraya gelen trenler Feneryolu İstasyonu’na kadar lokomotifin arkadan itmesi ile gidebilmekte idi.İki katlı İstasyon Binası’nın alt katı Bekleme Salonu ,üst katı ise İngiliz uyruklu bir levanten olan İstasyon Şefi Antuvan Efendi’nin lojmanı olarak kullanılmakta idi. Genellikle İstasyon Şefleri gayri müslimlerden oluşurdu.1915 yılında İzmir’de Şömen (yol) dö Fer (demir) okulu açıldıktan sonra işletmelerde Türkler de görev almaya başlamıştı.Ayrıca tüm istasyonlarda olduğu gibi burada da istasyonun hemen yanında yine gayri müslimlere ait iki bakkal dükkanı bulunmakta idi.Haydarpaşa –Feneryolu arası 3.3 km ,Feneryolu-Fenerbahçe arası ise 1.4 km mesafede idi.
Fenerbahçe İstayonu (Karakolu)
1.Dünya Savaşı sırasında askeri amaçlı kullanılan demiryolu ,1934 yılından sonra sadece Fenerbahçe’de yapılan cephaneliğe malzeme taşınması amacına hizmet etmiştir. Haydarpaşa Garı’ndaki 6 Eylül 1917 tarihindeki patlama olayından sonra Gar’ın kulanılamaz duruma gelmesi sebebi ile ,Fenerbahçe’deki iskele uzun süre Anadolu’ya özellikle askeri malzeme sevkiyatında kullanılmıştır.1928 yılında buraya yaz aylarında ve tatil günlerinde piknik yapmak için gelenlere hizmet için tren seferleri tekrar düzenlenmiş ancak verimli olunamamıştır.1936 yılında ise Atatürk bu hat ile Fenerbahçeye gelmiş ,burada kendisine bir köşk yapılması düşüncesi açıldığında ise “Burası bir insan için çoktur ,halk istifade etsin” demiş ve kendisine köşk yapılmasını istememiştir.
Önde Fenerbahçe Plajı, Arkada Henüz Yapılmamış DDY Kampı Yerinde İstasyon
Feneryolu-Fenerbahçe arasındaki raylar 1970 yılı Mart ayında tamamen yerlerinden sökülmüştür.
Fenerbahçe İstasyonu’nun bulunduğu deniz kıyısındaki plaj 1957 yılında TCDD personeli ve aileleri için yazlık dinlenme kampı olarak hizmet etmeye başlamıştır.TCDD çalışanlarının 15 er günlük fasılalarla yararlandıkları bu tesisin işlevine 1980 li yıllarda son verilmiştir.
DDY Kampı 1970 Öncesi (Tahta İskele Var)
İstanbul içersinde yaşayan TCDD çalışanları ise sezonluk giriş kartı çıkararak bu kamptan faydalanmakta idiler. Ancak ailesinde kurum çalışanı olmayan ,buna karşılık her gün denize gitmek durumunda olanlar ise ne yapar eder TCDD de çalışan bir yakınları vasıtası ile bu kampa giriş kartı çıkarırlardı.Plajında denize girilir ,üst kısımdaki tesislerde ise bir şeyler yenilir içilirdi.Bir yanında Askeri Kamp ,diğer yanında Fenerbahçe Halk Plajı bulunan ,özellikle 1960 lı yıllarda benimde yoğun kullandığım bu Kampta tüm Kadıköylü’lerin unutulmaz anıları bulunmaktadır.
DDY Kampı 1970 Sonrası
Bu anlamda TCDD Kampı’nın iki önemli karakterini anımsamakta yarar vardır. Bir tanesi kartsız gelenleri asla içeri almayan kapıda ki görevli Şefik Bey, diğeri ise özellikle açıktan yüzerek kampa girmek isteyenleri gözleri ile takip edip tam denizden çıkarlarken karşılarına dikilip tekrar geriye, denize gönderen Kamp Komiseri Altan’dı.
28/11/2008 tarihinde TCDD Yönetim Kurulunun 23/230 sayılı kararı ile bu alan Özelleştirme İdaresi’ne devredilmiştir. 29/05/2009 terihinde ise 5 Nolu KVTVK Kurulu Fenerbahçe Burnu’nu kıyıdan 50 mt açıktaki denizide kapsayacak şekilde SİT Alanı ilan etmiştir.
Ancak Özelleştirme İdaresi’nin 5793 sayılı yasadan güç alarak hareket etmesi ihtimali insanlara endişe vermektedir.
Bugün Fenerbahçe Halk Plajının bulunduğu alan güya halka açık ama halkın giremiyeceği kadar pahalı beach clup durumundadır.Fenerbahçe Burnu kısmı ise çeşitli klüplerin kullanımındadır.TCDD Kampı’da Özelleştirme İdaresi’ne verilmiş akibetini beklemektedir.
Halbuki Atatürk 1936 yılında demiştir ki “Burası bir insan için çoktur ,halk istifade etsin”.)
Yukarıdaki satırlar Ağustos2009 tarihinde Mimarlara Mektup dergisinde
ve Mimarlara Mektuplarım kitabımda yer almıştır. Bugün bu kıyı bölümü marina
yapılması için planlanmıştır.
Marinalar daha çok büyük teknelerin bağlandığı
tesislerdir. Büyük teknelerin sahipleri ise üst düzey ekonomik durumu olan
kişilerdir. Dolayısıyla marinaların kentin dışında sakin kıyılara yapılması
daha doğrudur. Zira bu kişiler uzak bir
kıyıda bulunan marinalardaki teknelerine özel araçlarıyla rahatlıkla
gidebilirler. Diğer taraftan marinalarda tekne sahiplerinin tekneleri için
gerekli malzemeleri satan dükkânlar bulunur.
Son yıllarda kent içersine marinalar tesis
edilmesi geleneği oluşturuldu. Bu durumda hem kıyılar halkın kullanımı dışına
çıkmakta hem de kentin en değerli yerleri az sayıdaki kişilere hizmet etmektedir.
Buralarda, kentin içi olduğu için tekne malzemesi satacak birkaç dükkân yerine
AVM ve eğlence fonksiyonları taşıyan dükkânlar açılmaktadır. Dolayısıyla kentin
en değerli yerleri toplumun çoğunluğunun kullanımına değil az sayıda insanın
kullanımına açılmış oluyor.
Ayrıca kentin içinde bu anlamda tesis yapılacaksa
daha çok burada yaşayan orta halli insanların küçük tekneleri için kirası düşük
barınaklar yapmak daha anlamlıdır. Fenerbahçe İstanbul’un en değerli kıyısıdır. Bu sahiller ise halka açılsa, eskisi gibi halkın kullanımı için ayrılsa sosyal devlet çok daha kamu yararı içeren bir hizmet yapmış olur.
1936 yılında Fenerbahçe’ye trenle gelen Atatürk’e buraya kendisi için bir köşk yapılması önerilmiş, buna karşılık Atatürk “Burası bir insan için çoktur, halk istifade etsin” demiştir.
Kıssadan hisse çıkaralım. 77 yıl önce Atatürk’ün halka kapatmadığı bu kıyıyı biz bugün halka kapatmayalım.
ARİF ATILGAN