Kent Mektupları
KADIKÖY’E BAKIŞ
Arif Atılgan
KADIKÖY’E BAKIŞ
Arif Atılgan
MÖ 685 yılında yani Bizans’ın kuruluşundan 17 yıl
önce Yunanistan’ın Megara kentinden gelenler Kadıköy’ü keşfetmişler ve burada
Kalkedon kentini kurmuşlar. Ancak MÖ 825 yılında da Fenikelilerin buraya geldiği
ve Kalkedon adını onların koyduğu araştırmalarda yazılmaktadır. Araştırmacılar Kalkedon
isminin Yeni Şehir anlamında konduğu, ancak burada çıkan aynı isimli bir taştan
dolayı da konulmuş olabileceğini ifade etmektedirler. Buna karşılık MÖ 667 de
Sarayburnu’na gelen Bizantion ve arkadaşları, Kalkedon’da yaşayıp buradaki
güzelliği görmeyenlerin ancak kör olabilecekleri düşüncesiyle o tarafa Körler
Kenti demişlerdir.
Osmanlı, Fatihin Bizans’ı fethettiği 1453 yılından
yaklaşık yüz yıl önce, 1348 yılında Orhangazi zamanında Üsküdar’a gelmiştir.
Yani Kadıköy’de Türkler Osmanlının İstanbul’u fethinden önce de bulunmakta
idiler. Ancak o yıllarda Kadıköy daha çok Üsküdar’a gidip gelenlerin yolda nefeslendikleri
mola yeri olarak kullanılıyordu. Fatihin İstanbul’a gelmesinden sonra Kadıköy öncelikle
Haydarpaşa Çayırının orduya talim yeri yapılması dolayısı ile Osmanlı
tarafından kullanılmaya başlanmıştır. Bölge Fatih Sultan Mehmet tarafından
İstanbul’un ilk kadısı yapılan Hızır Bey’e makam ödeneği olarak verilmiştir.
Kadıköy adı, daha sonra Fatih’i yargılayıp mahkûm edebilen bu kadının adından
gelmektedir. Osmanlının İstanbul’a gelmesinden sonra İstanbul’un Anadolu Yakası
İzmit Sancağına bağlanmıştır. İstanbul 1864 yılında Teşkil-i Vilayet
Nizamnamesi ile vilayet olmuş, 1923 yılına kadar o şekilde devam etmiştir. Anadolu
Yakası 1924 yılında Üsküdar ili olmuş, 1926 yılında ise İstanbul’a bağlı Üsküdar
ilçesi olmuştur. 1930 yılında da Kadıköy, Üsküdar ilçesinden ayrılarak ilçe
olmuştur. Osmanlı zamanında 1500 lü yıllardan itibaren namazgâhların ve
camilerin, 1700 lü yıllardan sonra kiliselerin görülmesi Kadıköy’de önce Müslümanların
sonra Hıristiyanların yerleştiğini göstermektedir.
Bu günkü 25.20KM2 veya 2520HE yüzölçümlü, 533.452 nüfuslu Kadıköy'ün
oluşması daha çok Cumhuriyet sonrası ilçeye taşınmalarla gerçekleşmiştir.
1950 Öncesi Kadıköy. |
1960 lı
Yıllarda Şehzade Ziyaeddin Efendi Köşkü Çiftlik Arazisi (Natilus AVM nin Üst
Tarafı).
1980 li yıllardan itibaren kat karşılığı inşaatçılığın hızlanmasıyla Kadıköy,
müteahhitler tarafından tercih edilen bir bölge olmuştu. Zira alçak binalar kat
karşılığı yapımında kazançlı oluyorlardı. O yıllarda apartmanda yaşamanın
ayrıcalık kazandırdığı anlayışının yayılmasıyla müstakil evler hızla apartmanlaşmıştı.
Bugünkü görüntü apartmanların da hızla daha yüksek katlı hale gelmeleri
şeklindedir. Çünkü: Bugün de yüksek katlı binalarda yaşamak ayrıcalıklı olmak
şeklinde tanıtılıyor. Hâlbuki örnek verilen başka ülkelerde bu tip binalarda daha
çok düşük gelirliler yaşamaktadırlar.
Eskiden İstanbullular alışveriş ve eğlence ihtiyaçları için Beyoğlu’na
giderlerdi. Beyoğlu semti denizden yüksek kotta olduğu için de ‘Beyoğlu’na
Çıkmak’ şeklinde bir deyim oluşmuştu. 2000 li yıllarda ise ‘Kadıköy’e İnmek’
şeklinde bir deyim oluştu. Zira çevre ilçelerde yaşayan insanlar alışveriş ve
eğlence ihtiyaçları için Kadıköy’e gelmekte ve Kadıköy deniz seviyesinde olduğu
için de bu deyimi kullanmaktadırlar.
Kadıköy, hızla ticaret ve eğlence fonksiyonlarının yer aldığı bir alan
haline girmektedir. İlk zamanlarda Kadıköy’ün yöneticileri, esnafı, hatta halkı
ilçelerinin değerli olduğunu düşünerek bu oluşumdan mutlu olmuşlardı. Belki o
zamanlarda bu durumu görmezden gelme kolaylığına kaçarak sorumluluktan uzak
durulmuş olunabilir. Ancak yakın gelecekte Kadıköy'de aile, iskân, mahalle,
semt olguları kalmayacaktır. Kadıköy merkezinden gerek Modaya gerekse
Yeldeğirmenine doğru ticaret ve eğlence fonksiyonları hızla yayılmaktadır.
Bağdat Caddesi, Fenerbahçe, Minibüs Caddesi, Fikirtepe Kentsel Dönüşümü,
Kozyatağı, D100 ün alt tarafları hızla ticarileşme refleksleri göstermektedir.
Marmaray ve Anadolurayın hizmete girmesinden sonra Anadolu Yakasının önemli
aktarım merkezi olacak olan Söğütlüçeşme zaten Kadıköy’ü yoğun ticari bir bölge
yapacaktır. Bunun için Kadıköy şimdiye kadar yaptıklarının tersine iskân semti
olma gayretleri içersine girmek zorundadır.
Zaman zaman ortaya çıkan noktasal projelerle nerede olduğunu bilmediğimiz
bir büyük plan gerçekleştiriliyor adeta. Sırasıyla Haydarpaşa Projesi, Haydarpaşa-Kadıköy-Mühürdar
sahili düzenlenmesi, Yeldeğirmeninin Canlandırılması, Kadıköy Tarihi Çarşı
Projesi, Fikirtepe Kentsel Dönüşüm Planı, Kalamış Yat Limanı, Kurbağalıdere
Vadisi Fikir Projesi Yarışması ortaya çıkan somut çalışmalar. Yakın gelecekte
bu projelerin sınırı olan Dalyandaki Askeri tesislerden Bostancıya kadar
çeşitli plan projelerin geleceğini tahmin etmek zor olmasa gerek. Kadıköy zaten
Haydarpaşa’dan Bostancıya kadar olan bölgede D100 ile deniz arasında sıkışmış
bir alandır. Sanki yakın gelecekte önemli bir merkez olacak olan
Söğütlüçeşmedeki kalabalığın Kadıköy’de tutularak rantlarının başka yerlere
kaçırılmaması amacı var gibi gözüküyor. Sahillerde ekonomik durumu üst düzey
olanlar için marina anlamında tesisler, ekonomik durumu daha alt düzeyde
olanlar için ise iç taraflarda AVM, çarşı vs oluşumlar yapılmak istendiği anlaşılmaktadır.
Açıkça görülüyor ki Kadıköy büyük bir dönüşüm gösterecektir ve bu dönüşümde
aile, iskân, mahalle, semt yoktur.
Kadıköy’deki
Planların Kabaca İşaretlenmiş Durumu.
Hâlbuki Kadıköy şimdiye kadar bu değerleri ile ön plana çıkmıştır. Öte
yandan değerlenen toprakları Kadıköy’ün pratikteki vizyonunu ticaret-eğlence
durumuna getirmiştir. Önümüzdeki yıllarda Kadıköy’ü yönetecek olanlar bu
değerlendirmeleri yapmalı ve ilçede tekrar semt hayatının canlanması için
önlemler almalıdırlar. Aksi takdirde yakın gelecekte Kadıköy’de Kadıköylü
kalmayacaktır.
Yeldeğirmeninde Uzun Hafız Sokağının köşesindeki Çamlıca Bakkaliyesinin
bacanak olan iki ortağı vardı. Bunlardan Mustafa Ağbi ile bir gün iddiaya
tutuşmuştum. Denizin üzerindeki ahşap iskelelerden oluşan Moda Plajının ikinci
havuz dediğimiz açıktaki tramplenli bölümünde yüzme yarışları da yapılıyordu.
25MT lik parkur olan bu bölümde ben 100MT, O ise 50MT yüzecekti. Sokağımızdan
çok kişi bu yarışı izlemek için plaja gelmişti ve herkesin favorisi bendim.
Arkadaşlarımın dolduruşu ile o kadar kendime güveniyordum ki Mustafa Ağbi
yarışı kazanınca çok şaşırmıştım. Plajdaki büfeden gazozları ısmarlamak
istediğimde engel olmuştu. Semte geldiğimizde bakkalından bize gazozları ikram
etmiş, bana da ‘iyi yüzüyorsun ama o kadar avans verilir mi oğlum?’ demişti.
Mahalleli olmak böyle bir şeydi.
Eskiden
Kalmış İzlerden Biri: Moda Plajına İniş Yolu.
Genel değerlendirmenin dışında Kadıköy’de yapılması gereken bazı somut
çalışmalar da vardır. Örneğin:
Pazaryerleri: Kadıköy’de pazaryerleri mobil hale getirilmelidirler. Yani
eski Migros arabaları gibi dükkân-araçların sokağın bir tarafında yerleştiği,
sokakta belediyenin seyyar tuvalet kurduğu, satıcıların yaka kartlarının
takıldığı vs şeklinde düzenlemelerin olduğu pazarlar kurulabilmelidir. O zaman
şimdiki gibi pazarcıların kendi araçlarının pazaryerinden daha fazla başka
sokakları zapt etmesi sorunu yaşanmayacak, pazar sokağına ambulans vs
girebilecek, pazarcılar apartmanların demirlerine iplerini bağlamayacaklar,
bahçelerini WC olarak kullanamayacaklardır.
Otopark: Bu sorun esas olarak insanların Kadıköy Merkezine kamu araçları
ile gelmelerinin sağlanması ile çözülmelidir. Otopark yapacak boş alan olmadığı
için Kuşdili Çayırı gibi doğal SİT alanları otopark yapılmak istenmektedir. Hâlbuki
yeşil alanların değil bazı cadde ve üzeri yeşil olmayan meydanların altı
otopark yapılabilinir. Bu arada Söğütlüçeşme Camisinin yanında yapılmakta olan
gibi bir otopark yapılmamalıdır. Burada hem yeşil yok olmuş hem de çıktığını
duyduğumuz tarihi eserler yerlerinden edilmişlerdir. Diğer yandan iyi bir
planlama ile bazı parsellere kat otoparkı yapma izni verilebilinir. Bugün
ilerleyen teknoloji sonucu rampa vs sebebi ile yer kaybı olmadan kat
otoparklarına daha çok araba konulabilmektedir. Arz talep dengesi bu şekilde
kurulabilinir.
Tramvay: Kadıköy Belediyesinin arşivlerinde yıllardır bekleyen minibüs
caddesine yapılması planlanmış ‘tramvay projesi’ bulunmaktadır. Anımsadığım
kadarıyla tek istikamette saate 15.000 kişi taşıma kapasiteli, Bostancıya kadar
olan bu proje hemen hayata geçirilmelidir. Hatta mümkünse Maltepe’ye kadar da
uzatılmalıdır. Zira Minibüs Caddesinin çevresindeki yerleşimler Marmaraya da Anadoluraya
da uzaktır. Bu proje, Kadıköy merkezine insanların arabaları ile inmemelerini
sağlayacağı için büyük ölçüde otopark sorununun çözümüne de katkıda
bulunacaktır. Bir de insanlar artık müşterilerinin çok gerisinde kalmış olan minibüslere
mecbur olmayacaklardır.
Kadıköy Çarşısı: Çarşının tarihi bölümü Söğütlüçeşme Caddesi ile Muvakkıthane Caddesiyle Üzerlik Sokağın
kesiştiği yer arasında kalan küçük alandır. Bu alanın dışı tarihte çarşı değil iskân
alanıdır. Çarşı fonksiyonunun kaybolmaması için bu alandaki binaların alt
katları dükkân, üst katları restoran kafe olarak kullanılmalıdır. Çarşıda
bakkal, manav, balıkçı, baharatçı, mezeci vs dükkânlar bulunur, restoran ve
kafeler değil. Bugün sadece balıkçıların olduğu sokak çarşı fonksiyonunu koruyabilmektedir.
Böyle sürerse Tarihi Çarşıda çarşı kalmayacaktır. Ayrıca Tarihi Çarşı olarak
neredeyse Bahariyeden Mühürdara kadar olan alan gösterilmektedir. Dolayısıyla alanın
adı ‘Tarihi Çarşı Ve Çevresi’ olarak değiştirilirse daha gerçekçi olacaktır.
Tarihi
Çarşı Kafeler Çarşısına Dönüştü.
Yeldeğirmeni Tarihi Semti: Yeldeğirmeni adeta tanıtımlarla ticari bir meta
haline sokulmaktadır. Semtte SİT Alanı ve tescilli eserlere uygulanması gereken
yasa ve yönetmelikler uygulanmalıdır. O zaman Yeldeğirmeni kendi kendini sağlıklı
bir şekilde yenileyecektir. Kimsenin canlandırmasına ihtiyacı yoktur.
Canlanması için ölmüş olması gerekir. İster istemez kimler ne zaman öldürmüş,
kimler bugün canlandırıyor sorusu akla gelir. Kimse kaygılanmasın Yeldeğirmeni ölmez.
Ayrıca Özen Sineması derhal tescilli eser uygulaması ile restore edilmelidir.
Burası sinema, tiyatro olarak kullanılmalıdır. Özen Sinemasının bugünkü hali
devam ettiği takdirde bunun sorumluları sadece burayı kullananlar değil, 5 Nolu
Koruma Kurulu ve mülk sahibi Vakıflar İstanbul 2. Bölge Müdürlüğü başta olmak
üzere tüm yetkililer olacaktır.
Kuşdili Çayırı: Bu alan kesinlikle tekrar Kadıköy’ün tarihindeki gibi çayır
ve koruluk hale getirilmelidir. Üzerine AVM yapılması kadar altına otopark
yapılması da son derece yanlıştır.
Bağdat Caddesi: Büyük bir modern çarşı olan cadde, üzeri açık yatay
alışveriş merkezi gibi de kabul edilebilinir. Dolayısıyla insanların AVM lerde
düşey dolaşmaları nasıl yürüyen merdivenlerle sağlanıyorsa burada da yatay
dolaşmaları yürüyen yollarla sağlanabilir. İyi bir planlama ile iki yandaki
kaldırımların önünde yürüyen yollar oluşturulabilinir. İki tarihi çeşme olan
Selamiçeşme ile Çatalçeşme arasındaki düz yolda yer yer yapılacak olan böyle
bir uygulama Kadıköy’e ayrıcalık kazandıracaktır. Üstelik bu şekilde caddenin
her tarafı eşit kullanılmış olacaktır. Araştırmaya değmez mi?
Binaların Yenilenmesi: Kadıköy’deki binalar kendi rantları ile
yenilenebilir. Bu konuda daha çok inşaat tartışmaları yapılmaktadır. Hâlbuki
önce burada yaşayan yalnız ve yaşlı insanların zarar görmemeleri için onlara
danışmanlık hizmeti sağlanması gibi insan odaklı konular konuşulmalıdır.
Ayrıca Kadıköy’de Ayrılık Çeşmesi başta olmak üzere tarihi çeşmeler, Ayrılık
Çeşmesi Sokağı başta olmak üzere tarihi sokaklar ve tarihi binalar korunmalı
restore edilmelidir. Kadıköy tarihi geçmişi olan bir yerleşim olarak
kültür-sanat vizyonlu çalışmalar ile yaşatılmalıdır.
ARİF ATILGAN TEMMUZ 2013
Sevgili Dostlar
Kadıköyle ilgili en büyük endişem ilçenin ticarileşmesidir. Ancak gelişme o yöndedir.
Sevgili Dostlar
Kadıköyle ilgili en büyük endişem ilçenin ticarileşmesidir. Ancak gelişme o yöndedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder