Mimar Mektupları
MİMARLAR ODASI GENEL KURULLARI
Arif Atılgan
Köyün çobanı bir gece
köye gelerek herkesi uyandırmış ve sürüye kurtların saldırdığını söylemiş. Köy
halkı yataklarından fırlamış ve sürüyü kurtlardan korumak için meraya koşmuş.
Ancak görmüşler ki ortalıkta kurt filan yok, sadece çoban biraz eğlenmek
istemiş. Bunu birkaç defa tekrarlayan çoban bir gün sürüye gerçekten kurtlar
saldırdığında köydekileri inandıramamış ve bütün sürü telef olmuş.
Bugüne kadar ki Mimarlar
Odasının genel kurul seçimlerinde İMP liler, ANAP lılar, AKP liler vs anlamında
birilerinin gelip Odayı alacakları söylenerek seçimler kazanılmıştır. Hâlbuki kendilerine
etiketler takılan arkadaşlarımız etiket takanlarla yıllarca birlikte
çalışmışlardı. Hatta etiket takılmasından sonrada birlikte çalışanlar olmuştu.
Ancak bu etiketlemeyi yapan meslektaşlarımız bir şekilde hep Odada bulunabilmişlerdir.
Odada herkesin ‘Bunlar’ adıyla bahsettiği az sayıdaki bu meslektaşlarımız her
zaman haklı olmuşlar, diğerleri ise haksız olmuşlardır. Özellikle son iki
dönemde mimarların Odalarından kopmaya başladıkları görülmektedir. Bu durum
devam ettiği takdirde Odanın tanınırlığı giderek yok hükmünde olacaktır. Anlaşılmalıdır ki Odada seçim kazanmak hüner
değildir. Aksine Odayı üyelerinin tam katıldığı güçlü bir örgüt haline
getirebilmek hüner olmaktadır. Genel Kurullar sürecine girdiğimiz bu günlerde yukarıdaki
hikâyeden kıssadan hisse çıkarılmalıdır.
21. Yüzyılda Dünyada
demokrasinin biraz daha geliştirilmesi çalışmalarına başlandığı görülmektedir.
Önce 2000 li yılların başlarında seçenlerin seçilenlerin karar süreçlerine katılmaları
istenmiştir. Bu suretle Katılımcı Demokrasi denilen yeni bir kavram ortaya
çıkmıştır. 2010 lu yıllarda ise çok küçük azınlıklar bile sözlerinin
dinlenmesini istemişler, sokaklara dökülmüşler, daha çok demokrasi talep
etmişlerdir. Ülkemizde de 2000 li yıllarda aynı gelişmeler yaşanmıştır. 2010 lu
yıllarda daha çok demokrasi istenir olmuş, Taksim Gezisi Parkı eylemleri ile
halk bu isteğini yüksek sesle herkese duyurmak istemiştir. 2013 yılının haziran
ayındaki Taksim Gezisi Parkı bir milattır. Bundan sonra insanlar en küçük
azınlık bile olsalar ‘bize saygı duyun’ demekteler, kendileri için yapılacak
her şeyin önce kendilerine sorulmasını talep etmektedirler. Yani artık dünyada
da ülkemizde de demokraside değişim dönemi başlamıştır.
Bu anlamda Meslek
Odamıza bakarsak: Meslektaşlarımız, Taksim Gezisi Parkına kurumsal olarak
katılan Odamızın burada savunduğu değerleri kurumun kendisinde de görmek istemektedirler.
Özellikle TMMOB nin her açıklamasında ‘Örgütümüzde yöneticiler gönüllükle
çalışırlar, bizde profesyonel yöneticilik yoktur’ sözü önemsenmeli, bu kural
tatbik edilmelidir. Mimarlar Odasında seçilmiş yöneticiler hiçbir şekilde Oda
ile gerek profesyonellik gerekse başka konularda parasal ilişki içersinde
bulunmamalıdırlar. Ayrıca Odamız seçimlerinde iki liste çıksa, bu listelerden biri
%49 oy alsa, o listenin yönetim kurulunda ve delegasyonda temsil oranı sıfır
olmaktadır. Oda seçimlerine nispi temsil kuralı getirilmeli, seçimlere giren
listeler aldıkları oy oranında yönetim kurulunda ve delegasyonda temsil edilebilmelidirler.
Zira Mimarlar Odası, ne görüşte olursa olsun, bütün mimarların zorunlu üye
oldukları bir meslek odasıdır. Diğer yandan çeşitli alanlarda faaliyet gösteren
mimarlar aralarında toplanarak dernekleşmeli, bu dernekler Mimarlar Odası
çatısı altında toplanmalıdırlar. Bugün bu anlamda sadece SMD vardır ve Mimarlar
Odasının SMD yi bu kimliği ile tanıdığı belli olmaktadır. Diğerlerinin de oluşması,
her birinin Oda çatısı altında kendi ağırlıklarını hissettirmelerini
sağlayacaktır. Bu şekilde Odamızda daha canlı genel kurullar yaşanacaktır.
Mimarlar Odası Köklü Asma, bu dernekler ise bu Köklü Asmanın üzüm salkımları
gibi oluşturulabilmelidirler.
Dünyada ve Ülkemizde
değişim yaşanmaktadır. Mimarlar Odası da bu değişimi görebilmeli, kendisini
2014 yılında yaşayacağımız 60. Yaşında yenilemelidir. Böyle olmadığı takdirde
değişim kendini bir şekilde kabul ettirecektir. Zira su mecrasını yaratır, yaşam
kendi yönünü belirler. Bundan sonra mimarlar gerçekleşmekte olan değişimin
mimarları olacaklardır.
Bu arada unutmadan,
Bunlar diye bildiğimiz meslektaşlarımıza sormak istiyorum: Sahi, Siz hangi
partilisiniz? Size sizin başkalarına, kendilerine sormadan etiket yapıştırarak,
yaptığınız saygısızlığı yapmadan bu soruyu sorma hakkımız vardır sanırım. Hep
başkaları için şundandır bundandır diyen meslektaşlarımız nerdendir? Bunu
bilmek herhalde diğerlerinin en doğal hakkıdır.
ARİF ATILGAN ARALIK
2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder