27 Ağustos 2015 Perşembe

Mimar Mektupları



MİMARLAR ODASI GENEL KURULLARI
Arif Atılgan

Köyün çobanı bir gece köye gelerek herkesi uyandırmış ve sürüye kurtların saldırdığını söylemiş. Köy halkı yataklarından fırlamış ve sürüyü kurtlardan korumak için meraya koşmuş. Ancak görmüşler ki ortalıkta kurt filan yok, sadece çoban biraz eğlenmek istemiş. Bunu birkaç defa tekrarlayan çoban bir gün sürüye gerçekten kurtlar saldırdığında köydekileri inandıramamış ve bütün sürü telef olmuş.

Bugüne kadar ki Mimarlar Odasının genel kurul seçimlerinde İMP liler, ANAP lılar, AKP liler vs anlamında birilerinin gelip Odayı alacakları söylenerek seçimler kazanılmıştır. Hâlbuki kendilerine etiketler takılan arkadaşlarımız etiket takanlarla yıllarca birlikte çalışmışlardı. Hatta etiket takılmasından sonrada birlikte çalışanlar olmuştu. Ancak bu etiketlemeyi yapan meslektaşlarımız bir şekilde hep Odada bulunabilmişlerdir. Odada herkesin ‘Bunlar’ adıyla bahsettiği az sayıdaki bu meslektaşlarımız her zaman haklı olmuşlar, diğerleri ise haksız olmuşlardır. Özellikle son iki dönemde mimarların Odalarından kopmaya başladıkları görülmektedir. Bu durum devam ettiği takdirde Odanın tanınırlığı giderek yok hükmünde olacaktır.  Anlaşılmalıdır ki Odada seçim kazanmak hüner değildir. Aksine Odayı üyelerinin tam katıldığı güçlü bir örgüt haline getirebilmek hüner olmaktadır. Genel Kurullar sürecine girdiğimiz bu günlerde yukarıdaki hikâyeden kıssadan hisse çıkarılmalıdır.

21. Yüzyılda Dünyada demokrasinin biraz daha geliştirilmesi çalışmalarına başlandığı görülmektedir. Önce 2000 li yılların başlarında seçenlerin seçilenlerin karar süreçlerine katılmaları istenmiştir. Bu suretle Katılımcı Demokrasi denilen yeni bir kavram ortaya çıkmıştır. 2010 lu yıllarda ise çok küçük azınlıklar bile sözlerinin dinlenmesini istemişler, sokaklara dökülmüşler, daha çok demokrasi talep etmişlerdir. Ülkemizde de 2000 li yıllarda aynı gelişmeler yaşanmıştır. 2010 lu yıllarda daha çok demokrasi istenir olmuş, Taksim Gezisi Parkı eylemleri ile halk bu isteğini yüksek sesle herkese duyurmak istemiştir. 2013 yılının haziran ayındaki Taksim Gezisi Parkı bir milattır. Bundan sonra insanlar en küçük azınlık bile olsalar ‘bize saygı duyun’ demekteler, kendileri için yapılacak her şeyin önce kendilerine sorulmasını talep etmektedirler. Yani artık dünyada da ülkemizde de demokraside değişim dönemi başlamıştır.

Bu anlamda Meslek Odamıza bakarsak: Meslektaşlarımız, Taksim Gezisi Parkına kurumsal olarak katılan Odamızın burada savunduğu değerleri kurumun kendisinde de görmek istemektedirler. Özellikle TMMOB nin her açıklamasında ‘Örgütümüzde yöneticiler gönüllükle çalışırlar, bizde profesyonel yöneticilik yoktur’ sözü önemsenmeli, bu kural tatbik edilmelidir. Mimarlar Odasında seçilmiş yöneticiler hiçbir şekilde Oda ile gerek profesyonellik gerekse başka konularda parasal ilişki içersinde bulunmamalıdırlar. Ayrıca Odamız seçimlerinde iki liste çıksa, bu listelerden biri %49 oy alsa, o listenin yönetim kurulunda ve delegasyonda temsil oranı sıfır olmaktadır. Oda seçimlerine nispi temsil kuralı getirilmeli, seçimlere giren listeler aldıkları oy oranında yönetim kurulunda ve delegasyonda temsil edilebilmelidirler. Zira Mimarlar Odası, ne görüşte olursa olsun, bütün mimarların zorunlu üye oldukları bir meslek odasıdır. Diğer yandan çeşitli alanlarda faaliyet gösteren mimarlar aralarında toplanarak dernekleşmeli, bu dernekler Mimarlar Odası çatısı altında toplanmalıdırlar. Bugün bu anlamda sadece SMD vardır ve Mimarlar Odasının SMD yi bu kimliği ile tanıdığı belli olmaktadır. Diğerlerinin de oluşması, her birinin Oda çatısı altında kendi ağırlıklarını hissettirmelerini sağlayacaktır. Bu şekilde Odamızda daha canlı genel kurullar yaşanacaktır. Mimarlar Odası Köklü Asma, bu dernekler ise bu Köklü Asmanın üzüm salkımları gibi oluşturulabilmelidirler.

Dünyada ve Ülkemizde değişim yaşanmaktadır. Mimarlar Odası da bu değişimi görebilmeli, kendisini 2014 yılında yaşayacağımız 60. Yaşında yenilemelidir. Böyle olmadığı takdirde değişim kendini bir şekilde kabul ettirecektir. Zira su mecrasını yaratır, yaşam kendi yönünü belirler. Bundan sonra mimarlar gerçekleşmekte olan değişimin mimarları olacaklardır.

Bu arada unutmadan, Bunlar diye bildiğimiz meslektaşlarımıza sormak istiyorum: Sahi, Siz hangi partilisiniz? Size sizin başkalarına, kendilerine sormadan etiket yapıştırarak, yaptığınız saygısızlığı yapmadan bu soruyu sorma hakkımız vardır sanırım. Hep başkaları için şundandır bundandır diyen meslektaşlarımız nerdendir? Bunu bilmek herhalde diğerlerinin en doğal hakkıdır.  

ARİF ATILGAN ARALIK 2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder