27 Ağustos 2015 Perşembe

Kent Mektupları



KOMAGENE KRALLIĞI
Arif Atılgan

Komagene, Roma Döneminde şimdiki Fırat nehrinin orta kısmının iki tarafında kalan bölgeye verilen addır. Kelime Yunancadan gelmektedir. Komagene MÖ 109 yılında Makedonya Kralı Büyük İskender’in akrabası olan Mithrades Kallinikos tarafından bağımsız bir krallık olarak kurulmuştur. Komagene Krallığı 1. Antiokhos döneminde MÖ69-MÖ36 yılları arasında en güçlü zamanını yaşamıştır. Komagene Krallığı MS72 de burayı Romalıların istilası ve Suriye eyaletine katmasıyla sona ermiştir.

1.Antiokhos 2150 MT yükseklikteki Nemrut Dağına tapınaksal anıtmezar anlamında Hierothesion yaptırmıştır. Hierothesion bir tümülüs ve üç tarafında yapılmış teraslardan meydana gelmektedir. Tümülüsün doğu ve batı teraslarında heykeller, kuzey terasında yuvaları hazır ancak kendileri işlenmemiş taşlar vardır. Güneyinde bir şey bulunmamakta, bugün yukarıya bu taraftan yürüyerek çıkılmaktadır.

Doğu Terasında, tek parça altlık üzerine yerleştirilmiş toplam 8-10 MT yükseklikte tanrı heykelleri bulunmaktadır. En soldaki heykel 1. Antiokhos’a aittir. Onun yanında Komageneyi simgeleyen Komagene adlı tanrıça, ortada Yunan baş tanrısı Zeus ile Pers-Zerdüşt inanışındaki evrenin bilge yöneticisi Ahura Mazdayı özdeşleştiren Zeus-Oromasdes, daha sonra Apollon-Mitras-Helios-Hermes heykeli vardır. Bu heykel Yunan ışık tanrısı Apollonu, Pers inancının ışık tanrısı Mitrası, Yunan kültüründe Güneş Tanrısı Heliosu ve tanrıların ulağı Hermesi simgeler. Son heykel ise Herakles-Artagnes-Ares heykelidir. Bu heykelde ise Yunan savaş tanrısı Ares, onun Pers benzeri Artagnes ve en güçlü ölümlü Herakles (Herkül) temsil edilir. Avlunun kuzeyinde1. Antiokhos’un baba tarafından atalarının, güneyinde ana tarafından atalarının alçak kabartmaları bulunmaktadır. Heykellerin başında ve sonunda onlar kadar büyük aslan ve kartal heykelleri vardır. Hayvanların kralı aslan ve göklerin hâkimi ve tanrıların habercisi kartal bekçi olarak gösterilmişlerdi. Heykellerin karşısında 13,5MT/13,5MT ebadında bir sunak vardır. Bu sunakta kurban, tütsü gibi tanrılara saygı töreni anlamında kült törenleri yapılırdı. Buradaki heykellerin oturduğu tahtların olduğu taşların arkasında yazıtlar vardır.

                                         Doğu Terasındaki Heykeller Ve Arkada Tümülüs.

Batı Terası 1. Antiokhos’un tanrılarla tokalaşma kabartmaları, beş tanrı heykeli, kartal ve aslan heykelleri, iki adet 1. Antiokhos’un atalarını gösteren kabartmalardan oluşmaktadır. Burada da doğu terasındaki tanrı heykelleri aynı şekilde sıralanmıştır. Batı terasında sunak yoktur. Her iki terastaki heykeller bütün halinde değiller. Tahtlarının üzerindeki gövde, kafa gibi parçalar yere düşmüş durumdalar.

Yukarıdaki bilgilendirmelerden sonra burası ile ilgili önemli bulduğum iki konuya değinmek istiyorum.
Bunlardan birincisi, terasların ortasındaki 50MT yüksekliğinde 150MT çapındaki beni heykeller kadar etkileyen Tümülüstür. Yayınlarda genellikle heykellerden bahsedilir, Tümülüsten pek bahsedilmez. Burada önce mezar odası yapılmış ve üzeri blok taşlarla kapatılarak kaya çekirdeği oluşturulmuş. Önce 75MT yüksekliğinde olan Tümülüs, heykeller yapılırken yontulan yumruk büyüklüğündeki taşların üst üste bu kaya çekirdeğinin üzerine yığılmasıyla oluşmuş.

                                                Tümülüs’ün Uzaktan Görünüşü.

Nemrut dağı dünyada tanındıktan sonra buraya arkeoloji dünyasından birçok kişi ilgi duymuş. Onlardan biri de Amerikalı Theresa Goell isimli kadınmış. Goell’in buradaki mezar odasını bulmak için kayaları dinamitlemesi sebebi ile Tümülüsün yüksekliğinin 75MT den 50MT ye indiği söylenmektedir.
1947 yılından itibaren burada yıllarca kalan Goell 1985 yılında öldüğünde vasiyetine uygun olarak küllerini buradan savurtmuş.

Değinmek istediğim ikinci konu ise, son mola yerinden yukarı çıkılan yürüyüş yolunun yeniden düzenlenmesi. Nemrut Dağı bugün Adıyaman ilimizin Kâhta ilçesi sınırları içersindedir.  Dağa araba ile çıkılıyor ancak son mola yerinden sonra ortalama yarım saat kadar yürüyerek heykellerin bulunduğu teraslara çıkılabiliniyor. Yürüyüş yolu Arnavut kaldırımı tarzında doğal taş döşenmiş şekilde. Ancak şimdi burayı sanırım hem arabaların çıkması için hem de insanların kolay yürüyebilmesi için düzgün kesilmiş dikdörtgen şeklinde taşlarla döşemek istiyorlar. Yukarı çıkışın kolaylaşması da, böyle bir kalıntıya kesme taş yoldan çıkılması da son derece yakışıksız bence. Kim nasıl karar vermiş bilinmez. İki bin yıllık tarihi olan bir yere giden yol varsın zor çıkılıyor olsun. Bu sebepten de yeni model taş döşeneceğine eski tip döşenmiş taşların onarılması daha doğrudur bana göre.

                       Şimdiki Arnavut Kaldırımı Yol Ve Döşenmeyi Bekleyen Kesme Taşlar.

Bir de önemli dip not, Komagene çiğ köfte çeşidi değildir. Komagene, Miladın öncesinde ve sonrasında yaklaşık 200 yıl yaşanmış önemli bir medeniyetin adıdır.

ARİF ATILGAN AĞUSTOS 2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder