Kent Mektupları
ANADOLU
YAKASI’NIN AĞAÇLARI
Arif Atılgan
İstanbul’un Anadolu Yakasındaki
ağaçlarını konu eden bir yazı yazmaya ihtiyaç duyacağımı sanmıyordum. Ancak
ağaçların ve ağaçlık alanların giderek yok olmaya başlaması, gelecekte yaşayacak
olanlara bunları anımsatmak gerektiğini bana düşündürdü.
Kentin kuzeyinde Karadeniz’e
kadar uzanan orman alanlarını öncelikle tespit etmiş olalım. Yapılmış ve
yapılacak olan Boğaz Köprüleri sebebi ile bu ormanların da önemli kısmı
eksilmiş ve eksilmeye devam edeceği belli olmuştur. Ancak bu yazıda ifade etmek
istediğim alanlar yerleşimlere daha yakın olan, her gün gördüğümüz ağaç ve
ağaçlıklardır.
Beykoz’dan başlarsak, Beykoz
Ormanları, Kanlıca Mihrabat Korusu, Çengelköy Korusu, Kandillide Cemile Sultan
ve Adile Sultan Koruları, Beylerbeyi Korusu, Fethi Paşa Korusu, Altunizade
Validebağ Korusu, Karacaahmet Mezarlığı, Büyük ve Küçük Çamlıca Koruları, Dragos
Korusu, Kayışdağı Ormanı, Başıbüyük Ormanı, Yakacık Aydos Ormanı, Pendik Gözdağı
Tepesi ve Tuzla İçmeler Korusu. Daha kuzeyde ise Alemdağ ve Taşdelen Ormanları.
Bu alanlardan Beykoz Ormanlarının
içersine birçok site inşa edilmiş, Beylerbeyi Korusu adeta yok olmuş, Karacaahmet
Mezarlığı yer yer üzerinden yol geçirilerek küçültülmüş ve tarihi servi
ağaçlarının azaltılmış oldukları görülmektedir. Büyük ve Küçük Çamlıca
Korularının, Kayışdağı, Başıbüyük, Aydos Ormanlarının içersinde ise üniversite binaları
dâhil birçok yapılaşmalar oluşmuştur. Alemdağ Ormanı neredeyse yok olmak üzere,
Taşdelen Ormanı ise etrafındaki yapılaşmaların arasında sıkışmış kalmış bir
durumdadır.
Kentin içerlerine girersek,
Beykoz Çayırı, Göksu Çayırı, Kuzguncuk Tepesi, Altunizade Millet Parkı,
Doğancılar Parkı, İngiliz Mezarlığı, Koşuyolu Parkı, Kadıköy Parkı, Moda Parkı,
Yoğurtçu Park, Fenerbahçe Parkı, Özgürlük Parkı, Göztepe Parkı, Kozyatağı
Parkı, Bostancı Kriton Curi Parkı, Küçükyalı Parkı, İdealtepe 50. Yıl Korusu ve
Parkı isimlerindeki ağaçlık alanları görebiliriz.
Bu alanlardan Beykoz Çayırı,
içersindeki tesisleşmelerden dolayı eski heybetinde değilse de önemli bir yeşil
alan olarak göze çarpmaktadır. Göksu Çayırı 1. ve 2. Boğaz köprülerine şantiye
alanı olarak kullanılmış, bir süredir otobüs duraklarının alanı olarak
kullanılmak istenmektedir. Kuzguncuk Tepesi yapılaşmaya açılmak isteniyor,
Kadıköy Parkı adeta parklıktan çıkmış durumdadır.
Ayrıca tarihe geçmiş olan
Haydarpaşa Çayırının İbrahimağa-Acıbadem tarafı yok olmuş, Haydarpaşa tarafında
ise tren rayları bulunmaktadır. Ancak bu alan da yakında Haydarpaşa Projesine
kurban edilecektir. Yeldeğirmeni’ndeki küçük Paşa Çayırı, Fikirtepe Semtinin
bulunduğu alandaki Uzun Çayır, Moda’da Moda Çayırı tamamen yok olmuştur.
Kuşdili Çayırı ise otopark alanı olarak kullanılmakta ama ilk fırsatta üzerine
alış veriş merkezi yapılmak istenmektedir.
Anadolu yakasında, yukarıda
sayılan bütün alanlarda tarihi kimlik kazanmış ağaçlar da bulunmaktadır. Ancak insanlar,
bu ağaçların yerleşim içersinde bulunanlarını sık sık görebilme şansına sahip
olabilmektedirler. Örneğin: Beykoz Çayırındaki çınarlar, Altunizade Validebağ
Korusundaki sakız ağaçları, Çengelköy’deki çınarlar, Küçük Çamlıca’da çeşme
civarındaki ve Fenerbahçe Parkındaki tarihi ağaçlar, Yakacık’ta tarihi çeşme başındaki
ve çay bahçesi içersindeki çınarlar, İdealtepe’de cadde kenarında kalmış çınar,
Moda Burnundaki çitlembik ağaçları, Caddebostan’da yolun ortasında kalmış olan
çınarlar, Bostancı meydanında çeşme başındaki iki çınar gibi.
Moda
Burnundaki Çitlenbik ağacı
Bu arada kurutulan ağaçlar da
bulunmaktadır. Kadıköy- Haydarpaşa sahilinde Ladikli Ahmed Ağa Çeşmesi (Servili
Çeşme) yanındaki ağaç, Üsküdar Paşa Limanında ve Fenerbahçe Belvü’de yol
ortasında kalmış olan ağaçlar, Moda burnundaki çitlembiklerden bir tanesi
bunlardan bazılarıdır. Kuşdili Çayırı Koruluğundaki ağaçlar ise topluca yok
olanlarındandır.
Caddebostandaki
Çınarlar
Aslında İbrahimağa’da Beş
Kardeşler olarak bilinen, 1970 li yıllarda alana inşaatlar yapılması sebebi ile
yok edilen ıhlamurları da saymak gerekir. Bu ağaçları Sultan Mecid’in
(1839-1861) beş oğlu hep birlikte dikmişlerdi. Bunun için onlar, daha sonra
dördü padişah olan Murad, Hamid, Reşad, Vahdeddin, Süleyman Efendilerin adları
ile anılırlardı.
Ancak bu yazıyı yazmama sebep olan
olay, kurutularak yok edilme sırası gelmiş gözüken ağaçlardır. Bunlar Caddebostan’da
yol ortasında kalmış olan, Bostancı meydanındaki çeşme başında bulunan ve
İdealtepe’de Büyük Yalı Deresinin yakınında caddenin kenarında kalmış olan çınar
ağaçlarıdır. Aslında Moda Burnunda bir tanesi şimdiden yok olmuş, bütün eski
fotoğraflarda görünen çitlembik ağaçlarını da bu listeye ekleyebiliriz.
Bostancı
Mesydanındaki Çınar
Nedense yol ortasında kalan veya
binaların manzarasını kesen ağaçların başına hep aynı kader gelmekte, bir
şekilde kurutularak yok edilmektedirler. Hâlbuki Paşa Limanındaki ve Fenerbahçe
Belvü’deki yol ortasında kalan ağaçların yanından yıllarca araçlar keyifle
geçmişler, Caddebostan ve Bostancıdakilerin yanından ise hala geçmektedirler.
İbrahimağa’daki Beş Kardeşler
olarak anılan ıhlamur ağaçları alçak taş duvarla çevrili yaklaşık 100 MT2 lik
bir setin üzerinde, 5-6 MT çapında dairenin çevresine dikilmişlerdi. İki
kişinin kucaklayamayacağı büyüklükte çapları ve bazılarının gövdesinde geniş
kovukları bulunmakta idi. Hemen yanındaki futbol sahasında maç yaptığımızda bu
ağaçların altını soyunma odası olarak kullanırdık.
Bostancıdaki Çeşme, yanındaki
çınarlarla yolun ortasında bulunmakta idi. Burası, 4 no lu Kadıköy-Bostancı
arasında çalışan tramvayların 1960 lı, otobüslerin ise 1980 li yıllara kadar son
durağı olup Caddenin bittiği nokta idi. Tramvay ve otobüsler, yolcularını
indirir bindirir ve Çeşmenin etrafından dolanarak Kadıköy’e dönerlerdi. Diğer
araçlar ise Meydanın kara tarafındaki Tarihi Köprünün üzerinden minibüs
caddesine devam edebilirlerdi.
Şu ağaçların ağzı dili olsa da
gördüklerini anlatsalar diye bir söz vardır. Tarihi ağaçların yanında herkes bu
sözü anımsasa, belki onların değeri anlaşılır diye düşünüyorum.
ARİF ATILGAN MİMDAP OCAK 2012
ah sevgili arif ..ne güzel bir yazı kalemine sağlık...bizim yeldeğirmeni sünget apartmanının avlusunda almanların diktiği iki güzelim atkestanesi hala yaşıyor..100 yıla yaklaşıyor ömürleri..sanırım hatırlıyorsundur ..iç yolun iki tarafındaki anıtsal ağaçlar...bir şey olacak diye ödüm kopuyor..bunların bakımı ilaçlaması var mı acaba..tabii ağaçlar yüksek..bunu yapan kurum ve belediye birimi olabilir mi..
YanıtlaSilDoğru Sevgili Mesut. Bina bahçelerinde bile 100 yıllık ağaçlar var. Bunların hepsine sahip çıkabilmek gerekir.
YanıtlaSil