Yeldeğirmeni
YELDEĞİRMENİ SİNEMASI (ÖZEN SİNEMASI )
Arif Atılgan
Kadıköy’de ilk
sinema ve tiyatro gösterileri Halid Ağa Caddesi’nin yanındaki Mısırlıoğlu ve
Zamboğlu Bahçelerinde yapılırmış. Dik yokuş olan Yavuztürk Caddesi’ne çıkarken
sol taraf Mısırlıoğlu adında bir Ermeni’ye aitmiş. Bu kişinin ölümünden sonra
mirasçıları gelir elde etmek için bahçeyi sinema ve gazino işletmecilerine
kiraya vermişti. Halid Ağa Caddesi ve Söğütlüçeşme Caddesi arasında kalan bu
geniş alanda Mısırlıoğlu Malikânesi’nin mutfağı ve ahırı sinema olarak kullanılmıştı.
Mısırlıoğlu’nun
arazisinin hemen yanındaki Bayramyeri Sokak’tan Altıyol’a kadar olan alan ise
Zamboğlu isimli bir Rum bankere aitmiş. Bu alan da Zamboğlu’nun mirasçıları
tarafından sinema ve gazino işletmecilerine kiraya verilmişti. Yazlık sinema
olarak kullanılan bu alanda, daha sonraki yıllarda Bayramyeri kurulmaya
başlanmıştır.
Kadıköy’de ilk
sinema binası 1900 lü yılların başında inşa edilen, ilk ismi Febüs olan Apollon
Tiyatrosu’dur. 1920 yılında ilk Türk Kadın Tiyatro Sanatçısı Afife Jale’nin
sahneye çıktığı bu bina 1930 yılında Hale Sineması ismini almıştır. Hale
Sineması 1961 yılında yıkılmış, yerine Reks Sineması inşa edilmiştir.
Apollon
Tiyatrosu ile birlikte Kadıköy’de 2 sinema binası daha hizmet vermekteydi. Birisi
Kuşdili Çayırı’nda bir müddet Tramvay Deposu, daha sonra İtfaiye Binası olarak
kullanılan hangardaki Kuşdili Sineması, diğeri ise Yeldeğirmeni’nde Duatepe
Sokağı’nın tren yoluna bitişik kenarındaki Yeldeğirmeni Sinemasıydı.
Özen Sinemasının Eski Orijinal Görünüşü.
Yeldeğirmeni
Sineması Duatepe Sokak boyunca, geceleri ışıklı ampullerini yakarak semte renk
verirdi. Her ne kadar kitaplarda ahır gibi, hangardan bozma benzetmeleri ile
tarif edilse de Yeldeğirmeni Sineması içinde balkonu ve locaları olan bir
sinema binası idi.
Yeldeğirmeni,
Kuşdili ve Apollon (Hale) Sinemalarını Sroçkin isminde Yahudi asıllı bir Rus
işletiyormuş. Sroçkin tasarruf amacıyla tek film makarasını üç parçaya bölerek,
matine saatlerini de ayarlayarak tek makara film ile üç sinemada birden aynı filmi
oynatmaktaymış. Aralarda film makaralarını bir çocuk koşarak diğer sinemaya
yetiştiriyor, çocuk geciktiğinde ise aralar uzayabiliyormuş. Ayrıca o
zamanlarda Anadolu Yakası’na henüz elektrik gelmediği için, sinema elektriğini
kendilerine ait bir dinamo ile elde ediyormuş. Özellikle Sroçkin sinemayı
devrettikten sonra eskiyen dinamo sebebiyle motor sık sık arıza yapar filme ara
verilirmiş. Böyle zamanlarda motor dairesinde çalışan genç ise alamadığı
haftalığını alabilmek için kapris yaparmış. Seyircilerin yalvarmaları ile
alacağının bir kısmını tahsil eden delikanlı arızayı giderir, biraz sonra film
tekrar oynamaya başlarmış.
Kısa bir süre Ünlü Sineması, daha sonra Özen
Sineması adını alan Yeldeğirmeni Sineması 1970 li yıllara kadar semte hem
hizmet hem de canlılık vermiştir. Zamanın en iyi ve en tercih edilen filmleri, sessiz
film devrinden başlayarak, bu sinemada sinemaseverlere gösterilmiştir.
1960 lı yıllarda Fenerbahçe Spor Kulübü’nün bazı Genel Kurullarının Özen Sineması’nda yapılması bu sinema ile ilgili anılarım arasındadır.
Yeldeğirmeni’nde büyümüş, bu sinemada Tarzan, Ben-Hur, Susuz Yaz, Senede Bir Gün, Vurun Kahpeye gibi birçok ünlü filmi seyretmiş bir kişi olarak binanın tekrar sinema olmasını o kadar çok isterim ki…
2000 li yıllarda afiş-tabela atölyesi olarak kullanılan bina Kuşdili’ndeki orijinalliğini kaybetmiş Tramvay Müzesi Binasını saymaz isek Kadıköy’ün günümüze kalmış en eski sinema binasıdır. O yıllarda içindeki balkonu bile yerinde duran sinema küçük bir elden geçirme ile tekrar esas işlevine döndürülebilirdi.
Vakıflar Genel Müdürlüğü İstanbul 2. Bölge Müdürlüğünün mülkiyetinde olan binada 2010 yılında bazı inşaat faaliyetleri olduğunu görmüş ve o yıllarda başkanlığını yaptığım Mimarlar Odası Anadolu 1. Bölge Temsilciliği olarak 5 Nolu Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kuruluna başvuruda bulunmuştuk. Özel bir firmaya kiralandığını duyduğumuz binada kaçak tadilatlar yapılmaktaydı. Bu başvuruda hem inşaat faaliyetlerinin durdurulmasını hem de Özen Sinemasının korunması gereken kültür varlığı olarak tescil edilmesini talep etmiştik. Nitekim ilgili kurul taleplerimizi uygun görmüş hem inşaat faaliyetlerini durdurmuş hem de 26. 08. 2010/ 2753 Karar Tarih ve No su ile Özen Sinemasını tescil etmişti. Ancak bina kiracının yaptığı tadilatlı şekli ile kalmıştı.
Özen Sinemasının
2010 Yılında Yapılan Tadilat Sonrası Görünüşü.
2013 yılında ise bu sefer tescil edilmiş olan
binada tekrar inşaat işlemleri olduğu görülmüştü. Araştırıldığında binanın 2012 yılından itibaren Kadıköy Belediyesine ait KASTAŞ'a kiralandığı öğrenilmişti. Bina yapılan tadilat
çalışmaları ile yeni bir şekle bürünmüştü.
Özen Sinemasının
2013 Yılında Yapılan Tadilat Sonrası Görünüşü
2013 yılından sonra bina TAK ismiyle bazı etkinlik ve çalışmalarda kullanılıyor. Özen Sinemasının eski fotoğrafına ve Pervititch
Haritalarındaki planlarına bakıldığında binanın demiryolu tarafındaki kısmının
sonradan eklendiği belli olmaktadır.
Paris’in Montmartre mahallesinde 1800 lü yılların
sonlarında yaşamış ünlü ressam Henri de Toulouse-Lautrec’in atölye olarak
kullandığı evi de Özen Sineması gibi mimari değeri olmayan bir binadır. Hatta
tarz olarak ikisi birbirine çok benzemektedir. Ancak Lautrec’in evini hiçbir
özgüven eksikliğine kapılmadan aslı gibi korumuşlar ve müze yapmışlar.
Montmartre’da
Ressam Henri de Toulouse- Lautrec’in Evi.
Özen Sineması en üstte bulunan fotoğraftaki
gibidir. Üstteki iki büyük ferforje, üzerlerine gelecek saçak ile altındaki
film afişlerini korumak içindir. Giriş katının iki yanındaki küçük pencereler
gişeler, üst katın ortasındaki yan yana iki küçük pencere ise makine
dairesidir. Eski halini gösteren fotoğraf ile sokulan yeni hali arasında en
ufak bir benzerlik yoktur. Bu sinema günümüzde küçük sinema salonlarının
arandığı bir dönemde tekrar sinema haline getirilmelidir. Ayrıca tiyatrocuların
salon aradığı bir zamanda tiyatro olarak ta kullanılabilinir.
İnanıyorum ki Özen Sineması eski kimliğine
kavuşturulacaktır.
ARİF ATILGAN YELDEĞİRMENİ KİTABI
Değerli Kardeşim...Ben Kemal Atatürk Orta Okulunun 1.sınıfına giderken Özen
YanıtlaSilsinemasına bazen yalnız,bazen ise hafta sonlarında annemle beraber giderdim.
Dün gibi hatırlarım.Baş rollerini Ediz Hun ve Hülya Koçyiğit'in oynadığı,yazarı ise Kerime Nadir'e ait olan "HIÇKIRIK"filmini izlemiştim.O filimde bir erkek olarak fazla
duygusallık yaşamış,göz yaşlarına engel olamamıştım.Yine bir başka hatırladığım
da,İnce Mehmet denilen işsiz güçsüz birinin o sinemanın gişe satış elemanıyla
bir olup,önceden çok miktarda bileti alarak karaborsa yapmış olmasını.Sende
biliyorsun Teyzemlerin evi o sinema ile karşı karşıya idi.(şimdi satılmış)Ayrıca
bizim beyaz şimşeklerde oynayan Bit lakaplı bir arkadaşımızın evi de orada idi.
Ayrıca ayakkabı boyacısı Kemal'in (dükkanı havranın yanında idi) onun da evi de
o sokakta idi.Şimdi o sinema ne için kullanılıyor bilemem.Ama bir ara Fruko içecek
deposu olarak kullanıldığını duymuştum.Sevgilerimle.Gazanfer.
Ortaokula gittiğim zaman bir pazar günü baş rollerini Ediz Hun ve Hülya Koçyiğit'in paylaştığı Kerime Nadir'in de eseri olan Hıçkırık filmine gitmişim ve çok ağlamıştım.Ondan yıllar sonra ikinci ağladığım film ise Al McGraw'ın oynadığı "bir aşk hikayesi"filmi olmuştu.
YanıtlaSil
YanıtlaSilبرمجة وتصميم المواقع
المتاجر الإلكترونية
لماذا عملك الخاص بحاجة إلى موقع الكتروني؟
ps4tek
ps4tek
مجموعة رمضون العالمية
برمجة و تصميم المواقع الإلكترونية
محطات تحلية المياه