Kent Öyküleri
YELDEĞİRMENİ’NDEN BİR ANI
Arif Atılgan
İffet Hanım, Yeldeğirmeni, Uzunhafız Sokak No 188 deki
annesinin evinde ailesi ve annesiyle birlikte oturmaktadır. Annesi 1960 yılında
rahmetli olur.
Bir süre sonra 3 ablası ve ailede sözü geçen büyük
enişteyle miras konusunda bir toplantı yaparlar. Onlara annesinin bu evi 13.000
TL ye aldığını, biraz masraf yaptığını, dolayısıyla 20.000 TL ye sayarak kendisine
haklarını devretmelerini teklif eder. Kardeşlerin içinde tek evsiz kendisidir. Ablaları
biraz daha fazla edebileceğini söyler. Büyük abla 6.000 TL, ortanca abla 7.500
TL ister. Sülalenin en varlıklısı olan küçük abla ise satmak istemediğini,
hissesinin kalmasını söyler. İki ablanın istekleri yerine getirilir. Küçük abla
eve dörtte bir ortak olarak kalır.
Ancak küçük abla değişmeye başlar. Örneğin: Yaz
tatillerinde İstanbul dışındaki büyük kızını çocuklarıyla birlikte kardeşine gönderir.
İffet Hanım kendilerini ağırlamak ister ama Onlardaki, ‘Evin ortağıyız’
davranışını hissetmekten rahatsız olur. Ablası, benzer başka davranışlarda da bulunur.
Yarı ahşap olan ev eskimektedir. Zaman zaman yapılan tamirat
masraflarına abla karışmaz. Öte yandan ufak tefek tamiratlar evin yaşanılır
olabilmesi için yeterli değildir. İffet Hanım, evin tamamı kendisinin olsa yapacağı
köklü bir elden geçirmeyle annesinin yadigârında hep yaşamak istemektedir. Ama
bu olamamaktadır. Durum sıkıntılıdır.
1970 yılında, bitişikteki ev yıkılıp inşaat yapılmaya
başlanır. Müteahhit, Onlara da inşaat yapmayı teklif eder. Kendisine evin başka
hissedarı olduğu söylenince ‘Gidip konuşayım’ der.
İffet Hanımın ablasına konuşmak için giden Müteahhit, Onun büyük oğlu tarafından terslenir. Bunun
üzerine, ‘İzale-i şüyu davası açacağız ama İffet Hanım ablasıyla mahkemelik
olmak istemiyor.’ der. Büyük oğul, ‘Şeriatın kestiği parmak acımaz’ diyerek Müteahhidi
kovar.
Mahkeme olur. Devreye eşler girer. İki taraf ta çantalarına
paralarını koyarak gelir. Açık arttırmaya çıkılır. Gereksiz inatla fiyat çok
fazla arttırılır. Sonunda ablası vazgeçer. Evin fiyatı 70.000TL ye çıkmıştır.
İffet Hanım ablasına hissesinin karşılığı olan 17.500 TL yi verir. Ablası parayı
olduğu gibi bankaya yatırır. Evin tamamı İffet Hanımın olmuştur.
Müteahhit, 2 daire karşılığı inşaatı yapar. Ancak aile
fertleri, daireler küçük olduğu için burada oturmak istemezler. İnşaat
sırasında Küçükyalı, Altıntepe’ye taşınmışlardır. Taşındıkları semt sayfiye
yaşantısındadır. Burada da akrabaları vardır. Yaşamak için uygun görürler.
Birkaç yıl sonra dairelerden biri 90.000TL diğeri 94.000TL ye satılır ve
paranın bir kısmıyla Altıntepe’de yeni bir inşaattan geniş, rahat bir daire
satın alınır.
İki aile bir süre küs kalır. Sonunda İffet Hanım eşine,
‘Biz küçüğüz. Gidip barışalım’ der. Giderler barışırlar.
Buna rağmen aileler görüşmez. İki kız kardeşin eşleri
istemez çünkü. Bir gün eşini, ablasının eşi telefonla arar. İki erkek buluşur,
görüşür, barışır. Zaten bir süre sonra ikisi de bu dünyadan göçüp giderler.
Abla 1994 yılında rahmetli olur. Çocukları, veraset işleriyle
uğraşırken evrakların içinde bir banka cüzdanı bulurlar. Bankaya gittiklerinde görürler
ki hesapta 17.500 TL vardır.
1970 yılında İffet Hanımdan alınan paradır bu.
Ancak...
1994 yılında o parayla artık ekmek bile
alınamamaktadır.
Bugün hayatta olmayan olayın kahramanlarının hepsine
rahmet gönderelim. Kendimizce kıssadan hisse çıkaralım.
İffet Hanım, annem olur.
ARİF ATILGAN HAZİRAN 2017
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder