Yeldeğirmeni
NEDİM’İN KAHVESİ
Arif Atılgan
1960'lı yıllarda Spor Toto çıkmıştı.. Fenerbahçe'de oynayan Nedim Günar 13 tutturup büyük ikramiye kazanınca Yeldeğirmeni'ndeki kahvehaneyi devraldı.. Vefa'da oynayan ağbisi Kazım Günar'la birlikte yıllarca çalıştırdığı kahvehane Yeldeğirmeni tarihinde yer almıştır.
Nedim'in Kahvesi
Nedim’in Kahvesi, Yedeğirmeni’nin en ünlü mekânıydı. Karakolhane Caddesinden Duatepe Sokağının deniz tarafına saparken sağ köşedeydi. 1906 tarihli haritalarda Kahvehanenin ölçüsünde bina görünüyor. 1937 tarihli haritalarda 1 katlı Kafe notu da görünüyor.
Nedim'in Kahvesi
Nedim’in Kahvesi, Yedeğirmeni’nin en ünlü mekânıydı. Karakolhane Caddesinden Duatepe Sokağının deniz tarafına saparken sağ köşedeydi. 1906 tarihli haritalarda Kahvehanenin ölçüsünde bina görünüyor. 1937 tarihli haritalarda 1 katlı Kafe notu da görünüyor.
Tek katlı binanın Karakolhane Caddesi tarafında
havuzlu bahçesi bulunurdu. Bahçe tarafında mekânın içine giren, caddeye hizmet
eden bir büfe yer alıyordu. Yanında da bahçeye giren berber dükkanı.. Kahvehanenin giriş kapısı Karakolhane Caddesinde
olup, bina Karakolhane Caddesi ile Duatepe sokağına iki cepheli idi. İki
cephede de alçak pervazların üzerinde uçuk mavi veya uçuk yeşil renklere
boyanan geniş giyotin pencereler vardı. Rüzgârlıklı bir kapıdan oyun masalarının
bulunduğu bölüme girilir, girişin sağ tarafında büfenin arkasına denk gelen
yerde çay ocağı görülürdü. Kahvehane, ocağın hizasından arkaya, bilardo
masasının olduğu bölüme devam ederdi. Oyun masalarının tarafındaki duvarda Fenerbahçeli
Nedim Günar ve ağbisi Vefalı Kazım Günar’ın milli takım formalı fotoğrafları dikkat
çekerdi.
Kahvehane müşterilerinin isimlerini tek tek yazmak
istemiyorum. Unuttuklarımı kırmış olurum. Herkesi temsilen bilge adam Sami
Ağbinin adını vermeme kimse itiraz etmez sanırım.
Buraya sık sık eski bir Yeldeğirmen’li olan Namık Sevik,
Fenerbahçe’nin yöneticisi Semih Bayülken ve spor camiasının ünlüleri
gelirdi.
Ramazan aylarında, iftardan sonra gelenler sahura
kadar kahvehanede zaman geçirirlerdi. Bayram sabahları, her gelen kendinden önce
gelenlerle bayramlaşır, ocaktaki tezgahtan şeker alıp sohbete katılırdı. Oyun
oynamaya öğleden sonra başlanırdı. Aynı ilgi gayrimüslimlerin dini günlerine de
gösterilirdi.
Yılbaşı gecelerinde ise içinde içki, sigara vs olan bir ikramiye sepeti hazırlanırdı. Herkes bir numara satın alır ve çekilen kura sonunda sepet bir kişiye çıkardı.
Nedim Günar ve Kazım Günar Kardeşler
Çocukluğumda bahçedeki havuzun fıskiyesinin üzerindeki pinpon topunun suyla yukarı çıkışını, alttaki hazneye düşüp tekrar fışkıran suyla yükselmesini merakla izlerdim. Yaz mevsimlerinde pencere pervazlarında veya bahçede oturup fiyakalı sohbet edenlere özendiğimi itiraf etmeliyim. Bir an önce büyüyüp ben de oturmak isterdim oralarda.
Yılbaşı gecelerinde ise içinde içki, sigara vs olan bir ikramiye sepeti hazırlanırdı. Herkes bir numara satın alır ve çekilen kura sonunda sepet bir kişiye çıkardı.
Çocukluğumda bahçedeki havuzun fıskiyesinin üzerindeki pinpon topunun suyla yukarı çıkışını, alttaki hazneye düşüp tekrar fışkıran suyla yükselmesini merakla izlerdim. Yaz mevsimlerinde pencere pervazlarında veya bahçede oturup fiyakalı sohbet edenlere özendiğimi itiraf etmeliyim. Bir an önce büyüyüp ben de oturmak isterdim oralarda.
Nedim’in Kahvesine ilk gidişimi anımsıyorum.
Üniversiteye başlamıştım. Bir masada oyun seyrediyordum. Ocakçı Ahmet Ağbi arkadan
omzuma dokunmuş ‘Delikanlı, kimliğine bakayım’ demişti. Moralim bozulmuştu. Ama
kendimi toparlamış şebekemi çıkarıp göstermiştim. O yıllar
üniversitelinin az olduğu yıllar. Şebeke ile etkilemiştim sanırım. ‘Tamam’
deyip gitmişti.
Kahvehaneye çok giden biri değilim. Buradaki muhabbeti
severdim. Hafta sonları akşam saatinde radyoda spor saatinin anons müziği
duyulduğunda birden sessizlik olur, herkes kulaklarını dikerdi. Maçların
sonuçları öğrenilir, ardından tartışması yapılırdı. Müdavimlerden biri
öldüğünde cenazesi önce Kahvehanenin önüne getirilir, oradan camiye
götürülürdü.
Nedim’in Kahvesi CHP liydi. Genel başkanlık
dönemlerinde İsmet İnönü de, Bülent Ecevit te buraya seçim konuşması yapmaya
gelirdi. Hava kararınca içerdeki bir masada konuşma yapılır, dışarı konan hoparlörlerle
ses dışarı verilirdi. Onların kullandığı bardakların bir tanesinin bile
saklanmaması üzücüdür.
Burada en çok oynanan oyun anastra ve altıkol dur.
Özellikle altıkol oynanan masayı seyretmek müthiş keyifli idi. Altıkol, üçer
kişilik iki takım ve takım kaptanlarının olduğu bir oyundur. Kâğıtlar dağılır
dağılmaz kaptanlar tarafından verilen talimatlar ve işaretleşmeler başlar. Tiyatro gibi izlerdim.
Anlatılanlara göre Nedim’in kahvesinde bilardo dâhil her
oyunu en iyi oynayan kişi Muzaffer Ağbi imiş. Ayrıca Onun çok iyi kâğıt
dizebilme yeteneği de varmış. Bir gün pişti oynarken kâğıtları dağıtmış, elindeki
4 kâğıdı masaya açmış ve ‘Ben açık oynayacağım’ demiş. Karşısındaki kişinin
gözleri fal taşı gibi açılmış. Çünkü masadaki 4 kâğıt, elindeki kağıtların aynısıymış.
Ne atsa pişti olacak.
1980 li yıllarda Nedim Ağbiye dükkândan çık denmiş.
Apartman yapılacakmış. Nedim Ağbi avukat olarak müdavimlerden rahmetli Engin
Erdeniz’i tutmuş. Engin’le Altıyol’daki bürolarımız yakındı. Gider gelirdik. Dava,
zaman kazanma davasıydı. Sohbet ederken, ‘Bina Eski Eser deyin, Kurula gitsin’
demiştim. Bu şekilde kazanılan süre bitmiş sona gelinmişti. Bu sefer de ‘İçerde
taş, tahta, demir eski bir şey varsa Tarihi Eser deyin’ dedim. Engin ertesi gün
gülerek geldi. Bir köşede basamak boyutunda bir mermer görmüşler. ‘Bu Tarihi Eser’
demişler.. Uzatmayalım, sonunda dükkân terk edildi. Duatepe Sokağı tarafında
yandaki dükkâna taşınıldı.. 2000 lerde Nedim Ağbi kahvehaneyi devretti.. 2010
larda kahvehane işsizlikten kapandı.. Sonra tam karşısına yeniden açıldı.. Bugün
Ayhan Kütük’ün işlettiği Değirmen Kafe isimli kahvehane Nedim’in Kahvesinin devamıdır.
Yaşamayanlara rahmet, yaşayanlara uzun ömür dileyelim.
ARİF ATILGAN EKİM 2016
Yeldeğirmenine selam ve sevgilerimi yolluyorum.Bende Kemal Atatürk O.O.lunda okudum.Çoğu kişiyide tanırım.Sınıf arkadaşım Yavuz ve onun ağabeyi Sebahattin vardı.Ne yaparlar,merak ederim.Saygılarımla.
YanıtlaSilYavuz Ağbi benden büyüktür ama ortaokulda 2-G de birlikte okuduk.
YanıtlaSil