Yeldeğirmeni
BALIKÇI HALİT
Arif Atılgan
Halit Ağbinin balıkçı dükkânı Karakolhane Caddesinden
Uzunhafız Sokağının deniz tarafına sapınca sağdaki binanın altındaydı. Remzi
Ağbinin bakkalının sokak komşusu. Ama Caddede görülebilmek için çoğu zaman Remzi
Ağbinin köşesine tezgâhını kurardı. Dursun Ağbiyle ortaktılar sanırım. Bir de
yanlarında takılan, semtin alkol bağımlısı Turan (Yobaz) vardı.
Balıkçı Halit Albert'in Bakkalının köşesine tablalarını getirmiş
Biz Uzunhafız Sokağının karşı köşesinde takılan
gençlerdik. Dolayısıyla esnafı izlemek olağan işimiz gibiydi.
Halit Ağbi balıkları kasayla Haliçteki halden alır, küçük
mavna ölçüsünde bir tekneyle Kadıköy’e, at arabasıyla da Kadıköy’den Yeldeğirmeni’ne
getirirdi. Tezgâha dizilen balıkların satışını izlemek çok keyifliydi.
Balıkçı Halit’in Dükkânı (Sokak İçindeki) ve Tezgâh Kurduğu Köşe
Yuvarlak tablaların alt ucu deliktir. Delik kısmı
aşağı gelecek şekilde meyille birbiri üzerine dizilirler. En alttaki tablanın
altına ise su dolu bir lenger konur. Buradaki suyla balıklar devamlı ıslatılır.
Islatmak için serpilen su tablalardan birbirine, en sonunda lengere akar.
Dolayısıyla su harcanmaz. Tekrar kullanılır.
2016 Yılında Balıkçı Halit Ağbi
Satılan balıkların ayıklanması sanat gibidir. Kalın
tahta üzerinde ince bıçaklarıyla keserlerdi balıkları. En çok palamut ve torik
ayıklanması dikkat çeker. Kafa kesilir, karnının altı az kesilerek vücuttan
koparılan iç organlar bıçağın ucuyla üstte açılan delikten çıkarılır, bıçakla
tahtanın üzerinden sıyrılıp kafayla birlikte alta konan tenekeye atılır. Sonra
bir maşrapa suyla balık yıkanır, torik ise dilimlenir, palamut ise dilim veya fileto
yapılır. En son vurulan bıçak darbesiyle kuyruk kesilir, tekrar yıkanır
paketlenirdi.
Tenekedeki atılacak kafalarla balıkçılara özel yemek
yaparlardı. Kafalar tepsiye dizilir, içine soğan, domates, patates, sivri biber, yağ konur fırına gönderilirdi. Fırından alındığında nefis manzarası olan yemekteki
balık kafalarının yanaklarının çok lezzetli olduğunu biliyorum.
Uskumru o kadar çok olurdu ki onlardan çiroz
yapılırdı. Yağlı balık olan uskumru iplere dizilerek köylerdeki tütün
askılarındaki gibi kurutulurdu. Çifti 15 kuruş olan çiroz benim çocuk
harçlığımla alabildiğim bir ziyafetti.
Lakerda kışın çok olan torik balığından yapılırdı. Bugün
palamuttan, ithal uskumrudan yapıyorlar ama onlar toriğin yerini tutmaz. Lakerda
zamanı Remzi’nin bakkalının veya Nedim’in Kahvesinin köşesine cam tezgâh kurulurdu.
Malzeme, alçak bir sehpanın üzerinde kendine özel yüksekçe camekânın içine konarak
satılırdı. Camekânın içine sarkıtılan ampuller onları pembeleştirir, insanları
lakerda ister hale getirirdi. Keskin bıçakla dilimlenme görüntüsü ise iştah açardı.
İstanbullu, Kadıköylü olarak denizi ve balıkları
severim. Balıkçı tezgâhlarını izlemekten keyif alırım. Kadıköy balıkçılar
çarşısında hele Karaköy’deki Perşembe Pazarı girişindeki balık pazarında
gezmeye bayılırdım. Köpekbalığı dâhil bin bir çeşit balık olurdu tablalarda.
Kılıç, kırlangıç, kalkan, ıstakoz..
Tezgâhlarda çeşit yok artık. İzleme keyfim de kalmadı.
Bir de balıkları arka tarafta kesip ayıklama modası başladı. Hâlbuki o safha
tören gibidir.
Mahalle balıkçısı olmasına rağmen Halit’in tezgahında çeşit
çeşit balık bulunurdu. Bugün balık çarşılarındaki tezgahlarda bile en çok görünenler
fabrika balıkları. Diyeceğim şu ki balıkçıların tadı kalmadı. Halit Ağbi de
böyle demişti son gördüğümde.
ARİF ATILGAN EKİM 2016
Babam denizci olduğu için sefer dönüşlerinde akşam çilingir sofrası hazırlanır ve ben Halit abiye babamın çok sevdiği lakerdasını almaya giderdim.Halit abi ben lakerda isteyince babamın seferden geldiğini anlar lakerda tezgahındaki balıklara bakar eğer iyi lakerda yoksa içeriden tenekeden çıkarır onları o tombiş elleriyle itinayla ayıklar,soğanını koyar ve bana gözün aydın abime selam söyle derdi.O zamanlar çok kiloluydu daha sonraları kendisini çok zayıflamış gördüm,yanlış hatırlamıyorsam bir rahatsızlık geçirmiş,hayatta ise Allah selamet versin....
YanıtlaSilHayatta tabii ki İlhan. Dereağzına takılır. Bir ara Kalamışta halı ahada top oynuyorduk. Her hafta görürdüm Halit Ağbiyi.
YanıtlaSilHayatta olduğuna çok sevindim,Allah uzun ömürler versin,sağol Arif çok mutlu oldum.
YanıtlaSil