9 Ekim 2015 Cuma

CİHANGİRLEŞEN YELDEĞİRMENİ
Arif Atılgan

Medyada Yeldeğirmeni’nin Cihangirleştiği yer almakta, semtin olumlu anlamda geliştiği vurgulanmaktadır. Bu çeşit haberlerde birkaç yıl öncesine kadar Yeldeğirmeni’nin sokaklarında yürümenin ürkütücü olduğu anlatılıyor. Avrupa yakasından da zaman geçirmeye gelenlerin olduğu belirtilen semtteki bu değişim ile bir süre sonra Yeldeğirmeni’nin İstanbul’un marka semti olacağı yazılıyor.

Hâlbuki Ben çok önceleri olumsuz anlamda semtin Cihangirleşeceğini, buradaki uygulamanın “soylulaştırma” olduğunu yazmıştım. Yine olumsuz anlamda yazdığım CANLANAN YELDEĞİRMENİ http://atilganblog.blogspot.com.tr/2015/05/canlanan-yeldegirmeni-arif-atlgan.html yazımda marka semt yaratma çabasından bahsediyordum. Belli ki bazı yayınlar yaptıkları haberin bilgisine sahip değiller.


Yeldeğirmeni gerçek bir semt iken, üstelik tarihi bir semt iken durup dururken buraya Canlandırma Projesi yapılmıştı. Defalarca Koruma Projesi yapılmalı diye yazmama rağmen Canlandırmada ısrarlı olunmuştu. Önce semte 100 civarında resim atölyesi getirilmişti. Bu şekilde semtin elitleştiği mesajı veriliyordu. Sonra bir boya firmasıyla anlaşılmış cepheler tiyatro dekoru gibi boyanmıştı. Sözüm ona semtte yaşayanlar mutlu ediliyordu. Daha sonra sokaklar kazılmış alt yapı elden geçirilmiş yollara taş döşenmişti. Ancak o safhada bu işlerin orada yaşayanlara değil sonradan semte gelecek olanlara yapıldığını anlatıyordum. Hatta cadde kenarındaki kaldırımların genişletilmesinin sebebinin gelecek kafelerin masalarını koyabilmek için yapıldığını da Eski Bir Yeldeğirmenliye Mektup yazımda yazmıştım http://atilganblog.blogspot.com.tr/2015/06/kent-mektuplar-eski-biryeldegirmenliye.html. Semtteki, Kadıköy’ün günümüze kalmış en eski sinema binası olan tescilli eser Özen Sineması da kaçak tadil edilmişti. Sinemalıktan çıkarılan binada ayrı bir eleştiri konusu olan TAK çalışması yapılıyordu. TAK’da Kadıköy tasarlanıyordu. TV dizi, film çekimleri, etkinlikler, duvar resimleri vs yapılıyor, semt tanıtılıyor, reklamı yani pazarlaması gerçekleştiriliyordu. Daha sonra bir anda herkes semtte kafe açmaya başladı. Sonunda tarihi semt semtlikten çıkarılmış, adeta plato gibi kabul edilerek eğlence merkezine döndürülmüştü.

Canlandırma Projesi uygulanırken zaman zaman semtte yaşayanlarla toplantılar yapılarak yapılan işler güya onlara danışılmıştı. İş bittikten sonraysa esnafla toplantılar yapılmaya başlanmıştı. Çünkü: Artık yaşayanlara ihtiyaç yoktu. Zaten onlara danışılarak yapılan uygulamalar da onlar için değil sonradan gelecekler için yapılıyordu. Semtte yaşayanlar bu durumu ancak proje bittikten, yani iş işten geçtikten sonra anlayabilmişlerdi.   

Medya haberlerinde vurgulanmak istenenin aksine Canlandırma Projesi çalışması başladıktan sonra semt ürkütücü hale gelmiş, fuhuş yerleri açıldığı duyulmaya başlanmıştır. Proje uygulaması bittikten sonra ise semt, mahalle sakinlerinin gece sokaklarında yürüyemediği, evlerinde uyuyamadığı haldedir.

Bugün artık Yeldeğirmeni, eskilerin yaşayamayacağı bir hale bürünmüştür. Kiralar yükselmiş kiracılar gitmek zorunda kalmışlardır. Yaşam pahalı hale gelmektedir. Ev sahipleri buradaki evlerini yüksek meblağ ile kiralayıp daha ucuz kiralı semtlere taşınmaya başlamışlardır. Ancak ticarette bir kural vardır, alacak ile borç ödenmez. Alacağınız kirayı alamazsanız kendi kiranızı ödeyemezsiniz. Sonunda daha önce defalarca uyardığım şey olacak evlerini satarak yıllardır yaşadıkları semtlerini terk edeceklerdir.

Bugün resim atölyeleri yok olmaktadır. Kiralar yükseldiği için semti terk etmek zorunda kalmışlardır. Onlar, Canlandırmanın ilk basamağı olarak kullanılmışlardı. Bugünkü kafeler de aslında son basamak olarak kullanılmaktadırlar. Hedef Haydarpaşa Projesidir. Haydarpaşa Projesi gerçekleştiğinde bugünküler de yerlerini yenilere terk etmek zorunda kalacaklardır. O zaman Yeldeğirmeni bir bardak çayın 10-15TL ye içildiği çevre haline gelecektir. Zira çok daha yüksek gelirli insanlar buralarda yaşayacaklardır.

Bu yazdıklarım Kadıköy Tarihi Çarşı ve Moda için de geçerlidir.

Haydarpaşa Projesinden aynı şekilde etkilenmesi gereken Üsküdar korunmuştur. Üsküdar’ın Haydarpaşa’ya en yakın yerleşimi olan Selimiye’ye gidildiğinde bozulmayan mahalle yapısı hissedilir. Kadıköy korunamamıştır, korunmamıştır. Gelişmelerden belli olmaktadır ki Kadıköy ilçesinin tamamı yeme-içme-eğlenme fonksiyonlu kırmızı lekeli bölge olarak düşünülmüştür.

Kent mücadelesi yapanların özellikle Haydarpaşa Projesine karşı çıkanların öncelikle Yeldeğirmeni, Kadıköy, Moda’da yapılanlara karşı çıkmaları gerekir. En azından TAK’a itiraz etmeleri, Özen Sinemasının eski haline getirilmesini sağlamaları beklenir.

Yeldeğirmeni semti, ufuktaki güneşin batışı gibi gözümüzün önünde santim santim yok olup gitmektedir. Mahalle yapısının bütün ışığı ve rengiyle..
ARİF ATILGAN EKİM 2015




   

2 yorum:

  1. Sadece bir tek cümle yazmak istiyorum : Yerden göğe haklısınız..

    YanıtlaSil
  2. Teşekkür ederim Tülay Hanım. En azından ilerde 'Uyaran olmamış mı?' denirse tarihe not düşmüş olalım.

    YanıtlaSil