Mimarlara Mektuplarım
HASANPAŞA GAZHANESİ
HASANPAŞA GAZHANESİ
Arif Atılgan
Kadıköy’ün iki komşu mahallesi olan Rasimpaşa ve Hasanpaşa Mahallelerinin
isimleri, 19. yüzyılın sonlarında Osmanlıda ard arda görev yapmış olan iki
Bahriye Nazırına aittir. Rasim Paşa 1877- 1881, Bozcaadalı Hasan Hüsnü Paşa ise
1881- 1903 yılları arasında Osmanlının Bahriye Nazırlığı görevinde
bulunmuşlardır.
Hasan Hüsnü Paşa 1853 yılındaki Sinop Baskınında şehit olan
Bozcaadalı Piyale Hüseyin Paşa’nın oğludur.1881 yılında Bahriye Nazırı olan
Hasan Hüsnü Paşa bu görevde en uzun kalan kişidir.1890 yılında, gemi komutanı
olan damadı Osman Paşa’nın da şehit olduğu Ertuğrul Fırkateyni faciası onun
zamanında yaşanmıştır. Öldüğü 1903 yılına kadar Bahriye Nazırı olan Hasan Hüsnü
Paşa 1901 yılında, 17. yüzyılda Kızlarağası Mısırlı Osmanağa’nın mülkiyetinde
olan bölgede, kendi adıyla anılan bir cami yaptırıyor. 1930 yılında mahalle
isimleri verilirken güzel minaresi ile ilgi çeken bu camiden dolayı bölgeye
Hasanpaşa Mahallesi adı veriliyor.
Bu günkü Kadıköy Belediye Binası ile E-5 arasında bulunan Hasanpaşa
Mahallesi’ne önemli özelik katan yapılardan biri Hasanpaşa Gazhanesidir.
Kömürden gaz yakıtı elde etmeye yarayan Gazhaneler, Osmanlı
zamanında sarayları ve sokakları aydınlatmak için kurulmuşlardı. O yıllarda
sokaklar mum, çıra, kandil, meşale gibi ilkel araçlarla aydınlatılıyordu. Daha
sonra camekân içersine konan kandiller şeklindeki fenerlerle aydınlatılmaya
başlanmıştı.
İlk olarak 1856 yılında Dolmabahçe Sarayını aydınlatmak için
şimdiki Stadyumun bulunduğu yerdeki Saray Ahırlarının arkasına Dolmabahçe Havagazı
Tesisi kurulmuş ve bu tesis Beyoğlu ve çevresini de aydınlatmaya yaramıştır.
Daha sonra 1865 yılında Beylerbeyi Sarayını aydınlatmak için Kuzguncuk Gazhanesi
kurulmuştur. Ancak sosyal amaçla, yani halkın aydınlatılması için ilk olarak 1880
yılında Avrupa Yakasında Yedikulede Havagazı Tesisi, daha sonra 1891 yılında Anadolu
Yakasında Hasanpaşa Gazhanesi Tesisi kurulmuştur.
33 dönümlük arazi içersindeki Hasanpaşa Gazhanesi 28 Temmuz
1891 tarihinde Parisli Girişimcilerle yapılan Anadolu Yakasının Havagazı ile
Tenviri (aydınlatılması) anlaşması ile inşa edilmeye başlanmış ve 1892 yılında
faaliyetine başlamıştır. Bu anlaşmaya göre tesis Kadıköy, Üsküdar ve Beykoz’a
kadar olan bölgenin 50 yıl süre ile aydınlatma, ısınma ve enerjisini sağlayacaktır.
Bu anlaşma 1924 yılında 1.Dünya Savaşı sonrası Cumhuriyet Hükümeti ile yenilenmiştir
Tesis1 Ocak 1938 de Fransız Şirketinden satın alınmak sureti ile
devletleştirilir ve Bayındırlık Bakanlığı Elektrik İşleri İdaresine verilir.
1939 da ise İstanbul Belediyesine, 1 Temmuz 1945 de İstanbul Belediyesi
Elektrik Tramvay Tünel (İETT) İdaresine devredilir.1957 de kapasite
yükseltilir. Ancak Kente doğalgaz gelmesi ile 13 Haziran 1993 de faaliyetine
son verilir.
1994 de İBB nin tesisi söküm ve yıkım çalışmaları üzerine
Mimarlar Odası ve Kadıköy Belediyesi’nin girişimleri ile İlgili KTVKK dan
tesisin tescil kararı çıkartılır ve yıkım süreci durdurulur. Bir süre İBB
tarafından kömür deposu olarak kullanılan alan ve tesisler için 2000-2002
yılları arasında Mimarlar Odası, Kadıköy Belediyesi, Gazhane Çevre Gönüllüleri
ile birlikte İTÜ Mimarlık Fakültesi tarafından, Kadıköy Hasanpaşa Gazhanesi
Tesisleri Rölöve, Restitüsyon, Restorasyon, Yeniden Kullanım ve Çevre
Düzenlenmesi Projesi hazırlanır, proje ilgili KTVKK tarafından onaylanır.
İBB nin bu projeyi İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti
etkinliği içersinde hayata geçireceği bilinmekte idi. Ancak bir süredir bu uygulamadan
vazgeçildiği haberleri gelmektedir.
Hasanpaşa Gazhanesi Kadıköy’deki önemli bir endüstriyel
kültür mirasıdır. Bu tip tesisler kentlerin hafızasıdırlar. Önceleri kentin
aydınlatılmasında, daha sonra ise konutların pişirme vs ihtiyaçlarında kullanılan
havagazı yakın zamanlara kadar faal bir enerji yakıtı idi. Bu tesisin restore
edilmesi, bir köşesinde örnek üretim yapılması, hikâyesinin yazı ve görsel ile insanlara aktarılması ve çevresinin kültürel etkinlikler
yapılabilecek şekilde düzenlenmesi Kadıköy’e çok şey katacaktır. Duyumlarımıza
göre projeye kârlılık içermediği için sempatik bakılmamakta imiş. Hâlbuki
sosyal devletin kamu hizmetlerinde asla kârlılık düşünülmemelidir. Bu sebepten
Gazhaneye sadece Gazhaneliler değil tüm Kadıköylüler sahip çıkmalıdırlar.
Bizim çocukluğumuzda bu bölge Hasanpaşa isminden çok Gazhane
ismi ile anılırdı. Örneğin: Kadıköylüler bu mahallenin kabadayısını Gazhaneli
Arap Metin olarak bilirlerdi.
1960 lı yıllarda ağ ile tutulan saka kuşları okulların
önlerinde satılır, onları 25- Kuruşa satın alan çocuklar uğur olsun diye
salıverirlerdi. Kuşçu olan 2-3 arkadaşım bir gün beni ağ ile saka kuşu avına
götürmüştü. Kuş avlamaya gittiğimiz yer Gazhanenin Kapısının karşısındaki
Kurbağalı Dere Köprüsünden karşı kıyıya geçince sol taraftaki ağaçlık tepe idi.
Yani şimdiki Fikirtepe Mahallesinin başlangıcı olan yerlerdi. Köprüden
geçtiğinizde sağ tarafa baktığınızda ise büyük bir çayırın sonunda minibüs
caddesini görebiliyordunuz. O yıllarda Göztepe SSK Hastanesi dâhil derenin üst
tarafında hiçbir yapılaşma yoktu.
Hasanpaşa Gazhanesi bildiğim kadarı ile kendi dalında günümüze
kalmış tek örnektir. Dünyada en önemli kültür mirasları endüstriyel
miraslardır. Endüstriyel mirasların çalışanları ise en değerlileridir.
Ülkemizde bu anlamdaki tesisler sökülüp atılmakta, günümüze çalışan endüstriyel
miras olarak kalabilmiş olan, Haydarpaşa
Garı ise adeta sıraya sokulmaktadır. Umarım Hasanpaşa Gazhanesini işlevsel
kılarak, bir süredir bu konularda devam etmekte
olan olumsuzluğu bundan sonra olumluluğa çevirebiliriz.
ARİF ATILGAN MİMARLARA MEKTUP KASIM 2010
Sevgili Dostlar
Bugünlerde Hasanpaşa Gazhanesinin restorasyonu ile ilgili
haberler duyulmaktadır. Geç te olsa iyi haber diye düşünüyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder