12 Temmuz 2017 Çarşamba

LANET OLSUN, YALOVA DEĞERLENİYOR
Arif Atılgan

Oldum olası ‘arazi değerlenmesi’ sözünden nefret ederim. Bir yerin değerlenmesi demek oranın yapılaşması ve yaşanmaz hale gelmesi demektir.

Yalova’da Kamber Baba semtinin eski halini bilirim. Sadece amcamların tek katlı evi vardı. Ev şimdi Cem Evi olan yerdeki eski değirmenin üst tarafındaydı. O ev iskeleden görülür, evden de iskele görülürdü. Şimdiki stadyumun yerinde bulunan aşağıdaki top sahası mera idi. Denizle top sahası arasındaki iki katlı evlerde NATO’nun Karamürsel tesislerinde çalışan Amerikalılar yaşardı. Yerleşim alanından top sahasının bulunduğu geniş çayırlığa geçtiğimizde tepedeki evden görülürdük. Özellikle Biz İstanbul’dan geldiğimizde evin yanındaki mandırada bulunan çoban köpeklerinden korktuğumuz için yukarıdakiler tarafından görülmek önemliydi.

O yıllarda suyu elektriği olmayan bu bölge değersizdi. Ama 1 hafta kaldığımızda yüzümüze-gözümüze kan-can gelirdi.

Bugün buraları değerli.. Amerikalıların Mahallesi, top sahası, Kamber Baba her taraf apartman dolu.. Ama nefes alınacak alan yok.

Yalova’daki evim Karatepe’de. İlin nefes alınan bölgesi. Önümüze leylekler geliyor. Kirpisi, kurbağası, her çeşit kuş, yaban hayvanının dolandığı yer.. Bu sabah önümüzdeki arazide jeolog arkadaşımı gördüm. Sondaj yapmaya gelmiş. 4 katlı lise yapılacakmış. 2 kat imarlı bölgede 4 kat.. Anlaşıldı dedim kendi kendime. ‘İsviçre görüntülerine nal toplatan manzaranın sonuna geldik. Bizim buraları da değerleniyor.’ Planda olduğunu biliyordum ama bu kadar çabuk yapılacağını beklemiyordum.


Sondaj Yapılıyor

Hem dertleşmek hem de hatırını sormak için Yalova’da şehir plancılığı yapan bir arkadaşımı aradım. Ondan duyduklarım beni daha da üzdü. Umarım doğru değildir.

Daha önceki bir yazımda YALOVA’YA BAKIŞ başlığıyla bu konuya değinmiştim. http://atilganblog.blogspot.com.tr/2016/08/yalovayabakis-atlgan-yalova847km2-ile.html . O yazıda Yalova’ya Hizmet fonksiyonunun yakıştırıldığını, bunun iyi olmayacağına değinmiştim. Ama Körfez Köprüsü dolayısıyla OSB (Organize Sanayi Bölgesi) lerin getirilmesinin düşünüldüğünü, bunun ise Yalova için cinayet olacağını söylemiştim. ‘Eğer Körfez Köprüsünün Yalova’ya ”katkısı” OSB kurulmasıysa o köprüyü yıkın gitsin’ demiştim.

Öğrendim ki OSB ler geliyormuş. Üstelik en yeşil taraflarına..

Dere Köy ve Gacık Köyünü herkes bilir. Yalova’nın en yeşil, akarsulu, ormanlı bölgesidir. Boş olan alt taraflarında OSB olacakmış. Can sıkmamak için hektar ölçülerine girmeyeceğim. Teknik olarak arazinin OSB ye uygun olmama özelliklerini de yazmayacağım. O zaman bizim tarafa alınır diye korkarım çünkü. Şimdilik çiçekçi, gemi, otomobil, tekstil OSB leri gelecekmiş. 200.000 kişinin çalışacağı varsayılıyor. Onların aileleriyle birlikte 1.000.000 a yakın nüfus demektir bu. Bugün Yalova’nın nüfusu 200.000 kişi hâlbuki.

Eşimle sabah erkenden deniz kıyısına gidiyoruz. Yalova’nın denizle barışık olmamasını biz avantaj olarak kullanıyoruz. Çünkü: Kıyı sakin oluyor. Denize girdikten sonra çay bahçesinde fırından yeni çıkan simit ve kurabiyeleri yiyerek kahvaltı yapıyoruz. Akşam yemekten sonra yine sahile inip dondurma yiyoruz.

Akçay’ın, Erdek’in, Bozcaada’nın hatta Bodrum’un ilk zamanları gibi.

Bu hali biraz daha sakinleştirilerek Yavaş Şehir haline getirilebilinirdi. İstanbul’un dibinde bir Yavaş Şehir.. Müthiş olmaz mıydı? Atatürk’ün yazlık başkent olarak ilan ettiği Yalova’ya bu yakışmaz mıydı?

Bir yanda OSB ler, bir yanda Hizmet fonksiyonunun otelleri Türkiye’nin en küçük yüzölçümlü ilini bitirir. Ne diyeyim. Lanet olsun, Yalova değerleniyor.

ARİF ATILGAN TEMMUZ 2017

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder