İSTANBUL’DA DENİZ İLE İNSAN İLİŞKİSİ
Arif Atılgan
İstanbul’da ilk denize girenler yabancı uyruklulardır.
1900’lerin başında Moda’da İngilizler, 1920’lerde Florya’da Ruslar denize
giriyorlarmış. Onları gören vatandaşlarımız önce kapalı deniz hamamlarında,
sonra açıkta denize girmeye başlamışlar. Her şeyin ilkinin İstanbul’da olduğunu
düşünürsek Ülkemizde ilk denize girme vakaları İstanbul’da yaşanmıştır
diyebiliriz. Hep denizle iç içe olunmuş burada. Yıllarca tüm Türkiye’ye sayfiye
görevi üstlenilmiş.
Moda Plajı En Eski Plajdı
1970’li yıllara kadar kent içinde denize girmek
plajlar vasıtasıyla olmuştu. Plajlar, çoğunlukla parayla girilen tesislerdi. Her
ilçenin çocuklarının yüzme öğrendiği deniz kıyısı ayrıydı. Örneğin: Kadıköy’ün
bütün çocukları Kalamış’ta, ya sandalın ipine ya da iskelenin merdivenine
tutunarak yüzme öğrenmişlerdi. Bir grup insan ise tekne barınaklarındaki küçük
teknelerini kullanıyorlardı.
Bu yıllara kadar nüfus 1 milyonun altındadır. Bazı
evler fosseptik kullanıyor, bazıları ise kanallarını denize akıtıyordu. Ancak
bu miktarın denizi kirletmeye gücü yetmiyordu.
İstanbul’da ‘denize gitmek’ deyimi vardı. Herkes
kesinlikle denize giderdi çünkü. Plajdan, kıyıdan, kayalıklardan, tekneden bir
şekilde suya girilirdi. Çocuklar büyüdükçe evdekilerden önce ‘sinemaya gitmek’,
sonra ‘denize gitmek’ izni alırlardı. En son ‘gece sinemaya gitmek’ izni alınırdı
ki bu durum o çocuğun artık tam büyüdüğünü gösterirdi.
1973 yılında inşa edilen 1. Boğaz Köprüsü kentin kuzeyine
yerleşimi çoğaltmış, nüfus 2 milyonları bulunca kanallardan gelen atık su denizi
kirletmeye başlamıştı. Diğer yandan artan nüfusa plajlar yetmiyordu artık.
1980 li yıllarda nüfus 5 Milyonlara dayanmıştı. Sahili doldurup, bütün kıyıları halka açmak düşünülmeye başlandı.
1984 yılında başlayan sahil dolgu alanı çalışması hem
inşaat dolayısıyla kıyıları insanlardan koparmış hem de hafriyat topraklarıyla
denizin dibini kirletmiştir. Bu sebepler insanları denizden uzaklaştırıyor,
‘Marmara’da denize girilmez’ olgusunu yaratıyordu. İstanbul’dakiler başka
yerlere gitmeye başlamıştı.
1988 yılında 2. Boğaz köprüsünün açılmasından sonra nüfus
7 Milyonlara gelmiştir. Artan nüfusa göre alt yapı yenilenmeyince Marmara
Denizi büyük bir fosseptik çukuruna dönmüştür.
2000 li yıllarda sahil dolgusu, alt yapı çalışmaları,
arıtma tesisleri bitmiştir. Artık insanlar denizi kullanabilecektir. Ancak bu amaca
yönelik tesis yoktur. Zira bu sefer gerek İstanbul’u gerek Ülkeyi idare eden
anlayışın kendisi denizle barışık değildir. ‘Marmara’da denize girilmez’
olgusunu devam ettirmek onların işine gelmişti. Adalara doğalgaz getirmek dâhil
birçok çalışma yapıyorlardı ama denize girmekle ilgili hiçbir girişimde bulunmuyorlardı.
Moda Plajı Dolgu Alanı
2017 yılında kilometrelerce sahil dolgu alanı var. Nüfus
15 Milyon. Deniz temiz. Ama insanların suya girecekleri tesis yok. Kıyılardaki
kayalıklar suya ulaşamama tesisi gibi. Barınakların yerine yapılan marinalara
gemi büyüklüğünde kaptanı olan tekneler bağlı. Bunlarla denizci olunmaz ki.
İlkokul yaşlarımdayım.. 1950’lerin sonları.. Yaz geldiğinde her akşamüstü babamı beklerdik bizi denize götürmesi için. Mayolarımız
hazır olurdu. Yeldeğirmeni’nden yürüyerek Kalamış’a giderdik. O
yıllarda şimdiki Fenerbahçe Tesislerinin olduğu alan sazlık, bataklıktı.
Ortasındaki patika yollardan yürür, dere ağzındaki Yalovalı sandalcıdan sandal
kiralar, koyda denize girerdik. Ben sandalın ipine tutunarak yüzme
öğrenenlerdenim.
Bir bakanlık yetkilisi ‘İstanbul’dan İzmir’e 1.5
milyon kişi taşındı.’ Diyor. Başka kıyı bölgelerine gidenleri de sayarsak bu
rakam çok daha fazladır. 1980’lerdeki İstanbul kadar insan kenti terk etmiş.
İktidar partisi kıyılarda kazanamıyor. İstanbul’da da
yakın gelecekte kazanamayacağı belli oluyor. Kıyılarda denizle barışık olmayan
parti ne yaparsa yapsın kazanamaz çünkü.
Bugün bu kentte insanlar denizi vapurla seyahat
ederken üzerinden gidilen zemin olarak biliyorlar. Zaten vapurdan çok köprü, tüneller kullanılıyor
artık.
Ülkemizin ilk denize girilen kenti ve yıllarca tüm
ülkenin sayfiyesi olan İstanbul bugün denizle küstür adeta. Bunun faturası
olacaktır.
ARİF ATILGAN TEMMUZ 2017
Bilgilendirme için çok teşekkür ederiz.
YanıtlaSil| Metpor Söve | Söve İmalatı |