YALOVA’YA
BAKIŞ
Yalova
847KM2 ile ülkemizin en küçük ilidir. Buna karşılık 105KM uzunluk ile ülkemizin
en uzun sahili olan birkaç ilinden biridir. 1995 yılına kadar İstanbul’un
ilçesidir. 220.000 nüfusu olup, KM2 ye 260 kişi düşmektedir. Bu rakam Türkiye
ortalaması olan 98 kişinin 2.6 katıdır. 6. kalabalık ilimiz olmasına rağmen
nüfus yoğunluğu merkez dışında hissedilmez. %59 u ormanlık olan Yalova’nın 6
ilçesinin de denize kıyısı bulunmaktadır.
Atatürk
Yalova’yı 1929 yılında Bursa’ya giderken keşfediyor ve ‘Burası su şehri olacaktır’
diyor. O yıldan sonra her yaz 3 ayını Yalova’da geçiriyor. Yalova adeta Türkiye
Cumhuriyetinin yazlık başkenti oluyor.
Yalova’ya
ilçe olduğu zamanlarda da il olduğu zamanlarda da özellikle koruma anlamında gereken
önemin verilmediğini görüyoruz. Bugün Yalova’da eskiye ait bir şey bulunmaz.
Hâlbuki burada MÖ2000 lerdeki Pythia devletine kadar giden bir tarih yaşanmıştır.
Yıllarca
tarım-hayvancılıkla geçinen Yalovalılar, 1980 lerden sonra rantı öğrenmişler.
Bu durum 1990 larda bereketli Hacı Mehmet Ovasının imara açılmasına sebep
olmuştur.
Altınova
ilçesi tersane ve sanayi fonksiyonları ile donatılarak gözden çıkarılmıştır.
Çiftlikköy’ün de sahili askeri alan ve özel alanlardan dolayı kayıptır.
Yalova’nın en belirgin ve göz önündeki ilçesi Merkez ilçesidir. Merkez
ilçesinin sahiline ve iç taraftaki yeşil alanlarına özen gösterilmelidir.
Termalin kaplıcalarının değeri bilinmiştir. Çınarcık sayfiyelikten çıkmış,
kentleşmiştir. Armutluda da aynı hata yapılmamalıdır.
Termal
Günümüzde
Yalova’nın kimliğinin olmadığını görürüz. 1/25000 lik planlarda kentin
fonksiyonu ‘Hizmet’ olarak gösterilmiştir ki bu da kimliksizliktir. Hizmet’ten
kasıt çevre illerdeki kongre, toplantı, fuar, gösteri, spor vs etkinliklerinin
Yalova’da yapılacak olmasıdır. Bunun için çeşitli salon ve otel binaları inşa
edileceği kesindir. Bunlar yapılırsa Yalova, Yalova olmaktan çıkar.
Bu arada
bazı yayınlarda Körfez Köprüsü ile Yalova’ya ulaşımın kolaylaşacağı, bu sebepten
Yalova’nın Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) için elverişli olacağı yazmaktadır.
OSB, bu iş için ayrılan on binlerce dönüm araziye sanayi tesislerinin
toparlanmasıdır. Amaç, sanayi tesislerinin etrafa gelişigüzel dağılmasının önlenmesidir.
OSB müstakil belediye gibi çalışır. Bunun için devletin de teşvik edici bazı
kolaylıkları olmaktadır. Ancak Yalova’da OSB kurulması cinayettir. Eğer Körfez Köprüsünün
Yalova’ya “katkısı” OSB kurulması ise ‘O köprüyü yıkın gitsin’ diyebilirim. Bu
derece kötü bir katkıdır.
Yeni
gelen belediye yönetimi iyi niyetle fazla para da harcamadan 2 yıl içersinde
olumlu işler yapmıştır. Ancak yarar için eleştiriler de gerekir.
-Sahillerin
açığına bariyer konarak denizden sahile pislik gelmesi önlenmelidir.
-Merkezdeki
sahilde daha iyi mıntıka temizliği için oradaki tesislere sorumluluk yüklenmelidir.
-Kırsal
kesimdeki kaldırımların üst tarafına yapılan yağmur suyu kanalları yerine atalarımızın
‘Kara Kanal’ dedikleri usul uygulanabilirdi.
-Belediye
Alo Moloz servisi kurmalıdır. Bu şekilde hem kenti temiz tutacak hem de gelir
sağlayacaktır.
-Dere
köprüsü üzerindeki korkuluklar estetiktir. Ancak arabesk boyanarak, üzerlerine
afişler asılarak kötü görünüme sokulmaktadır.
-Yalova’nın
kıyıları, ormanları, yeşil alanları, akarsuları, şelaleleri kısaca doğası korunmalıdır.
-Üniversite
için büyük bir yerleşke yapılmaktadır. Yalova’nın üniversite kenti olmasında
hiçbir sakınca yoktur. Gençler Yalova’ya enerji katmaktadırlar.
-Yalova
Sayfiye Yeri olarak belirlenmelidir. Yoğun yapılaşma olmadan, bugünkü Yavaş
Şehir görüntüsü muhafaza edilmelidir.
Yalovalılar
fazla inşaat hakkıyla oluşan kötü bir çevrede yaşamayı mı, az inşaat hakkıyla oluşan
iyi bir çevrede yaşamayı mı tercih edeceklerine karar vermelidirler. Bilinmelidir
ki az inşaat hakkıyla oluşan iyi çevre uzun vadede diğerinden çok daha fazla
değer kazanır.
Yalova’da
rahatsızlık vermeyen kendine özel bir tutuculuk vardır. Kapalı ve açık iki kız
arkadaş kol kola dünyaya aldırmadan dolaşırlar. Yalova’da yeteri kadar içkili
Yeme-İçme yerleri de bulunur. Ama günün hiçbir saatinde cadde ve sokaklarda
içkili insan manzarası görülmez.
Yalova,
hem tenha hem kalabalık gibidir. Yalovalı, hem modern hem tutucu gibidir. Kesin
olan şudur ki Yalova ve Yalovalı kendi gibidir. Kendi gibi olmak değerliliği
projelerle yok edilmemelidir.
ARİF
ATILGAN AĞUSTOS 2016
yalovaya bekelrizz.
YanıtlaSil