AYDIN BOYSAN’I KAYBETTİK.
Arif Atılgan
1965 yılı. Liseden sonra üniversitedeki serbestliğe uyum
sağlayamamıştım. Üniversitede her dersin yoklaması ayrıydı ama derse girmeyince
karışan yoktu. Hâlbuki lisede okula gitmeyince evden tezkere götürülürdü.
Üniversitede sınavlarda sigara içmek bile serbestti. Başımızda kavak yelleri esmesi ve sonuçta
devamsızlık vs Aydın Beyin Proje dersinden sınıfta kalmıştım. Ertesi yıl da
Eylüle kalmış, askerlik tecilim okuldan yapılmayınca, Askerlik Şubesine
muayeneye çağrılmıştım. Muayene sonunda nüfus kâğıdıma ‘Sağlam, Tam, Jandarma’
yazılmıştı. Yani eylülde geçemezsem jandarma olacağım. Sağlam olduğum için de
tam süre askerlik yapacağım. İlk defa ayağımı yere
sağlam basmam gerektiğini hissetmiştim.
Eylüldeki sınavda, verilen konuyu çizdim. Öğleden sonra sözlüde
çizdiğimi savunurken Jürinin başındaki Aydın Boysan’a bu durumu anlattım. Çok
güldü. ‘Yahu Arif, seni Yumurtacı yapmışlar’ dedi. Ben şaşkın bir şekilde ne
demek istediğini anlamaya çalışıyorum. ‘Bak’ dedi 'Eskiden jandarmalar köylerde
kaçak vs ararlardı. Köylüler de onlardan çekinir, aralarında topladıkları bir
sepet yumurtayı hediye verirlerdi. Bunun için jandarmaya Yumurtacı denirdi.
Uyanıkları Yumurtacı yaparlar. Seni de uyanık görmüşler’. Benim espri anlayacak halim yok, doğal olarak
hiç tepki vermedim. ‘Merak etme zaten yüksek not almışsın. Seni eylüle bilerek
bıraktım. Aklın başına gelsin diye. Bundan sonra okulu ciddiye al.’ Dedi.
İlk defa sınıfta kalmıştım. Bir daha da kalmadım. Aydın Beyin
öğrencileri Onun uygulamacı kimliğiyle daha değişik yetişirlerdi. Yıllar sonra
Mimarlar Odasında birlikteliklerim olduğunda eski anıları anımsatırdım
kendisine. Çok yönlülüğünü anlatmaya gerek yoktur sanırım.
Aydın Boysan sadece mimarlık camiası için değil, tüm ülke için
önemli bir kayıptır. Kendisini çok arayacağımızdan emin olun. Başımız Sağolsun.
ARİF ATILGAN Ocak 2018
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder