1 Kasım 2016 Salı

Yeldeğirmeni


ÖNSÖZ

Yaşamımdaki her 10 yıl bir fotoğraf karesi gibidir. Her fotoğraf karesi onlarca kitabın kapağı olabilir. Bu kitap, Yeldeğirmeni’ndeki fotoğraf karelerime olan borcumdur.

Yeldeğirmeni, evimizden de köyümüzden de öte, ülkemizdi bizim. Semtin sınırları içine girdiğimizde mutlulukla birlikte güven duygusu da kaplardı içimizi. Bizler muhit derdik, kendimize de muhit çocuğu. ‘Dibine kadar yaşamak’ denir ya, biz de mahalle yaşantısını dibine kadar yaşamıştık o yıllarda.

Anılarımızı paylaşmak düşüncesiyle Facebook’ta Eski Yeldeğirmenliler Grubu kurmuştum. Bir büyüğüm, arkadaşıyla fırında pişirttikleri tepsideki palamutları yemelerinin keyfini, ‘Ne günler. Roman yazalım Arif. Her şeyi isimleriyle hatırlıyorum. Ben de şaşırıyorum.’ diyerek anlatıyor. Bir başka büyüğüm de iltifatını, ’Sizlerin sayesinde dostlar, tüm gençlik anılarım gözümün önüne geldi.’ cümlesiyle ifade ediyor.  

Grubumuza sonradan giren semtimizde yaşamamış dostlarımız ise okuduklarından nasıl mutlu olduklarını yazıyorlar. Birisi, ’Ne zaman bu sayfaya girsem efsunlanıyorum. Uzun süre etkisinde kalıyorum. Rüya gibi.’ diyor. Bir başkası, ‘Yani neredeyse gidip Yeldeğirmeni’ne yerleşeceğim geldi. Bu ne aşk ah bu ne ıstırap.’ sözleriyle duygusunu açıklıyor.

Ancak Onlar semtimizin hala anlattıklarımız gibi olduğunu hayal ederek cümleler kuruyorlar. Hâlbuki bizim yazdığımız anılar semtimizin mahalle özelliğinde olduğu yıllarda kalmıştır. Bugün Yeldeğirmeni yeme-içmecilerin dolduğu eğlence fonksiyonlu bir yerleşim olmaktadır. Keşke yeme-içmeciler belli cadde ve sokaklarda olacak şekilde planlama yapılabilseydi.

Ağırıma giden şey semtimizi bilmeyenlerin Yeldeğirmeni yazıları yazmaları, gezileri yapmaları. Yazılarda gerçek Yeldeğirmeni’ne tepeden bakılıyor. Gezilerde ise Yeldeğirmeni, tanıtılmak adı altında pazarlanıyor.

Semtte mahalle var diyerek gelenler mahalleyi yok ettiklerinin farkında değiller. Hani doğa harikası bir koya villalar yapanlar, bir süre sonra kendi yapılaşmalarıyla oradaki doğayı yok ederler ya..

Çocuklar yine semtteki okullarına yürüyerek gitselerdi.. Yeldeğirmeni esnafıyla, insanıyla sadece yaşayanlarının değiştiği mahalle yaşantısına devam edebilseydi.. Tadından yenmezdi..

Bizler Eski Yeldeğirmeni’ni anılarımızla yaşatmaya devam edeceğiz. O fotoğraf karelerini soldurmayacağız. Yeldeğirmeni ölmedi. Kimse canlandırmaya çalışmasın.
ARİF ATILGAN EKİM 2016


3 yorum:

  1. Arif bey biz Yeldeğirmeninde yaşamış olanlar sizin ne kadar güzel ve değerlidir iş yaptığınızı biliyor ve taktir ediyoruz sağ olun iyiki bizi bir araya getirdiniz ve yaşamış olduğumuz halde tarihini ve güzelliklerini bilmiyorduk bunları bize gezdirerek anlattınız çok teşekkürler İBB nin saygısızlığına hiç önem vermeyin

    YanıtlaSil
  2. Çok teşekkür ederim Halime Hanım.İBB kitabımdan aldığı bilgiyi aynen tanıtımına yazmış, adımı yazmamış. Ayıp etmişler. Yeldeğirmeni Gezilerine devam edeceğiz.

    YanıtlaSil
  3. Sayın Arif atılgan,

    Ben Boğaziçi Üniversitesi'nde lisans öğrencisi olarak, kent sosyolojisi üzerine çalışıyorum. Konum, Caferağa Mahallesi'nde gerçekleştirilen soylulaştırmalar ve değişen kültürler. Sizin yazılarınızdan çok etkilendim, ve mahalle kültürüyle beraber mahallenin tarihini de sizden öğrenmekten büyük memnuniyet duyarım.

    Eğer siz de uygun görürseniz, sizin yardımınızı istiyorum.

    Sizinle nasıl iletişime geçebilirim?

    Şimdiden çok teşekkürler,

    Saygılarımla,
    Kubilay Aşar

    e-mail: asarkubilay@gmail.com

    YanıtlaSil