“NEZİHLEŞEN”
YELDEĞİRMENİ
Arif Atılgan
1. Dünya Savaşı sonrasında
İstanbul işgal edilmişti. İşgalciler ilk iş olarak Avrupa ve Anadolu yakasında
birer genelev açmışlardı. Anadolu yakasındaki genelev Yeldeğirmeni’nde bir
tarafı mezarlık olan Ayrılık Çeşmesi Sokağındaydı. İşgal kuvvetleri, Osmanlının
başkentine işgali sadece fiziksel değil psikolojik olarak ta hissettirmek istiyorlardı.
Yeldeğirmeni ilk
işgalini bu yıllarda yaşamıştı.
Atatürk ile başlayan
Milli Mücadele sonunda, 1923 yılında işgalciler İstanbul’u ve Yeldeğirmeni’ni terk
etmişlerdi.
Ancak, İstanbul’la
birlikte Yeldeğirmeni’nin işgalden gerçek kurtuluşu 1935 yılında olmuştur. 13.12.1934
tarihinde çıkarılan Bazı Kisvelerin Giyilemeyeceğine Dair Kanun 1935 yılında
uygulanmaya başlanmıştır. Bu kanuna göre yabancılar askeri üniforma ve
kendilerine özel kıyafetlerle dolaşamayacaklar, din insanları dini kıyafetleri
ibadethaneler dışında giyemeyeceklerdi. Bu tarihten sonra yabancılar kendilerini
toplumda hissettirememişler, gayrimüslim din insanları dini kıyafetle yabancı
okullarda hocalık yapamamışlardır.
1980 li yıllarda
Yeldeğirmeni’nde eski alçak binalar
yıkılıp 5-6 katlı apartmanlar yapılmıştır. Daha önce, alçak binalar dolayısıyla
güneş alan sokaklardaki müstakil evlerde yaşayan semtlilerin bir kısmı yeni
duruma uyamamışlar, semti terk etmişlerdi. Yeni gelenler İstanbul dışındandı.
Ancak onlar, semttekilere uyum göstererek birlikte yaşamayı uygun görmüşlerdi.
Uyum içinde gerçekleşen
bu değişimden sonra 30 yıl Yeldeğirmeni’ne kamu kurumları tarafından hiç bir
yatırım yapılmamış, halk diliyle çivi çakılmamıştır. Semt bakımsız, kötü
görünümlü hale sokulmuş, emlak değerlerinin artması adeta engellenmiştir.
Yeldeğirmeni ikinci
işgalini 2010 yılında yapılan Rasimpaşa Canlandırma Projesi ile yaşamış, yaşamaktadır.
İlginçtir, proje başladığında
semtte görülen ilk değişikliğin randevu evi açılması olduğu söylenmektedir.
Daha sonra yollara taş döşenmiş, kaldırımlar genişletilmiştir. Tescilli tarihi
Özen Sineması kaçak hangar haline sokulup tartışmalı bir çalışma olan TAK a
verilmiş, semtte diziler-filmler çevrilmiş, her taraf kafelerle doldurulmuştur.
Bugün bunların hiçbirinin
Yeldeğirmeni’nde o zamana kadar yaşayanlar için yapılmadığı belli olmaktadır. Kaldırımlar kafelerin masaları için kullanılmaktadır. Kendisi kaçak
binada olan TAK ise Kadıköy’ü tasarladığını söylemektedir.
Hızla mülkiyetlerde el
değiştirme gerçekleşmeye başlamıştır.
Semtteki insan yapısı
da hızla değişmektedir. Yeni gelenler 1980 lerdekiler gibi değildir bu sefer. Onlar,
eskilerin kendilerine benzemesini istemektedirler. Bu anlamda yeni gelenler
eskileri eğitmekte imişler.
Yabancı uyruklular
dâhil yeniler, eskilerin alışmadıkları tipte insanlardır. Semtte, yeni
gelenlere özel yaşam gelişmektedir. Yakında kilise ve sinagogun camiden daha
dolu olacağı söylenebilir. Yeldeğirmeni’nde Yeldeğirmenliler yaşayamamaya
başlamaktadır.
Bugüne kadar kullanılan
Soylulaştırma kelimesi deşifre olduğu için olsa gerek, yapılana yeni bir tanım
bulmuşlar: NEZİHLEŞTİRME.
Kimin kimi
nezihleştireceği kimin kimden daha nezih olacağına kim karar verir bilemem.
Ancak öteden beri semtte yaşayan insanların nezih olmadığını söyleyenler önce
bu kabalığı yaptıkları için kendilerinin nezih olmadığını bilmelidirler.
Semtte mafyatik davranışlar,
polisiye olaylar olduğu anlatılıyor. “Nezihler” gelmeden önce bu tip şeyler
yoktu Yeldeğirmeni’nde.
Doğrusu semtin tekrar
semt olması konusunda ümidimi yitirmiştim. Ancak İstanbul’da bu anlamdaki başka
ilçelerde oluşan bazı tepkiler beni ümitlendirdi. Örneğin: Beşiktaşın şampiyonluğu
sonrası keşfedilen Beşiktaş Çarşısını, semtin dışındakilerin kullanmaya devam
etmesi oradakileri rahatsız etmiştir. ‘Bizi artık kendi halimize bırakın’
demektedirler. Topağacında açılan kafelere de önceleri sempatik bakan orada
yaşayanlar, giderek ‘Eh’ demeye başlamışlardır.
Yeldeğirmeni’nde
yaşayan ve bu değişimden hoşlanan birçok tanıdığım da artık bu hoşluğun
kendileri için olmadığını anlamışlardır. ‘Eh’ demektedirler.
Tepkilere kulak
verilmelidir. Bu durumlar tekrar eskiye dönülebileceği konusunda güçlü
işaretlerdir. Aksi durumda insanlar siyasi tavırlarını koyacaklardır.
ARİF ATILGAN Haziran
2016
Geriye dönüşüm olur mu bilmem göreceğiz .......
YanıtlaSilÖrnekler verdim Remzi. Aslında bir süredir semttekilerden de dip dalgaları seziyorum.
YanıtlaSil