TAKSİM TOPLANTILARI
Arif Atılgan
Taksim Toplantıları
1977 yılında başlamış. Taksimdeki bir otelin salonunda yapıldığı için Taksim
Toplantıları adı konmuş. Ülkenin konularının konuşulup tartışıldığı
toplantılarda konusunda dönemin önde gelen isimlerinden biri konuşmacı olarak
davet ediliyor. O konuşmacı ilgili olduğu konuyu anlatıyor, daha sonra da
kendisine sorular soruluyor. Toplantıya katılanların sayısı sınırlı sabit olup
başka kişi katılamıyor. Ülke Entelijiyansının toplantısı olarak lakap
yakıştırılan kapalı toplantılara medya katılamıyor. Süleyman Demirel, Erdal
İnönü, Turgut Özal, George Papandreou bu toplantılarda konuşan isimlerden bazılarıdır.
Sanırım bir süre ara
verilen bu toplantılara 21 Kasım 2014 akşamı Pangaltı’da bir otelin salonunda
yeniden başlandı. 200 civarında kişinin katıldığı bu toplantıya ben de davetli
idim. Doğrusu adımın nerden, nasıl bulunup katılımcı listesine alındığımı
öğrenemedim.
Konuşmacı Kemal
Kılıçdaroğlu idi. Kemal Bey o akşam bana daha önce verdiği intibaın aksine daha
sakin ve rahat bir insan olarak göründü. Konuşmasında Ülkenin sorunlarını 3 ana
başlıkta topladı:
1- Ekonomi: Bu sorun
için üniversitelere ve eğitime önem verilmesini, yetişen eğitimli kuşağın
buluşlar yapmasını, Dünyada artık yeni buluş yapanların yaşam standartlarının
yükselebileceğini savundu.
2- Dış İlişkiler:
Ülkemizin gerek komşularıyla gerekse ABD ve AB ile ilişkilerinin sorunlu halde
olduğunu, bu durum dolayısıyla zorluklar yaşadığımızı ifade etti.
3- Çözüm Süreci:
Süreçte 3. Göz tartışmalarının doğru olmadığını, sorunu kendi içimizde çözmemiz
gerektiğini söyledi.
Yaptığı tespitlere
katılmamak mümkün değildir. Ancak her zamanki gibi tespit ve tespit üzerinden
eleştiri yapmakla yetindi.
Toplantıda soru sormak
için önceden isim yazdırılması gerekiyormuş. Ben daha çok konuşmaların
gelişmesine göre soru sormayı veya fikrimi açıklamayı seven bir insan olduğum
için soru soramadım.
Ancak gerek Kemal Beyin
konuşmasında gerekse soru soranların sorularında hiç değinilmeyen konunun
Kentsel Dönüşüm olması ilgimi çekti. Hâlbuki Ülkede her taraf şantiyeye dönmüş
ve ekonominin lokomotifi inşaat sektörü olmuştu. Üstelik sektörün devamının
bütün sırrının imar rantı olduğu belli iken bu konuya kimsenin değinmemesi
ilginç olduğu kadar beni endişelendirdi de. Zira durumdan herkesin mutlu olduğu
belli oluyordu. Kentsel Dönüşüm konusu iktidarın eleştirileceği en önemli
konuların başında gelmektedir.
Toplantının
düzenleyicilerine de eleştirim olacak. Soru soranların önemli kısmı partili
idi. Dolayısıyla toplantı partinin toplantısı gibi oldu. Bazı partililer
gerek sorularıyla gerek davranışlarıyla parti ileri gelenlerine kendilerini
belli etmek gayretinde idiler. Bu durumdan benim gibi herhangi bir parti üyesi
olmayanların sıkıldıkları bilinmelidir.
Eğer bütün toplantılarda
bu davranışlar devam edecekse bundan sonrakilere katılmama düşüncesinde
olduğumu belirtmek isterim.
Toplantı sonrası CHP lilerin
parti dışındakilerde bıraktığı izlenimi yazmalıyım. Genel Başkanın ‘Her CHP li
iktidara talip olmalı’ anlamındaki uyarısına rağmen CHP li üyeler iktidara
taliplik duygusunda değiller gibi. Aksine alacakları yüzde 20-30 arasındaki oyu
kabullenmişler. Bu ortamda kendilerinin bir yere gelmesi gayreti içersindeler.
Yani partinin dolayısıyla ülkenin başarısından çok kendilerini düşünmekteler. Dost
acı söyler. Seçimlere kadar kendi kendilerine özeleştiri yapmalılar.
Kemal Kılıçdaroğlu’na
İsmet İnönü’nün ‘Ortanın Solu’, Bülent Ecevit’in ‘Demokratik Sol’ kavramlarıyla
tarz oluşturduklarını ve kitleleri peşlerinden sürüklediklerini anımsatmak
isterim. CHP nin, Ülkemizin mutluluğu için önerilerinin bütününü oluşturan programla
tarzını oluşturması gerekir. Sadece eleştiri yetmemektedir.
Bir yere gittiğimde
biraz erken davranıp çevrede küçük bir tur atmayı severim. Toplantının
yapıldığı otelin yakınına geldiğimde de aynı şeyi yaptım. Otelin 3-5 bina
aşağısında 1970 li ve 1980 li yıllarda İstanbul’un Reinası olan Gala Kulübün
bulunduğu pasajı gördüm. 10-15MT derinlikte dikdörtgen şeklindeki Pasaj ileri
çıkarılan vitrinlerle daraltılmış gibi geldi. Bodrum kattaki Kulübe inen
merdivenlerin bulunduğu kapıda başka bir mekânın ismi yazıyordu. Gala Kulübün
adına bugün internette bile rastlanmıyor. Tuhaf oldum.
Toplantı sonrası yetkililerden
birine ‘toplantıyı internet ortamında yazabilir miyim?’ diye sordum.
Yazabileceğimi söyledi. Ancak yine de Toplantının geleneğine ve CHP ye
saygımdan dolayı konuşmaların partiye özel olanlarını yazmamayı uygun
buluyorum.
ARİF ATILGAN MİMDAP KASIM
2014
Acaba partiye mi yazilsan diyorum.:)))))))))))
YanıtlaSilDaha neler.
SilYanlış anlaşılmasın. Ben artık herhangi bir partiye üye olmak istemiyorum. Bu şekilde her tarafa rahatlıkla eleştiri ve iltifat yapabilir olmak istiyorum. Sanırım topluma daha yararlı olurum.
SilNe yani,Istanbul milletvekili olsan fena mi olur Istanbullular icin.
Sil