Kent Öyküleri
KURBAN BAYRAMI
Kurban Bayramları biz çocuklar için ilgi çekici olurdu. Zira kurbanlık
koyunların sokaklarda sürü halinde gezdirilmeleri, eve getirilenlerin
sevilmesi, daha sonra kesilmelerine üzülünmesi gibi karmaşık duygularımız
olurdu.
Bize her bayram Yalova’dan küçük amcam babamın da ortak olduğu sürüden
kurbanlık koç getirir, bayramın birinci günü, bazen annem bazen babam
için keser ve giderdi. Yeldeğirmeni’ndeki evimizin küçük bahçesinde
gerçekleşen bu dini vecibeyi biz çocuklar, bir gün içersinde sevdiğimiz koçun
kurban olması sebebiyle, üzülerek izlerdik.
Kesilen kurbanın etlerinin dağıtımı yine biz çocuklara düşerdi. O yıllarda
mahallelerin zengini ve fakiri birlikte yaşadığı için dağıtılacak aileler
bilinir, dağıtım kolay olurdu.
Evde kalan kısım ise kavurma yapılırdı. Ancak bugünlerde anlatıldığı gibi
kavurma bayrama özel yiyecek olarak yapılmazdı. O yıllarda henüz tel dolap
devri yaşanmakta, evlerde buzdolabı bulunmamakta idi. Bunun için iri kuşbaşı
kesilmiş etler kendi yağıyla kavrulur, kavanoz veya teneke kutulara olduğu gibi
konurdu. İlerde gerektikçe donmuş kendi yağları ile konserve edilmiş olan bir
miktar et bulunduğu kaptan çıkarılarak pişirilir veya öylece yenirdi. Yani
kavurma, etlerin uzun süre saklanabilmesi için yapılırdı.
Annem için kurban kesildiği bayramlarda komik bir olay yaşanırdı. Amcam dini
vecibe gereği önce dua okur sonra kendi şivesiyle anneme üç defa sorardı:
-Yenge, vekilin olup ta kurbanını kesem mi?
-Kes,
-Yenge, vekilin olup ta kurbanını kesem mi?
-Kes,
-Yenge, vekilin olup ta kurbanını kesem mi?
-Ee kes dedik ya Mümin kes hadi kes artık.
Diyerek amcamı azarlayan annem hemen içeri giderdi. Aslında kurbanı kesenin
kurban kesene üç defa bu soruyu sorması gerektiğini bilen annem, bir an önce işini
bitirip kesilme işlemini görmeden içeri gitmek istemekteydi. Bizim güldüğümüzü
görünce de kızardı. Babam güler, amcam başını sallar, gülümser ve işine devam
ederdi.
Annem dört kız kardeşin, babam dört erkek kardeşin tek okumuşu idi. Zengin
değildik ama onların bu özellikleri bende hep başkalarına karşı bir üstünlük
duygusu oluşturmuştur.
Onların bize en büyük hediyeleri uzun yıllar yaşamaları, ileri yaşlarımıza
kadar bizim anneli babalı olmamızı sağlamaları idi.
HERKESİN KURBAN BAYRAMINI KUTLARIM.
Arif Atılgan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder