5 Mayıs 2016 Perşembe

Kent Öyküleri

YELDEĞİRMENİ’NDE DONDURMACI ABDULLAH

Dondurmacı Abdullah 1970 li yıllara kadar semtimizde seyyar arabasıyla dondurma satan bir esnafımızdı. Önce Ayrılık Çeşmesi Sokağından Uzunhafız Sokağına girer, oradan semtin diğer sokaklarına geçerek satışlarını yapardı. Her gün öğleden sonra aynı saatte gelirdi. Mahalleli onu bekler, arabasının başına toplanıp unutulmaz lezzetteki vişne, çikolata, kaymak üçlüsünü satın alırdı. O, mavi renkli üç tekerlekli arabası ile dolaşırken ‘Dondurma kaymak, vişne-çikolata-kaymak’ diye bağırarak insanlara geldiğini belli ederdi. Bazen çeşitlerinde denemeler yapar, sonucu beğenmediğinde ürettiği dondurmayı çocuklara bedava dağıtırdı.




Bir gün kendisine, ‘Dondurma nasıl yapılır?’ diye sormuştum. O da anlatmıştı. Meyve püresi su ile karışık olarak dondurma kovasının içine konuluyor, bu kova daha büyük kovanın içine yerleştirilip araya buz parçaları yerleştiriliyormuş. Sonra içteki kovayı elle sağa sola çevirip içindeki karışımın donarak dondurma olması sağlanıyormuş. Kaymaklı dondurma sütle, çikolatalı dondurma süt içine konulan kakaoyla yapılıyormuş.

Daha sonra içli dışlı kovalar aradaki buzlar yenilenerek ve de o zamanın olanaklarıyla havlu vs ile sıcak havadan izole edilerek arabaya yerleştiriliyor. Dondurmanın erimeden bir an önce satılıp tükenmesini sağlamak içinse dolaşırken acele ediliyor. Dondurmacılık oldukça zahmetli bir iş diye düşünmüştüm.

Kabaca bildiğim dondurma üretimi o yıllardan aklımda kalan bu tariftir. Sonraki yıllarda karıştırma işi elektrikli karıştırıcıyla yapılmaya başlanmış. Anlayanlardan duyduğum kadarıyla karışımın çabuk kıvamlı hale gelmesi ve daha uzun süre erimemesi için krema kullanılmaya başlanmış.

Abdullah Ağbinin sattığına su dondurması denirdi. Su dondurması susatmaz, susuzluk giderir.

Kınalıada, Esenköy, Ezine ve Yalova’da iş veya yazlık dolayısıyla bulundum. Buralarda birer dondurmacım var. İstanbul’da bu anlamda bir dondurmacım var.

Yanlış anlaşılmasın. Abdullah Ağbiyi anlatırken diğer dondurmacıların kötü olduğu gibi bir anlam çıkmasın. Sadece kendi damak tadıma göre küçük bir değerlendirme yaptım. Dondurmacı Abdullah'ı anımsayalım, yutkunalım ve tebessüm edelim. 
ARİF ATILGAN MAYIS 2016

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder