Kent Öyküleri
YELDEĞİRMENİ’NDE DONDURMACI ABDULLAH
Dondurmacı Abdullah 1970
li yıllara kadar semtimizde seyyar arabasıyla dondurma satan bir esnafımızdı. Önce
Ayrılık Çeşmesi Sokağından Uzunhafız Sokağına girer, oradan semtin diğer sokaklarına
geçerek satışlarını yapardı. Her gün öğleden sonra aynı saatte gelirdi. Mahalleli onu bekler,
arabasının başına toplanıp unutulmaz lezzetteki vişne, çikolata, kaymak
üçlüsünü satın alırdı. O, mavi renkli üç tekerlekli arabası ile dolaşırken ‘Dondurma
kaymak, vişne-çikolata-kaymak’ diye bağırarak insanlara geldiğini belli ederdi.
Bazen çeşitlerinde denemeler yapar, sonucu beğenmediğinde ürettiği dondurmayı
çocuklara bedava dağıtırdı.
Bir gün kendisine, ‘Dondurma
nasıl yapılır?’ diye sormuştum. O da anlatmıştı. Meyve püresi su ile karışık
olarak dondurma kovasının içine konuluyor, bu kova daha büyük kovanın içine yerleştirilip
araya buz parçaları yerleştiriliyormuş. Sonra içteki kovayı elle sağa sola
çevirip içindeki karışımın donarak dondurma olması sağlanıyormuş. Kaymaklı dondurma
sütle, çikolatalı dondurma süt içine konulan kakaoyla yapılıyormuş.
Daha sonra içli dışlı
kovalar aradaki buzlar yenilenerek ve de o zamanın olanaklarıyla havlu vs ile
sıcak havadan izole edilerek arabaya yerleştiriliyor. Dondurmanın erimeden bir
an önce satılıp tükenmesini sağlamak içinse dolaşırken acele ediliyor.
Dondurmacılık oldukça zahmetli bir iş diye düşünmüştüm.
Kabaca bildiğim
dondurma üretimi o yıllardan aklımda kalan bu tariftir. Sonraki yıllarda
karıştırma işi elektrikli karıştırıcıyla yapılmaya başlanmış. Anlayanlardan duyduğum
kadarıyla karışımın çabuk kıvamlı hale gelmesi ve daha uzun süre erimemesi için
krema kullanılmaya başlanmış.
Abdullah Ağbinin
sattığına su dondurması denirdi. Su dondurması susatmaz, susuzluk giderir.
Kınalıada, Esenköy, Ezine
ve Yalova’da iş veya yazlık dolayısıyla bulundum. Buralarda birer dondurmacım
var. İstanbul’da bu anlamda bir dondurmacım var.
Yanlış anlaşılmasın. Abdullah
Ağbiyi anlatırken diğer dondurmacıların kötü olduğu gibi bir anlam çıkmasın. Sadece
kendi damak tadıma göre küçük bir değerlendirme yaptım. Dondurmacı Abdullah'ı anımsayalım, yutkunalım ve tebessüm edelim.
ARİF ATILGAN MAYIS 2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder