Yeldeğirmeni
YELDEĞİRMENİ’NDE FUTBOL ARSALARI
YELDEĞİRMENİ’NDE FUTBOL ARSALARI
Arif Atılgan
Futbol muhabbetinden
kadın arkadaşlarımızın sıkıldığını biliyorum. İnanın ben de sıkılıyorum. 3
Temmuz sürecinde tüm kulüplerin birlik olacakları yerde birbirlerinin kötülüğünden
yararlanmaya çalışmaları beni o camiadan, dolayısıyla futboldan soğuttu. Neyse.
Futbol oyununa Yeldeğirmeni’nden değişik bir açıyla bakmak istiyorum.
Eski yıllarda
futbolcular arsalardan yetişirdi. Bu anlamda semtimizin arsalarını anımsatmak
istiyorum. Onları iki gurupta ele alabiliriz. Birinci gurup, semt içindeki
küçük arsalar. Buralarda kaleler karşılıklı konan iki taştan ibarettir. İkinci
gurup, büyük arsalardaki Vitrin Sahalar. Buralarda direkli kaleler bulunmakta, başka
semt takımlarıyla da nizami oyuncu sayısıyla formalı maçlar yapılabilmektedir. Vitrin
Sahalarda, yaz mevsimlerinde şöhretlerin de oynadığı turnuva maçları
düzenlenir, oyuncular kendilerini gösterebilirlerdi.
Küçük Arsalar:
1-Gazi Mustafa Kemal
Paşa İlkokulu Bahçesi: Okulun arkasında geniş bir bahçe olduğu için Mısırlıoğlu
Caddesindeki gençler için değerli bir sahaydı. 6-7 kişilik maçlar
yapılabilirdi.
2-Recaizade Ekrem
Sokağının Ortalarındaki Arsa: Burada 4-5 kişilik maçlar yapılabilirdi.
3-Recaizade Ekrem
Sokakta Hamamın Karşısındaki Arsa: Bu küçük arsada 3-4 kişilik maç
yapılabilirdi.
4-Büyük Hazine Arsası: Hazine Arsaları Uzunhafız ve Nemli Zade Sokakları arasında kalan geniş boşlukta bulunurdu. Yokuş olan arsa, sahildeki caddeden bir duvarla ayrılıyordu. Alt taraftaki kaleye atılan sert şutlarda top denize kaçardı. Kıyı henüz doldurulmamıştı. Sahilde sadece 6-7 MT lik cadde bulunuyordu. Burada 5-6 kişilik maçlar yapılabilirdi.
4-Büyük Hazine Arsası: Hazine Arsaları Uzunhafız ve Nemli Zade Sokakları arasında kalan geniş boşlukta bulunurdu. Yokuş olan arsa, sahildeki caddeden bir duvarla ayrılıyordu. Alt taraftaki kaleye atılan sert şutlarda top denize kaçardı. Kıyı henüz doldurulmamıştı. Sahilde sadece 6-7 MT lik cadde bulunuyordu. Burada 5-6 kişilik maçlar yapılabilirdi.
5-Küçük Hazine Arsası:
Havranın Uzunhafız Sokağındaki kapısından denize doğru inerken sağ taraftaki
aradan girilerek geçilirdi. Burası şimdi sokaktır. 4-5 kişilik maçlar yapılan arsanın
sol tarafı çukurda kalırdı.
Hazine arsalarında
oynayan çocuklar sahaların defosu dolayısıyla dikkatli oynamak zorunda idiler. Bu
sebepten onlar topu daha iyi kontrol edebilen oyuncular oluyorlardı.
6-İntaniye Arsası:
Askeriyeye ait olup direkli kaleleri olan bir sahaydı. 7 kişilik maç yapılırdı.
Bugün askeriyenin içine alınmıştır. Bu şekilde Tıbbiye Caddesi tarafındaki
kalenin arkasında açıkta duran sığınak deliği kapağının kontrol altına alınması
olumlu olmuştur.
7-Tren Yolu Arsası:
Tren yolu kenarında olduğu için bu adı almıştır. Seyrek te olsa top tren yoluna
kaçabiliyordu. 4-5 kişilik maçlar oynanabilirdi. Buradaki çocukların şansı, uzun
yıllar Yeldeğirmeni Kulübü Lokalinin o tarafta olması dolayısıyla kulüpte oynama
şanslarının diğerlerinden biraz daha fazla olmasıydı.
8-Mezarlık Arsası:
Ayrılık Çeşmesi Mezarlığı içinde idi. Mezarlardan arınmış bir bölümde ortadaki
ağaca dikkat ederek oynanması gereken bir sahaydı.
9-Paris Mahallesi
Arsası: Mezarlığın Paris Mahallesi tarafındaki boşlukta idi. Burada da ortada
çarpabileceğiniz bir ağaç vardı.
10-Florya Pastanesi Arkasındaki
Binanın Bahçesi: Arka bahçe konumundaki arsada 4 kişilik maçlar yapılabilirdi.
11-Yurttaş Sokaktaki
Arsa: 3-4 kişilik maçlar oynanabilirdi.
12-Halitağa Caddesinde
Tren Yoluna Yakın Arsa: 4-5 kişilik maçlar yapılabilen bir boşluktu burası.
2016 Yılına Ait Hava Fotoğrafında 1966 Yılındaki Küçük
Arsaların Yerleri.
Vitrin Sahalar:
1-Çiftlik Sahası:
Şehzade Ziyaeddin Köşkünün çiftlik arazisi içersinde bulunduğu için Çiftlik
adıyla anılırdı. Bugünkü AVM nin Acıbadem Dörtyol tarafındaydı. Burada 7 kişilik maçlar yapılabilirdi. Sahanın Saray Ardı
Caddesi tarafı aşağıda kaldığı için Vitrin Arsaların en kötüsüydü diyebiliriz.
2-İbrahimağa Sahası: Burası
da aynı köşkün arazisi içersindedir. Bugünkü AVM nin otoparkının önündeki diğer
otoparkın olduğu yerdeydi. Sultan Mecid’in beş oğlunun diktiği 5 adet heybetli ıhlamur
ağaçlarının dibi oyuncuların soyunma odası gibiydi. Saha, Koşuyolundan gelen
derenin taşma alanı olduğu için yaz mevsimi dışında nemli ve yumuşak bir zemini
olurdu. Bu açıdan futbola en elverişli zemindi diyebilirim.
3-Batarya Sahası: 2.
Dünya savaşı sırasında Haydarpaşa Garını korumak amacıyla yerleştirilen topçu
bataryası dolayısıyla Batarya adını almıştır. İkbaliye’de cadde kenarında olup,
en popüler sahadır. Buradaki yaz turnuvaları diğerlerinden daha çok seyirci
çekerdi.
4-Örnek Spor Sahası: Çamlıca Kız
Lisesinin karşısında şimdiki Telekom binasının bulunduğu yerdeydi. Sonradan oluşturulduğu
ve uzak olduğu için en az popülaritesi olan sahaydı.
1966 Yılına Ait Hava Fotoğrafında Vitrin Sahaları.
Numaralar Üstteki Metindeki Gibidir.
2016 Yılına Ait Hava Fotoğrafında 1966 Yılındaki Vitrin
Sahaların Yerleri.
2016 yılının hava
fotoğraflarında görüldüğü gibi bugün ne küçük ne de büyük arsaların hiç biri
yoktur. 1960 lı yıllarda Yeldeğirmeni’nde 2.000 kişi yaşarken, oyun sahası olan
boş sokakların dışında 12 arsa bulunurdu. Bugün 20.000 nüfus yaşarken, arabalarla
dolu sokaklar dâhil bir aralık bile yok. Ben gerek küçük arsaların gerekse büyük
sahaların hepsinde oranın çocuklarına yakın sayıda oynamışımdır. Ama bizim
sokağın küçük arsası Hazine Arsaları idi. Futbol oynamaktan keyif aldığım saha
ise İbrahimağa sahasıydı. 5-10 arkadaş gider, gerek kendi aramızda gerekse
oraya gelenlerle birlikte akşama kadar 2-3 maç yapardık. Yoruldukça doğal
çayırında yatar dinlenir tekrar oynardık.
Yazıyı küçük bir anı
ile bitirmek istiyorum.
Yukarıdaki sahalardan
birçok ünlü ünsüz futbolcu yetişmiştir. Beşiktaşta kalecilik yapan Şükrü
onlardan biridir. 1970 li yıllardı. Bir akşam Şükrü, kardeşim Nihat ve Ben Mühürdarda daha önce Set Kafetarya olan Turgut’un Yerinde
oturmuştuk. Masaya servis yapılırken, Şükrü Yeldeğirmeni’ne taşındıkları ilk
günü anlatmaya başlamıştı. Çevreyi gezmek istemiş. Tren Yolu Arsasına gelmiş,
kaldırıma oturup sahada oynayan yaşıtı çocukları seyretmeye başlamış. ‘Bir çocuğu çok
beğenmiştim. Herhalde bu çocuk semtten çıkacak ünlü futbolcu olur.’ Diye düşünmüştüm
demişti. Bir yandan Onu dinliyor, diğer yandan kadehleri dolduruyorduk. Şükrü,
sözüne devamla ‘O çocuk sendin Arif’. Demişti. Şaşırmıştım ama keyiflenmiştim
doğrusu.
Anlattığı günkü
ortamdakilerden çıkan ünlü futbolcu o gün seyirci olan kendisi olmuştu.
Semtlilerin semt
anıları semtlerin hafızasıdır.
ARİF ATILGAN NİSAN 2016
aklına sağlık.güzel anılar insana sağlık verir
YanıtlaSilSEn de sağol Ömer.
YanıtlaSilokurken adeta oynadığimı hayal ettim.. çalışmalarınızı tebrik ederim.
YanıtlaSilEline sağlïk arif
YanıtlaSilEline sağlïk arif
YanıtlaSil