17 Eylül 2015 Perşembe

YALOVA’NIN KIYILARI
Arif Atılgan

Yalova ilimiz 847 Km2 yüzölçümü ile ülkemizin en küçük ilidir. Buna karşın 105 Km uzunluktaki kıyısıyla ülkemizin en uzun kıyılı illerinden biri olma özelliğindedir. Uzun yıllar İstanbul’un ilçesi olarak kalmış olan Yalova 1995 yılında il olmuştur. 220.000 nüfusu vardır. Nüfus yoğunluğu Km2 ye 260 kişi olup, 98 kişi olan Türkiye ortalamasının 2,6 katıdır. Bu anlamda 6. Kalabalık ilimiz olmasına rağmen Merkezin dışında bu durum pek hissedilmez.

Yalova’nın 6 ilçesi olup altısının da denize kıyısı bulunmaktadır. Bunlar doğudan batıya doğru Altınova, Çiftlikköy, Merkez, Çınarcık, Termal, Armutlu ilçeleridir.  Altınova, Çiftlikköy, Merkez ilçelerinin kıyısı kumsaldır. Çok minik kıyısı olan Termal ile Çınarcık ve Armutlu kıyıları ise çakıllıktır.


Altınova’nın kıyıları tersane ve sanayi tesisleriyle kaplıdır. Dolayısıyla denize girilemez. Çiftlikköy sahilinin bir bölümünde sanayi tesisleri, askeri alan bulunmaktadır. Sahilinin diğer bölümü ana caddeye uzak olduğundan daha çok buralarda yaşayanlar tarafından kullanılmaktadır. Merkez ilçede kıyı yola yakındır. Yer yer doldurulmuş olan Merkez ilçe kıyısının bir bölümü Atatürk’ün Yürüyen Köşkünden İDO feribot iskelesine kadar olan bölümdür. Daha sonra İDO deniz otobüsü iskelesinin batısında çay bahçelerinin önündeki kalan kıyı vardır. Yine merkez ilçe içersinde TİGEM plajları bulunmaktadır. Termal, Çınarcık ve Armutlu ilçeleri ise merkeze uzak kalmakta daha çok orada yaşayanların kullanımındadır.
  

Yalova’nın kumsalındaki kum birçok kıyıdaki kumdan daha kalitelidir. Örneğin: Şile’nin kumu gibi çok ince değildir, uçuşmaz gözünüze kulağınıza girmez. Akdeniz’in bazı bölgelerindeki kumlar gibi iri taneli değildir, vücudunuza batmaz. Anımsayanlar varsa, İstanbul’daki eski Kalamış sahili kumsalının kumu gibidir. Çınarcıktan başlayan çakıllığın çakılları ise Esenköy ve Armutluda irileşir. Yani denize en rahat ve keyifli girilecek bölüm Merkez ilçedeki kıyılardır.

Marmara denizinde yaz mevsiminde poyraz rüzgârı esmektedir. Dolayısıyla Yalova sahilleri gibi denizin güneyindeki kıyılar yaz mevsiminde dalgalı olmaktadır. Ancak esas sorun denizin bütün yosun, denizanası, çöp vs sinin sahile vurmasıdır. Yalova’da görüldüğü kadarıyla TİGEM gibi tesis olan yerlerde kıyı bu çöplerden temizlenmekte, diğer taraflar kendi haline bırakılmaktadır. Özellikle Merkez ilçede denize girmek isteyenler için şartlar oldukça zordur. Hâlbuki Merkez ilçenin kıyıları Yalova’nın vitrinidir. Yalova’nın en görünen ve en denize girilecek yeri buralarıdır.

Kıyıda şezlong kiralayanların dahi önü yosunluk olmaktadır. Şezlong kiralama mukavelesine kıyıyı temizlemek zorunluluğu getirilebilir. Oradaki her çay bahçesi kendi önünü temizleyebilir. Kamu kurumları da üzerlerine düşen görevi açığa bariyerler koyarak yerine getirebilirler. Petrolü bile diğer yanına geçirmeyen bariyerler olduğu bilinir. Bu arada şezlonglarda aile bölümü olmasına ise başta kadınlar karşı çıkmalıdır.


Yalovalılar yıllardır denize arkalarını dönerek yaşamışlar. Uzun yıllar geçimlerini tarım ve hayvancılıkla uğraşarak sağlamışlar. Kıyıya mendirek yapıldıktan sonra son yıllarda denizle tanışık olmaya başlamışlar. Ancak sahillerdeki görüntü henüz yeteri kadar denize ısınmadıklarını gösteriyor. Belli ki kamu kurumlarından denizle ilgili talepleri bulunmuyor.

1960 lı yıllarda Hacı Mehmet Köyünde ağbimle dereden balık tutmuştuk. Eve getirdiğimizde tüm akrabalarımız balıklara tuhaf şeylermiş gibi bakmışlardı. ‘Bunları yiyecek misiniz?’ diye sormuşlardı. Biz kızartmaya başlayıp ortalığa güzel kokular çıkınca da yanımıza gelip iştahla yemişlerdi. Yine o yıllarda denizden midye toplamıştım. Ancak midyeyi hiçbir şekilde onlara yedirememiştim. O yıllarda Yalovalıların çoğu balığı, midyeyi tanımıyorlardı.

Kaç kişinin dikkatini çekmiştir bilemem ama Yalova’da güneş denizden doğar, denize batar. Bu bakımdan özellikle kıyılar güneşten en fazla yararlanan alanlardır. Yalova bugüne kadar bir kısmı dolgu alanı bir kısmı sanayi, tersane, askeri tesislerle doldurulan bölümleriyle kıyılarının değerini bilememiş. Bu sebeple olsa gerek, Yalova’da turizm Araplara dönük gelişmiş. Hâlbuki tersi olsaydı Yalova önemli yaz turizmi kentlerimizden olurdu. Vitrin olan Merkez ilçe başta olmak üzere kıyıları bu anlamda değerlendirildiğinde Yalova’nın Marmara Bölgesinin Marmaris’i olabileceğini düşünmek hayal değildir. Yeter ki bakir kalan dağları, dereleri, köyleri korunsun, kıyıları bakımlı tutulsun.
ARİF ATILGAN EYLÜL 2015



2 yorum: