KADIKÖY’ÜN MEYHANELERİ
Arif Atılgan
Bugün Kadıköy’ün en eski iki meyhanesi itirazsız asırlık
olmuş olan Kalamış-Todori ve Moda-Koço Meyhaneleridir. Ancak 1960 lı ve 1970 li
yıllarda semtlerde münferit bazı meyhaneler de göze çarpıyordu. Örneğin:
Bostancı’da sonradan adı Güp Güp olan Salih Baba’nın Yeri, Belvü’de Korkmaz’ın
Yeri, Kadıköy Çarşı içinde Fıçı, Yeldeğirmeni’nde iki ayrı Halit’in Meyhanesi, Mühürdarda
eski Set Kafetarya’nın yerinde Turgut’un Yeri gibi. Ayrıca her semtin kendi sınırları
içersinde kendi semt meyhanesi veya meyhaneleri de kesinlikle bulunmakta idi.
Ancak Kadıköy’de meyhanelerin topluca bulunduğu yer, Kadıköy
Postanesinden Mühürdar Sahili istikametinde bulunan binaların ön ve arka cephelerindeki
dükkânlar idi. Günümüzde öndeki cadde Albay Faik Sözdener Caddesi, arkadaki
sokak ise Neşet Ömer Sokağı adlarını taşımaktadır.
Cadde tarafında Postaneden sonra ilk olarak arka sokağa da
cephesi olan Park Lokantası bulunmakta idi. Daha sonra sırayla, arka sokağa geçilebilen 3-4
MT lik koridora bitişik bulunan Münih Birahanesi, Hamburg, Panorama
Kahvehanesi, yine arka sokağa da cephesi olan Benusen, Hatay Lokantası, köşede şimdiki
Alkım Kitapevinin bulunduğu parselde benzinci ve karşı köşede Gazanfer Bilge
Otobüslerinin yazıhanesi bulunuyordu.
Arka sokakta ise Postaneden sonra Park Lokantasının arka
cephesi, Recep’in Yeri, Oğuz’un Yeri, Panaroma Kahvehanesinin arka cephesi,
Benusen’in arka cephesi bulunmakta idi. 1970 li yılların ortalarında Postane
ile Park lokantasının arasında yeni inşa edilen binanın altına Fenerbahçe’de futbolculuk ve antrenörlük yapmış
olan Ahmet Erol arka sokağa da cephesi olan Olimpiyat’ı açmıştı. Arka sokakta
karşı sırada ise Recep’in Yerinin karşısında Ege Kıraathanesi, Benusen’in
karşısında At Yarışı Bayii, köşede berber ve onun cadde komşusu İnegöl Köftesi
ile ünlü Yıldız Lokantası bulunmakta idi. Muvakkithane Caddesi ile Ege
Kıraathanesinin arasına şimdiki portikli binalar henüz inşa edilmemişti.
Münih Birahanesinin yanından arka sokağa geçişi sağlayan koridorda
da küçük biracılar bulunmakta idi. Recep’in Yeri ve Oğuz’un Yeri bu koridorun
arka sokağa çıkan ağzının iki köşesinde bulunurlardı. Pasaja benzetilen bu
koridor sebebiyle olsa gerek buraya Kadıköy’ün Çiçek Pasajı da denilmekteydi.
Bunların hepsi genelde erkeklerin kullandığı mekânlardı.
Sadece Olimpiyat, Park, Münih ve Hatay’da zaman zaman kadın müşteriler de
gözlemlenebilirdi. Ön cephedeki işletmelerin ayrıca önlerinde birer bahçeleri
de vardı. O yıllarda sokaklara masa koymak geleneği olmadığı için arka sokakta
müşteriler içerde oturur, yaz mevsiminde dükkân önüne utanarak bir sıra masa
çıkarılırdı. Ayrıca ramazan aylarında bazı dükkânlar ya bir ay boyunca işyerini
kapatır veya camlarını gazete kâğıtları ile örterlerdi.
Olimpiyat, sonradan açılmasına rağmen geniş mekânı, özel
dekorasyonu, amerikan-barı ile çarşıya ayrı bir hava katmıştı.
100 yıl önce Albay Faik Sözdener Caddesi deniz
iken, burada İtalyan banker Tubini’ye ait yalı evlerinin bulunduğu, arkadaki Neşet
Ömer Sokağının ise Tubini Çıkmazı adıyla anıldığı sokak bugün olumlu bir
değişim göstermiştir. Ön cephede artık meyhane yoktur. Bu sırada aksine banka
vs anlamında iş yerleri bulunmaktadır. Ancak arka sokak iki taraflı binaların
altlarında açılan meyhanelerle tam bir meyhaneler çarşısına dönüşmüştür. Eski mekânlardan
neredeyse hiçbirisi günümüze kalamamıştır. Olimpiyat yakın zamana kadar faaliyetine
devam etmiş, ancak sahibi Ahmet Erol’un yaşının ilerlemesi ve bazı
rahatsızlıları sebebiyle içinde bulunduğumuz yıl kapanmıştır. Sadece Benusen
bugün hala faaliyetine devam etmektedir. Hatay Lokantası ise uzun süredir
Bostancıda faaliyet göstermektedir. Bugün sokağa yayılmış olan masaları ile
kadınlı erkekli kullanılan meyhanelerin bulunduğu bu sokak Kadıköy’e renk
katmaktadır. Yunanistan’da kadınlı erkekli kullanılan meyhanelere Taverna
dendiğini düşünürsek, burası Kadıköy’ün Tavernalar Sokağı haline gelmiştir. 50
yıl önce Kadıköy’ün Çiçek Pasajı denilen sokakta bugün Kadıköy’ün Nevizade Sokağı
yaratılmıştır adeta. Bilinmektedir ki Beyoğlu’ndaki Nevizade Sokağı da aynı
süreci yaşamıştır.
Koço’nun Arnavut ciğeri, Yıldız Lokantası’nın İnegöl köftesi,
Münih Birahanesi’nin sosis sote, patates tava ve biradan meydana gelen menüsü
gerçekten unutulmaz lezzetlerdi.
Bu meyhanelerin hepsini doya doya yaşamış olduğum için
kendimi şanslı kabul ediyorum. Ancak ben genelde arkadaşlarımla Recebin Yeri’ni
tercih ederdim. Burada ızgara köfte, söğüş salata, pilaki, beyaz peynir ve
yarım şişe rakıya 18.- Tl hesap gelir 20.-TL bırakır kalkardım.
Kadıköy’deki meyhaneler sokağı, kentlerin yaşayan canlılar
olduğunu zamana göre gelişim ve değişim göstereceklerinin olumlu bir örneğidir.
Olumsuz örnekleri de yazıp mukayese yaparak yazının keyfini kaçırmak
istemiyorum. Sadece kentin doğasına aykırı müdahaleler yapılmasın yeter diye
düşünüyorum. Kentler, gelecekleri anlamlı planlandığı takdirde insanı en
reddetmeyecek şekilde kendilerini geliştirirler. Yani insan, kent
planlamasından asla ayrı düşünülemez.
Kadıköy’deki Meyhaneler Sokağı olması gerektiği gibi olmuş,
Kadıköylüler için hoş bir mekân haline gelmiştir.
ARİF ATILGAN Mimarlara Mektup Ağustos 2010
Eskiden,sadece erkeklerin gittigi meyhanelerden uzak gecerdim.Zaman icinde hemen her meyhaneye kadinlar girer oldu.Hemde yanlarinda erkek olmasi da gerekmiyor artik.Ben yinede kadin kadina gidip kadeh tokusturmaktan hoslanmiyorum.Pek alismamisiz herhalde.
YanıtlaSilBazi yerler hala ayni kaliteyi surdurmeyi biliyorlar,ama son zamanlarda sokak aralarinda mantar gibi icki icilen yerler turedi.Bunlar vasat bir meyhane ayarinda bile degiller.Birde neredeyse ortada gececek yer birakmayacak sekilde 3 sira masa koyuyorlar.Balik pazari sokagindan bahsediyorum.
Bu kadar cok kalitesiz yer acilacagina belli basli,ozelligi olan daha az yer acilsa iyi olur diye dusunuyorum.
Galiba insanlar artik evlerinde icmiyorlar,herkes sokaklarda.Aynen evlerinde cay kahve icmeyip sokaklarda cay kahve ictikleri gibi.Konu disi ama,yururken her 2 metrede bir cafe gormekten de biktim usandim artik.
Çok doğru tespitler. Yazılarımda bu sorunları vurgulamaya çalışıyorum. Teşekkürler.
YanıtlaSilİsmim Ertuğrul Özkan, 1942 Doğumlu ve Kadıköylüyüm. Kadıköy hiç bu kadar güzl anlatılmamıştı.. Eski Kadıköy gözümde tütüyor. Herhalde yaşlılıktandır. Ama yeni Kadıköye pek alışamadım. Sanki Kadıköylü olmayanlar gelip yaşadığımız yerleri istila etmişler.
YanıtlaSilArayıcıbaşı sokak ??? Çok yadırgadım o sokağıda..!
YanıtlaSil