16 Nisan 2015 Perşembe


Mimarlara Mektuplarım



ADALARDA NELER OLUYOR?
Arif Atılgan

16 /07 /2010 tarihinde Adalılar Kültür Derneği’nin Büyükada İskelesi’nin üst katındaki Turing İskele Kafedeki toplantısına davet edilmiştim. Aslında dinleyici olarak gittiğim bu toplantıda benim de konuşma yapmam istendi, ben de Adalar hakkındaki düşüncelerimi oradakilere ifade ettim.

16 /04 /2008 tarihinde Büyükada’da İBB tarafından düzenlenmiş olan Adalar İlçesi 1/5000 Ölçekli Koruma Amaçlı Revizyon Nazım İmar Planı Toplantısına katıldıktan sonra ilk olarak Mimarlara Mektupta Adalarla ilgili tespitlerimi yazmıştım. Bu yazıda Büyükada’ya Kongre, Heybeliada’ya sağlık, Burgaz Ada’ya kültür, Kınalı Ada’ya spor vizyonlarının yakıştırıldığını, bu durumun İstanbul’un 1/100000 lik Planlarında gösterilmiş olan Kartal MİA sıyla ilişkili olacağını açıklamıştım. Bu konudaki endişem Adaların süratli bir şekilde yıllardır sahip olduğu park görüntüsünden uzaklaşacağı idi.

O akşamki konuşmalarda dinlediklerim endişelerimde haklı olduğumu kanıtlıyordu adeta.
Örneğin:
-Adalarda motorlu araçların çoğalmaya başlaması,
-Esnafın kiralamasıyla hızla çoğalan bisikletlerin tehlikeli hale gelmesi,
-Seyyar satıcılığın başlaması,
-Kaçak yapılaşmaların oluşması,
-Vapurlar yerine yolcu motorlarıyla ulaşımın sağlanması,
-Dolayısıyla görüntü ve gürültü kirliliği oluşması,
-Kınalı Adada Kaçak Motor İskelesi,
-Büyükada’da Lido Oteli inşaatı,
-Adalarda turizm- ticaret fonksiyonlarının fazlaca söylenir olması,
gibi açıklamalar Adalarda artık kentleşme görüntüsünün başlangıç sancılarının oluştuğunu belli ediyordu.

Adaları kullanan bir İstanbullu olduğumu daha önceki yazılarımda belirtmiştim. Denize girmek için sık sık gittiğim Kınalı Adada bu söylenenlerin doğruluk derecesinin yüksek olduğunu tespit ettim. Hatta az bile olduğunu ifade edebilirim. Ayrıca bütün sahilin şezlongculara teslim edilmesi dolayısıyla artık deniz kıyılarının paralı plaj haline sokulduğu da açıkça anlaşılabilmektedir.
                     

Şezlonglar
                                           .
Yaz mevsimlerinde, özellikle pazar günleri bu İlçemize o kadar çok insan gelmektedir ki, bu insanlar sokak içlerine kadar yayılarak oturabilmekte, Ada halkının evlerinin kapı içlerine bile yaygı sererek piknik yapabilmektedirler.

Aslında sahilde eskisi gibi sakin oturup temiz hava almak artık anılarda kalmıştır. Zira İskeleye yanaşan veya yanaşmak için sıra bekleyen yolcu motorlarının gürültüsü, görüntüsü ve egzoz gazlarının kokusu insanı gerçekten çok rahatsız etmektedir. Adalılar bu yolcu motorlarını denizin minibüsleri olarak adlandırmışlar. Sokaklarda gezinti yapıldığında ise fazlalaşan motorlu araçların egzozu, özellikle pazar günleri biriken çöpler dolayısıyla hoş bir ortam oluşmadığı tespit edilebilmektedir.


Motorlu Araç

 Ancak bu konularla ilgili olarak Belediyelerin de işlerinin çok zor olduğunu söylemek gerekir.

Zira aslında konu 2008 yılında Adalar için konan vizyonlarla ilgilidir. Bu vizyonlara göre, yıllardır İstanbulluların milli park, Adalıların sayfiye yeri, plancıların günübirlik dinlenme yeri olarak kabul ettiği Adalar bundan sonra kentleşecektir. Üstelik önlem almakta gecikilirse çarpık kentleşecektir.

                                                   Adalarda Bu Görüntüler Kaybolmamalı.

İlk önlem ise özellikle yaz mevsiminde buraya denize girmek için gelen insanların sayısını azaltmak olmalıdır. Bunun için de ana karadaki sahillerin bu insanlar tarafından kullanılması sağlanabilmelidir. Daha sonra Adalar için düşünülebilecek diğer önlemler ele alınmalıdır.

Bağdat Caddesi ve Modadaki köşkler, Yeldeğirmenindeki cumbalı evler nasıl yok olduysa Adalardaki köşklerinde yok olabileceğini düşünmek gerekir. Adalardaki yapı stokunun bugün bile kamu hizmetlerine yeterli olmadığı düşünülürse yakıştırılan vizyonlarla gerçekleştirilecek yeni yerleşime hiç yeterli olmayacağı çok açıktır. Yani, düşünülen vizyonlara göre her adada yeni yapılaşmaların kaçınılmaz olduğu öne sürülerek dönüşümler yapılmak istenebilecektir.

Yıllardır ilk defa bu yıl Adalardan keyif alamadığımı itiraf etmeliyim.

08 Aralık 2009 tarihinde Adalar Belediyesi ile TMMOB’a bağlı, Mimarlar Odasının da içinde bulunduğu,  9 Meslek Odası arasında yapılan ‘Sağlıklı Kentleşme, Nitelikli Yapılaşma, Kültürel, Tarihi ve Doğal Çevre Değerlerinin Korunarak Geliştirilmesi İçin Ortak Mesleki Denetim ve Teknik İşbirliği Protokolü’ imzalanmıştır. Bu protokolün Amaç Maddesinde ‘Adalar İlçesinin tarihi, doğal, kültürel ve çevre zenginliğini korumak ve geliştirmek hedeflenmektedir’ cümlesi yer almaktadır.

Deniz yolu ile ulaşılabildiği için gözden ırak olan bu İlçe, Temsilciliğimizin sınırları içersinde bulunmaktadır. Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Anadolu 1. Bölge Temsilciliği olarak bu konuda sorumluluk duymaktayız. Bunun gereği olarak Temsilciliğimiz tarafından Büyükadada inşa edilmek istenen Lido Oteli Projesine sadece yasal zorunluluk olan sicil durum belgesi düzenlenmiş, proje denetimi yapılmamıştır.

Adalar İlçesi İstanbul’un Milli Parkı ilan edilmelidir. Adalar için düşünülen her projede yetkili, yetkisiz her kesim bu bilince varmalıdır.
ARİF ATILGAN Eylül 2010 Mimarlara Mektup

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder