15 Temmuz 2025 Salı

 İskeleler

SUADİYE İSKELESİ

Suadiye, Kadıköy ilçesinin bir mahallesidir. Doğusunda Bostancı, batısında Erenköy, kuzeyinde Şemsettin Günaltay Caddesi (Minibüs caddesi) ve güneyinde Marmara Denizi bulunur.

Osmanlı zamanında Anadolu yakasındaki tek yol Bağdat Yoludur. Yani şimdiki Bağdat Caddesi… Çevre bağlık bahçeliktir. 1872 yılında Haydarpaşa’dan Pendik’e ray döşenir ve tren çalışmaya başlar. Suadiye’ye istasyon yapılır. Tüm istasyon çevrelerinde olduğu gibi burada da yerleşim çoğalır.

1880’lerin sonlarında İdare-i Mahsusa zamanında Anadolu Yakası’nda Pendik’e kadar vapur çalışmaya başlar ama Caddebostan ve Suadiye iskeleleri henüz yoktur.

1905 yılında zamanın Maliye Nazırı Reşat Paşa genç yaşta ölen kızı Suad Hanımın anısına bir cami yaptırır. Adını Suadiye Camii koyar. Bir süre sonra çevrede yerleşim çoğalır. Buraya da camiinden dolayı Suadiye Mahallesi denir.

1910 yılında Seyr-i Sefain İdaresi kurulur. Ama yine Suadiye iskelesi yoktur.

1929 yılında jandarma binbaşılığından emekli olan Mustafa Güler isimli şahıs Suadiye sahilinde satın aldığı 80 dönümlük araziye plaj ve tesislerini inşa eder. Daha sonraki yıllarda plajın üst kısmına Suadiye Oteli yapılır.

1933 yılında AKAY İdaresi şehir hatlarını üzerine alınca iskeleler çoğaltılır. Yeni yapılan Suadiye İskelesi’ne de vapur çalışmaya başlar. AKAY’ın açılımı Adalar, Kadıköy, Anadolu yakası ve Yalova kelimeleridir.

                                Suadiye İskelesi’nde Suadiye Vapuru. 1965 Sonrası.

İskele kıyıdan yaklaşık 100 m açıktadır. Diğer bazı iskeleler gibi burada da vapurların yanaşabileceği derinliğe ancak bu şekilde ulaşılmış. Suadiye Plajı’nın sahibi gazetelere ilan verip Avrupa Yakasındaki vatandaşların Köprü İskelesinden vapurla Suadiye’ye kolay ve rahat gelebileceklerini açıklar.

1939 Tarihli Vapur Tarifesi Kapağı

29 Haziran1934 günü Suadiye İskelesi tarihi bir gün yaşamıştır. Dönemin İran Şahı Rıza Pehlevi Atatürk’ün misafiri olmuş, ikisi birlikte Sakarya motoruyla Suadiye İskelesine gelmiş, Plaj Gazinosunda istirahat etmişler. Yıllar sonra burası Suadiye Aile Çay Bahçesi sonra da Çüş isimli mekan olmuştur.

                                                  Şah Rıza Pehlevi ve Atatürk.

1950’lerde Köprü’den kalkan vapur Moda, Kalamış, Caddebostan, Suadiye, Bostancı’ya gider ve dönermiş.

1960’lı yılların ikinci yarısında iskele kapatılır. Yukarıdaki ilk fotoğrafta Suadiye vapuru görülüyor. Bu vapur 1965 yılında denize indirildiğine göre iskelenin çalışması 1965-1970 arasında sonlandırılmıştır. Ancak Suadiyeliler iskeleyi hava almak amacıyla kullanmaya devam ederler.

1971 yılında İskeleyi kiralayan Suadiye Yelken Kulübü sağ taraftaki çakıllık alanı da düzenleyip kullanmaya başlar.

Suadiye Yelken Kulübü

1980’li yıllarda deniz doldurulup 1985 yılında sahil yolu açılınca SYK belki de dünyadaki tek deniz kıyısı tesisi olmayan yelken kulübü durumuna girer.

1966 Yılında İskele ve 2025 Yılında İskeleden Kalan Kalıntı

Birkaç anımı anlatayım o yılları iyi canlandırabilmek için.

Bağdat Caddesi ve çevresi 1970’lerde henüz apartmanlaşmamıştı. Bahçeli evler çoğunluktaydı. Örneğin, sadece Göztepe-Şaşkınbakkal arasındaki bazı binaların altında dükkan vardı.

Şaşkınbakkal’da tren yolunun biraz yukarısında kardeş olan arkadaşlarımız Emin ve  Ender otururdu. Emin üniversiteden kimyacı arkadaşımız, Ender de onun iktisatçı kardeşiydi. Bostancı’daki sandalımız kışın onların tek katlı evlerinin bahçesinde dururdu. Yaz başında diğer arkadaşlarla orada toplanır sandala önce zımpara çeker sonra ahşapların aralıklarına  üstübüyle kalafat yapar sonra astar ve boya sürerdik. En sevmediğim kısım en zor tarafı olan zımpara işiydi. O işi hakkıyla yapmadan da sonrakiler sağlıklı olmazdı. Aramızda bu işi en iyi yapan Ender’di. Boya işi bitince küpeşte ve iç taraflar verniklenir, altına zehirli çekilir ve sonunda borda  çizgisi yapılırdı. Yani teknenin suda kalacak alt kısmı zehirli boyayla boyanır onun üst sınırına mavi boyayla ince bir çizgi çekilirdi. Borda çizgisi… İşte o çizgiyi sadece ben  çekerdim. Zira içlerindeki tek mimar bendim. Sonra da bir kamyonetle Bostancı’ya götürülüp denize indirilirdi. Emin’le Ender’in babası Hacı Amca bize şakalar yapar anneleri ise terliyken su içmememizi tembihlerdi.

Suadiye’den Bostancı’ya giderken tren yolu ile Bağdat Caddesi arasında büyük bir alan vardı. Taç Spor tesisleri denilen bu alan sürücü kursu olarak kullanılırdı. Karşı sırasında da bahçesinde süs havuzu olan bir ev. Bayılırdım böyle evlere.  

Taç Spor Tesisleri Sürücü Kursu İdi.

Denize inen her sokak kıyıda biterdi. Deniz doldurulup sahil yolu yapılmamıştı henüz. Böyle bir sokakta, deniz kıyısından ikinci evin bir katını 4-5 arkadaş kiralamıştık. Hepimiz bekardık ve para kazanıyorduk artık. İki katlı evin ayrı merdivenle çıkılan ikinci katıydı. Orada sabahlara kadar yaptığımız içkili muhabbetlerde memleketi kurtarırdık. O sohbetlerde çokça konuştuğumuz ‘Aydın İhtilali’ konusunu hala hiçbir yazarın işlediğine rastlamadım.

Suadiye Plajı ise eşimle tanıştığımız yerdir. 1970’lerin ikinci yarısı… Özeldir.

1980’li yılların başları… Arabayla Kadıköy’e iniyorum. Tesisatçım Abdullah Usta yolda el salladı. Arabaya aldım. Suadiye Oteli’nde çalışıyormuş. ‘Bağdat Caddesi’nde ışıklara kadar götürür müsün?’ Dedi. Tabii ki... Hoşsohbettir kendisi. Havadan sudan derken dedi ki ‘Gece fosseptiğin vanasını açıyoruz. Sabaha karşı kapatıyoruz.’ Yani denize… Biz de yeni evliyiz. Eşimle hafta sonları keyifle o plajdan denize giriyoruz. Hem de parayla.  ‘Neee?’ Dedim. ‘Şaka şaka’ dedi ve indi. Ama kafama soru işaretini çaktı.

Suadiye İskelesi’nin kalıntısı var bugün... Denizde ucu kalmış. Israrla ‘Ben buradaydım’ diyor insanlara.  

Suadiye İskelesi’nden Kalan.

İskelenin kalıntısı dışında yukarıda yazdıklarımın hiçbiri bugün yok. Kalabalık, trafik, binalar hatta yüksek binalar var. Bahçeli evler, yalılar mazide kalmış. Havuzlu evler diyeceğim de yanlış anlaşılacak. Yüzme havuzu sanılacak. O yıllarda süs havuzu olurdu bahçelerde. İçinde kırmızı balıkları olan. Yukarıda bahsettiğim… Hiçbiri yok artık.

Beni tanıyanlar bilir. Derdim Kent Hafızasını canlı tutmaktır. İskele bahane… 

ARİF ATILGAN 2025 TEMMUZ

 https://atilganblog.blogspot.com/2025/07/suadiye-iskelesi-suadiye-kadkoy.html

https://arifatilgan.wixsite.com/arifatilgan/single-post/suadi-ye-i-skelesi

 

 

 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder