Kent Hafızası
GÖSTERİŞLİ KÖŞKLERİN KADERİ
Köşklerin mi, sahiplerinin mi veya her ikisinin mi
kaderi demeliyiz bilemiyorum. Merak edenlere birkaç örnek sunayım… İyi mi, kötü mü? Siz karar verin.
CEMİL TOPUZLU KÖŞKÜ
Cemil Topuzlu.. 1866 yılında
doğar.. 1886’da yüzbaşı rütbesiyle doktor olur. 1890’da Haydarpaşa Askeri
Hastanesinde doktorluğa, Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane’de öğretmenliğe başlar.
1900 yılında Çifehavuzlar
sahilinde denize 165m kıyısı olan, 30 dönümlük bir arazide kendine bir köşk
yaptırır.
Cemil Topuzlu Köşkü.
Cemil Bey, ‘Ömrüm boyunca
burada oturmak istiyorum’ dediği köşkte ömrü boyunca oturamamıştır. Uzun yıllar
zorunlu olarak yurt dışında kalmıştır. Birlikte yaşadığı kızı bir albayla
evlenmiş. Damadının verdiği rahatsızlık dolayısıyla köşkü Hayri İpar’a satmıştır.
1931 yılında İpar ailesi köşkün sahibi
olur olmaz sosyeteye girmiş. Burada parlak bir yaşam oluşturulmuş.. Ancak aile
fertlerinin sonları hiç de parlak bitmemiştir.. 2. Dünya Savaşı sonrası Hayri
İpar ABD’ye kaçar. Köşkü eşi Tevhide İpar’a verir. Oğullardan Mehmet İpar
1950’de intihar eder. Diğer oğlu Ali İpar işlerin başındadır. O da 27 Mayıs
1960 darbesinde Yassıada’da yargılanır. Hapis yatar. Gemileri çürür, hurdaya
çıkar. Hayri İpar duyduklarından hasta olur. 1966’da tedaviye gittiği Almanya’da
ölür. Kızlarından Muazzez İpar 1972’de intihar eder. 1976’da kızlardan Şaziye
İpar ölür. Köşkü satabilmek için anneleri Tevhide Hanıma ‘Akıl sağlığı yerinde
değil’ raporu alırlar. Bu işle bekâr kız kardeş Selma İpar uğraşır. Köşk Cevher
Özden’e satılır. 1984 de Tevhide İpar hastalanıp ölür. Diğer kız Muzaffer
Menteş kardeşlerine karşı dava açar. Kazanamaz. O da 1990larda ölür. Selma İpar
2005’de parasız bir şekilde hizmetçisinin evinde ölür. Ali İpar 2015’de
Brezilyada ölür.
1980 yılında köşkün yeni sahibi Banker
Kastelli olarak ün yapan Cevher Özden’dir. 1982 yılında Bankerler Krizi çıkınca
yurt dışına kaçar. Getirilir. Yargılanır. Hapse girer. Çıkar. Ağbisi Ali Özden
Onun ilk duruşmasını izlerken kalp krizi geçirir ve ölür. Cevher Bey tahliye olur.
1986’da araziye imar izni alınır. Ağaçlar kesilir. Köşkün etrafına apartmanlar
yapılır. O yıllarda önündeki deniz doldurulmuş, sahile yeşil alan yapılmıştır.
Köşk satılır. 2008 yılında Cevher Özden intihar eder.
1997 yılında Şadan
Kalkavan-Mehmet Nazif Günal ortaklığı, köşkü Cevher Özden'den satın alır. 2015
yılında Şadan Kalkavan kalp ameliyatı sonrası ölür.
Bugün Köşk metruk durumdadır. Ağaçların
kesildiği bahçede apartmanlar bulunmaktadır.
ZİHNİ PAŞA KÖŞKÜ (ZİVERBEY KÖŞKÜ)
Mustafa Zihni Paşa 1838-1911
yılları arasında yaşamış. 2. Abdülhamid’in Maliye, Ticari ve Ziraat, Evkaf Bakanlıklarını
yapmış.
1901 yılında Kozyatağı’ndaki
24 dönüm araziye harem ve selamlık olarak 2 köşk yaptırır. Vefat
ettikten sonra köşk varislere kalır.
Cumhuriyetin ilanından sonra
köşkte yaşayan paşazadeler parasal sıkıntı çekerler. Kendi işlerini kendileri
yapmak durumundadırlar. Bu sebepten acemilikler yaparlar. Nitekim 1941 yılının
mart ayında yaktıkları bir ateş sebebiyle köşk yanar. Yeni bir bina yapılır
O tarihten sonra binayla
Zihni Paşa’nın torunu Behin Hanım ilgilenmiş.
Bir söyleşide ‘Onların kim
olduğunu bilmiyordum’ şeklinde konuşan Behin Hanım evi askeriyeye kiraya
vermiş.
12 Mart 1971 muhtırasından
sonra bina, örgüt mensubu olduğu söylenen kişilerin sorgulandığı bir mekân
oluyor. Asker, sivil birçok insan buraya getirilmiş. Köşk işkence köşkü olarak nam salmış.
Sonraki yıllarda yerine
apartmanlar yapılmış.
AHMET RATİP PAŞA KÖŞKÜ-ÇAMLICA KIZ LİSESİ
1845-1913 yılları arasında
yaşayan Ahmet Ratip Paşa 2. Abdülhamid döneminde önemli görevler yüklenmiş bir
kişidir. Ülkenin en zenginlerindendir. Hicaz Valiliği yaptığı 1903-1908 yılları
arasında Çamlıca’da kendine bir köşk inşa ettirir. Mimarı Kemalettin Beydir.
Yaklaşık 31 Dönüm arazi
içerisine yapılan bina 24/53m ebadında tabana oturur. 4 katta 5.000m2’nin
üzerinde toplam inşaat alanı bulunmaktadır. Kaynaklarda 50’nin üzerinde odası
olduğu yazılır. Bodrum kat kâgir yığma, üst katlar ahşap strüktürdür.
1908 yılında 2. Meşrutiyet
ilan edilir. 2. Abdülhamid tahttan indirilir. Yerine 5. Mehmed Reşad getirilir.
Abdülhamid döneminin yetkilileri görevden alınır, bazıları sürgüne gönderilir.
Ahmed Ratip Paşa Midilli Adasına sürülür. 5 yıl uğraş verdiği, büyük paralar
harcayarak yaptırdığı bu köşkte 1 gün bile kalamamıştır.
1909 yılında Ahmet Ratip
Paşa affedilir. Ancak küsmüştür.. Ülkesine dönmez. Fransa’ya yerleşir. 1913
yılında vefat eder.
1913 yılından sonra binanın okul olma
yılları başlar. Sonraki yıllarda okulu büyültmek için bahçesine yeni beton
binalar dikilir.
HUGNEN KÖŞKÜ
1908 yılında yeni açılan Haydarpaşa
Garına umum müdür olan Bay Hügnen, Bostancı’da deniz kıyısında bulunan 10.980
metre karelik arazi içerisine bir kâşane yaptırmıştı. Köşkün içerisi o zamanın
yerli ve yabancı eşyalarıyla oldukça lüks bir şekilde tefriş edilmişti. Hugnen,
buraya yaz mevsimlerinde Haydarpaşa dalgakıranının iç tarafına bağlı yatıyla,
kış mevsimlerinde ise özel kompartımanında oturduğu banliyö treniyle gelirmiş.
Bostancı’da trenden indiğinde, kendisini bekleyen fayton onu köşke götürürmüş.
1923
yılında, 3 yıl önce kurulmuş olan TBMM tarafından Haydarpaşa Gar Müdürlüğü’ne
Behiç Erkin atanır. Edouard Huguenin, makamının elinden gitmesinden sonra sağlığının
da bozulması sebebiyle Ülkesine döner. 1926 yılında ölür. Arazinin bir
kısmı satılır. Köşk hala metruk bir şekilde durmaktadır.
Formun Üstü
RIDVAN PAŞA KÖŞKÜ (ERENKÖY KIZ LİSESİ)
1903 yılında Rıdvan Paşa buradaki büyük
köşkü yıkarak aynı temeller üzerine daha heybetli bir köşk yaptırır.. İşleri
gereği İstanbul’da kalmaktadır. Erenköy’e haftada bir gelebilir.
1906 yılında Rıdvan Paşa
anlaşamadığı Ali Şamil Paşa tarafından öldürülür. Boş ve bakımsız kalan köşk
Mabeyinci Faik Bey tarafından satın alınır. Faik Bey burada şaşaalı bir yaşam
sürer..
1908 yılında Meşrutiyet
ilanı ve 1909 yılında 2. Abdülhamid’in tahttan indirilmesiyle Faik Beyin
itibarı yok olur. Yurt dışına kaçar.
1911 yılında Köşkü Maarif
Nazırlığı 7.500 altına satın alır. İnas Numune Mektebini faaliyete başlatır.
1916 yılında Erenköy İnas
Sultanisi adıyla lise öğrenimine başlanır.
MUHTAR PAŞA KÖŞKÜ (KADIKÖY KIZ LİSESİ)
Köşk 1880lerde yapılmış..
Bir İtalyan mimara ait olduğu söylenir.
Nimetullah Hanım, Mısır
Hidivi İsmail Paşanın kızıdır. Mahmut Muhtar Bey, Mısır Fevkalade Komiseri Gazi
Ahmet Muhtar Paşanın oğludur.
1897 yılında Nimetullah
Hanım ile Mahmut Muhtar Bey evlenirler. Nimetullah Hanım Dimitri Valedami
isimli bir Rum’dan köşkü satın alır. Yeni evli çift buraya yerleşirler. Mahmut
Muhtar Bey sonraki yıllarda Paşa olur. Köşk paşanın adıyla anılır.
1912 yılında Gazi Ahmet
Muhtar Paşa sadrazam olunca oğlu Mahmut Muhtar Paşayı Bahriye Nazırı yapar.
Dönemin Şehir Hatları olarak kabul edebileceğimiz Seyr-i Sefain İdaresi de
Bahriye Nazırlığına bağlıdır. Bu amaçla İngiltere’den alınacak 2 gemi için
teminatsız 20.000 İngiliz Lirası ödeme yapılmıştır. İlgili şirket iflas eder,
gemiler teslim edilmez.
1929 yılında Mahmut Muhtar
Paşa bu sebepten mahkûm olur ve parayı devlete faiziyle ödemesine karar
verilir. Malına, mülküne el konulur. Üzülür. Mısır’a yerleşir. Köşteki mutlu
yaşam bitmiştir.
1934 yılında soyadı kanunu
çıkar. Katırcıoğlu soyadını alır.
1935 yılında vapurla
Mısır’dan İsviçre’ye giderken denizde ölür. Nimetullah Hanım ise Mısırda ölür.
1952 yılında Mısır’da
ihtilal olur. Hanedana ait varlıklara el konur. Paşanın varisleri oradaki tüm
varlıklarını kaybeder. İstanbul’daki iki çocuğu köşkün giderlerini
karşılayamamaktadır. Satmaya karar verirler.
1956 yılında köşk Milli
Eğitim Bakanlığına satılır. Eşyalar, bahçedeki heykeller, çeşme vs ayrıca
satılır.
REŞİT PAŞA KÖŞKÜ
Fenerbahçe Stadının karşısında,
Kurbağalıdere’ye paralel, denize doğru giden Reşit Paşa Sokağı.. Sokağın
sonunda sağda, sokağa adını veren Reşit Paşa Köşkü.. Reşit Paşa da Köşke adını
veren kişi..
1800’lerin başında yapıldığı
düşünülen köşk paşanın 1. Eşi Yegane Hanımın.
1925 yılında Reşit Paşa,
Padişah Abdülhamid tarafından kendisine hediye edilmiş olan ata binerken
düşmüş. İki gün sonra ölmüş.
1955 yılında 6-7 Eylül olayları olmaktadır. Eylemciler Reşit Paşa
Sokağına girerler. Sokağın sonuna geldiklerinde Reşit Paşa Köşkünün bahçesinin
kapısı açıktır.. İçeri girerler.. Binanın da kapısı açıktır.. Sofada masa
üzerinde Paşanın eşi Yegâne Hanımın tabutu durmaktadır.. Cenaze
kaldırılacaktır.. Sessizce sokağı terk ederler.
1956 (veya 1957) yılı..
Mayıs ayının ortaları.. Kuşluk vakti.. Fenerbahçe Stadında 19 Mayıs
gösterilerinin provası yapılacak. Aile Köşkün bahçesinde kahvaltı yapıyor.
Köşkte ise boyacılar çalışıyor. Ustalardan biri sigarasını yanlış yere koyuyor,
sigara tiner kutusunun içine düşüyor ve önce boyalar sonra bina tutuşuyor.
1958 yılında, 1940’larda
yapılan ortadaki ev bir doktora satılıyor. Köşkün Haremlik ve Selamlık
bölümleri parsellere ayrılarak aile arasında paylaşılıyor. Selamlık satılıyor.
Birkaç yıl sonra da Haremlik tarafı arsa olarak satılıyor.
30 Nisan 1962 tarihinde,
1910’larda müştemilat olarak yapılan tek katlı binada yaşayan Paşanın kızı
İffet Çetiner ölüyor. 1 Mayısta kapının önüne siyah bezden örtü geriliyor ve
cenazesi orada yıkanıyor.
1960’ların ikinci yarısında aynı ev kumculara satılıyor.
KÖPRÜLÜ KÖŞKÜ
Kurbağalıdere kenarındaki
köşklerin en bilineni..
1890 yılında İsmail Hakkı Bey
yaptırıyor.. Birkaç parsel ilerideki Reşit Paşa Köşkü çok gösterişliymiş.
İsmail Hakkı Bey daha mütevazı bir yapı istemiş..
750-800m2 civarı bir arsaya
oturan, her katı 130-150m2 civarında olan 4 katlı ahşap bir köşktür.
İsmail Hakkı Beyin 3 kızı
vardır. Hadiye, Mazlume, Matlube Hanımlar. Bunlardan Hadiye, Avukat Arif Beyle
evlenmiş. Evlendiği kişinin ailesi zengindir. Hadiye Hanım hiçbir hak
iddiasında bulunmadan evdeki hissesini kardeşlerine bırakır. Matlube Hanım
bitişik köşkün sahibi Ruhi Saner Bey ile evlenir. Yandaki köşke taşınır.
Köşkteki hissesinin karşılığını para olarak alır.. Köşk Mazlume Hanıma kalır..
1910’lu yılların başında Mazlume Hanım
Fadıl Köprülü ile evlenir. Fadıl Bey 1656-1661 yılları arasında Osmanlı
sadrazamı olan Köprülü Mehmed Paşanın 7. kuşağındandır.
Köşk, buraya damat gelen Fadıl
Köprülünün soyadıyla anılmış. Köprülü Köşkü olarak…
1950’li yıllarda bahçenin
Reşit Paşa Sokak tarafındaki sağ köşesinin bir kısmı ifraz edilir.. Borç
dolayısıyla satılır. Alanlar o köşeye ayrı bir apartman yaparlar.
1966 yılında Köprülü Köşkü
kat karşılığı inşaata verilir. Yıkılır.. Denmiştir ki ‘Dere tarafındaki Köşk
yıkılırsa oraya da bir apartman yapılır. Önce sokak tarafına yapalım’.. Reşit Paşa
Sokağı tarafına önceki apartmana iki cephede bitişik bir apartman yapılıyor.
Köprülü Apartmanı.. Ancak arsanın Kurbağalıdere tarafındaki Köprülü Köşkün
bulunduğu diğer yarısına bir şey yapılamaz. Boş kalır.
Köprülü Köşkü Kadıköy’ün yok olan
değerlerindendir.
---------------------
İşte böyle
sevgili dostlar. Yukarıya yazdığım örneklere sizler de başka eklemeler
yapabilirsiniz.
Neredeyse bütün gösterişli
köşklerin ve yalıların benzer öykülerinin olması tesadüf müdür? Nazara mı geliniyor?
Başka bir deyişle göz mü değiyor?
Yorum yapmak üzerime vazife
değil. Sadece dikkatimi çekti.
ARİF ATILGAN 2024 MAYIS
https://atilganblog.blogspot.com/2024/05/kent-hafzas-gosterisli-kosklerin-kaderi.html
https://arifatilgan.wixsite.com/arifatilgan/single-post/g%C3%B6steri-%C5%9Fli-k%C3%B6%C5%9Fkleri-n-kaderi