Kent Hafızası
GENELEVLERİN TARİHİ ÖYKÜSÜ
M.S. 1... Efes'te genelev vardır. Devam edelim...
525… Bizans… İmparatoriçe
Teodora'nın daha önce sıradan bir fahişe olduğu bilinmektedir. I. Justinianos'un
yasalara karşı gelip Teodora ile evlenmesi ve Teodora'nın imparatoriçe ilan
edilmesi, fahişe sınıfına yeni bir statü kazandırmıştır. Teodora fakir
ailelerin kızlarını satın alan kadın tüccarlarını çağırıp onlara paralarını
vererek kızları kurtarırmış. Onlar için manastır yaptırmış. Fahişeler sadece genelev, meyhane ve tavernalarda
değil, tiyatro sahnelerinde de çalışırlarmış.
Osmanlı döneminde de bu konu devam etmiştir. Evrensel Yahudi Birliğinin (Alliance Israélite Universelle) tespitine göre Kırım Savaşı (1853-1856) sonrası İstanbul’a nakledilen savaş esiri Yahudi kökenli Ruslara genelev açma imtiyazı verilmiş. Bu arada Avrupalılar Osmanlı başkentinde iskân eder olmuşlar.
1884’te Şura-yı Devlet kararıyla ilk genelevler açılmış. Biri Karaköy’de Zürafa Sokak ile Alageyik Sokak çevresinde… Diğeri Beyoğlu Abanoz Sokakta şimdiki adıyla Halas Sokağında… Bir de Beyoğlu’na bağlı Ziba Mahallesinde.
1897’de Karaköy’deki genelevin kapısının yanına Yeni Işık anlamında Or Hodeş Sinagogu yapılıyor. Binanın alt katı İhtiyarlar Yurdu olarak kullanılmış.
1900’de Aşkenaz sinagogu yapılıyor. Binanın ön cephesi Yüksek Kaldırım Caddesi’ne, arka cephesi Geneleve ait olan Zürafa Sokak’a bakmaktadır.
20. Yüzyıl başlarında yazar Sermet Muhtar Alus’a göre genelevden dost tutanlar şöyle sınıflandırılıyormuş. Paralı, Sevdalı, Belalı… Paralılar enayice para harcarlarmış. Sevdalılar toy delikanlı âşıklar… Belalılar ise kabadayı takımı…
1915 yılında bu alanda çalışan kadınlara ‘Çalışma Vesikası’ verilmeye başlanıyor.
1. Dünya Savaşı (1914-1918) sonrası fuhuş azmıştır adeta. Savaşın sıkıntıları etkisini göstermiştir... İşin o tarafı can sıkıcıdır. Yazmayalım. Ancak yabancılar Kanuni Sultan Süleyman zamanından gelen kapitülasyonları kullanıyorlarmış. Dünyanın en eski mesleği kabul edilen fahişelikte bile yabancı vesikalı kadınlar serbestisi oluşuyormuş. Rus, Yunan, Avusturyalı, Romen, İtalyan, Fransız, Sırp, Bulgar, Alman, Polonyalı (Leh), Arap, Yugoslav, Amerikan, İranlı…
İşgal yıllarında (1918-1923) İstanbul’da vesikalı 2171 kadın çalışıyormuş. Bunların 1.367'si Hıristiyan ve Musevi, 804'ü Müslümanmış. Bölgelere göre ise Beyoğlu'nda 770, Galata'da 643, Eminönü’nde 135, Kadıköy ve Üsküdar'da 177, mıntıkası belirsiz 446 adetmiş.
Çok detaya girip te semtleri yazmayalım. Ahmet Rasim’in araştırmalarına bakıldığında şehrin her yanında bu meslek icra ediliyormuş. Haliç’in iki yanı ve Anadolu yakasında Üsküdar ile Kadıköy… Asillerin yerleşimi olduğu söylenen Moda dâhil…
1930 yılında Fuhuşla Mücadele Tamimi yayınlanıyor. Ancak 1933 yılında Fuhuşla ve Fuhuş Yüzünden Bulaşan Zührevi Hastalıklarla Mücadele Nizamnamesi yayınlanarak mücadele terk ediliyor. Zira mücadelenin yapılmasının zor olduğu kanaatine varılmıştır.
1950'lerde başlayan İstanbul’a göç fuhuşu arttırıyor.
1954 yılında çevreye olan olumsuz etkisi nedeniyle Ziba’daki genelev kapatılır...
1963’te Or Hodeş Sinagog’u Hasköy’deki eski Alliance Okulu binasına naklediliyor. Aşkenaz Sinagog’u faaliyetine devam ediyor.
25 Şubat 1964 gecesi, İstanbul İl Zührevi Hastalıklar ve Fuhuşla Mücadele Komisyonu'nun 17 Ocak 1963 tarihinde almış olduğu kararın Danıştay tarafından onanması üzerine Galata dışındaki tüm genelevler kapatılır. Yani Beyoğlu’ndaki…
Ancak fuhuş her yerdedir artık. Şişli’nin, Nişantaşı’nın, Beyoğlu’nun, Cihangir’in, Tophane’nin, Aksaray’ın hatta Kadıköy’ün birçok noktasında ve sanayi sitelerinde randevu evleri açılmıştır. En ilginci Londra Asfaltı üzerindeki binalardır. Yeşilköy Havaalanına giden veya oradan dönen her araç buranın önünden geçmektedir. Sanırım o araçların içinde en yetkili kamu görevlileri de bulunmaktaydı. Gecenin yarısı orada o kalabalık dikkatlerini çekmiyordu herhalde.
Beyoğlu’nda bir liseye gidiyordum o yıllar. Son sınıfta üniversite sınavlarına hazırlanıyorduk. Okul dağıldıktan sonra üç arkadaş boş bir sınıfta ders çalışırdık. Tam karşımızdaki bina randevueviydi. Hava kararınca hareketlenme başlardı.
Kimse genelev kelimesini kullanmazdı. Karaköy, Mektep, Fakülte denir, İstanbul’un Anadolu yakasındakiler Karşı, taşradakiler Bahçelievler kelimesini kullanırdı..
Yüksek Kaldırım’da genellikle seyyar halka tatlıcılar fazlaca olur. O tatlılara ‘Mektep Tatlısı’ denirdi. Enerji verecek ya…
Kerhane kelimesinin Farsça işyeri anlamında Kar-haneden üretildiği söylenir. Yanlıştır. Arapça iğrenme anlamında kerh ve hane kelimelerinin birleşmesinden ‘kerhhane’ ve giderek ‘kerhane’ kelimesi oluşturulmuştur.
1968 yılında ABD’nin uçak gemili 6. Filosu İstanbul’a gelmişti. Onlar için genelevler boyanıp temizlenir. Ancak üniversite öğrencileri oradaki kadınlarla konuşup onları protestoya ikna ederler. Genelev kadınları da sokağa çıkıp protestolara katılır.
1980’lerde Neriman Akarsu, 1990’larda Matild Manukyan vergi rekortmeni olan genelev patroniçeleriydi. Anlı şanlı iş insanları varken garip mi komik mi bilemedim…
2000’li yıllar buraların modasının geçtiği yıllardır.
2020 yılında pandemi sebebiyle genelevler de kapatılır.
20 Aralık 2021 tarihinde resmen kapatılır… Bir dönem bitmiştir artık. Sanırım diğer kentlerde de aynı şey olacaktır.
Oralarda dram yaşanmıştır yıllarca. ‘Olmaz olmaz deme’ lafının kanıtıdır genelevler. Hiçbir kadının asla yapmayacağı bir iştir orada yapılan. Ama öyle şartlar oluşmuştur ki her birinde… Düşmüşlerdir o düzenin içine. Zengin, fakir, ünlü kızı, hatta bir zamanların ünlüsü… Derinine girmeyelim. Ufkunuz yetersiz kalır. Ama bilin ki oradaki her bir kadının hikâyesi ödüllük filmdir. Onlara namussuz demek namussuzluktur…
Kapandıktan sonra, içinde kadınların da olduğu entelektüel kesim boşalan genelev mekânlarında fotoğraflar çekiyor. Sanat fotoğrafları. Sıkılıyorum…
Yazının başlarında bu işten Dünyanın En Eski Mesleği olarak bahsettim. Hayır... Bu işi yapmak için bir mekân gerekir. O mekânı tasarlayıp yapan ise mimardır. Yani Dünyanın En Eski Mesleği benim de mesleğim olan mimarlıktır. Fahişelik ise Dünyanın En Eski İkinci Mesleğidir.
Yanlış anlaşılmamak için kendimle ilgili bir notu yazmadan bitirmeyeceğim… Bilmek Yapmak Değildir.
Kent HafızasıGENELEVLER 525… Bizans… İmparatoriçe...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder