CHP, MUHARREM İNCE, HALKA İNMEK
Arif Atılgan
Ülkemiz bir seçimi daha geride bıraktı. CHP’nin seçim
kazanamamasını görenler, Türkiye’de sol partilerin iktidara gelemediğini düşünerek
İP yi kurdular.
CHP çeşitli arayışlardan sonra Muharrem İnce’yi
cumhurbaşkanı adayı yaptı. M. İnce üstün performans gösterince İP ikinci planda
kaldı.
CHP’liler Halka İnmek tabirine uygun hareket ederler.
Göz kulak olacakları bir sınıfın var olduğuna inanırlar. Arada bir, bu insanların arasına girmeyi severler. Bu anlamda
kendilerini de Beyaz olarak tanımlarlar.
Muharrem İnce partisinin aksine kendisinin Halka İnen
değil Halkın İçinden biri olduğunu belli etti. Başarılı performansının sihri
buradadır. Halk kendi gibi olanları sever. Muharrem Beyi de bu anlamda
benimsedi, bağrına bastı. Muharrem İnce camiye gittiğini, ailesinin içinde başı
kapalıların da olduğunu gösterdi. Genel anlamda halkın içinde büyüdüğünü ve yaşadığını
vurguladı. ‘Ben Beyaz değilim’ dedi adeta.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP si ile Muharrem İnce ve
çevresindekileri bu anlamda karşılaştırmanın gerekliliğine inanıyorum. Parti
Halka İnmek’çilerin mi, Halkın İçindenim’cilerin mi partisi olmalı?
Tartışacakları çok konu vardır. Ama ilk önce burada
anlaşmak gerektiğini düşünüyorum.
M.İnce iyi bir taktikle meydanlara çıkmıştı. Ancak
bazı hataları Onu geriye düşürdü.
-Yıkma Söylevleri: Yıllardır bilinir ki halkımız
yıkandan değil yapandan yana olmuştur.
-Apolet Sökmek: Halkımızın en değer verdiği kurum olan
ordumuzun prestijine dokunmuştu.
-İlginç konuşmalar yaparak dikkatleri çekmek: Doğruydu.
Ama bu durumu devam ettirmesi giderek insanlarda ‘Muharrem’in mitingine gidelim
biraz gırgır dinleyelim’ havasını yaratmaya başladı. Uzatmamalıydı.
-HDP Başkanını ziyaret: Atatürkçü kesim tarafından
tepki aldı.
Ancak bunlar diğer yandan da kendisinin sahiciliğini
belli ediyordu.
Seçim bittiğinde parti içindeki hâkim sınıf, Onun elde
ettiği popülerlik üzerinden iktidara karşı muhalefet alanı açmak istedi. Ancak
Muharrem Bey tekrar bir sahicilik yaptı ve Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanan
rakibini tebrik etti. Ayrıca kendisiyle ilgili üretilen söylentileri de
yalanladı.
CHP’de her kaybedilen seçim sonrası karşıda bir
hedef-cephe gösterilerek taban gergin tutulur ve içeride muhalif seslerin
çıkması önlenir. K.Kılıçdaroğlu yine böyle davrandı. Dolayısıyla içeride M.İnce’ye
karşı bir ortam da oluşmuş oldu.
M. İnce’nin kurultay istemiyormuş gibi davranışlarına
bakılmasın. Bütün STK larda kişiler ‘Ben aday değilim ama örgüt isterse
görevden kaçmam’ diyerek adaylıklarını ilan ederler. Yani CHP’de bir mücadele başlamıştır.
Parti içindeki oligarşik yapı İnce’nin kendi köyünde,
sandığında, ilinde rakibine kaybetmesini Ona karşı koz olarak kullanacaktır.
İnce ise partisinden 8 puan fazla alarak halkta yarattığı %30luk rüzgârı kullanmak
isteyecektir.
Muharrem İnce’nin işi zordur. Parti içinde etkili
grupları alt etmesi güçtür. Üstelik artık milletvekili bile değildir. O da bu bilinçle
tabana gitmeyi tercih etmiştir.
Pek fark edilmiyor ama CHP ilk defa değişik bir tercihi tartışmaktadır. Halka İnmek veya Halkın İçinden olmak.. Halka İnmek
diyenler kazanırsa değişen bir şey olmayacak. Halkın İçindenim diyenler
kazanırsa CHP’de yeni bir hikâye yazılmaya başlanacak.
ARİF ATILGAN TEMMUZ 2018
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder