29 Nisan 2017 Cumartesi

SULTAN 3. MUSTAFA CAMİSİ (İSKELE CAMİSİ)
Arif Atılgan

Kadıköy’de, inşa edildiği yıllarda deniz kıyısında olan camiyi 1761 yılında zamanın padişahı 3. Mustafa yaptırmıştır. Mimarı, sarayın hassa başmimarı Mehmet Tahir Ağadır. Çarşı içinde yapılan 4. Camidir. Ondan önce 16. ve 17. yüzyıllarda Kethüda, Caferağa ve Osmanağa camileri inşa edilmiştir.

18. Yüzyılda önceki 3 camiye ilaveten 4. caminin ve Surp Takavor Kilisesinin yapılması Kadıköy’de Çarşı çevresinde yerleşimin yoğunlaştığını göstermektedir.

                                                  Sultan 3. Mustafa Camisi

Cami kare planlı, tek kubbelidir. Kubbe 1.30mt kalınlığındaki duvarlara taşıtılmıştır. Harime yani namaz kılınan iç mekâna girerken, ortadakinin kemeri biraz yüksek olan 3 kapısı vardır. Yan duvarlarında da ortadaki biraz yüksek 3 er pencere, mihrabın yanında iki pencere bulunur.  Üstte, yan duvarlarda ortada, kıble tarafındaki duvarda mihrabın üzerinde olmak üzere birer tane pencere yer alır. Bu pencerelerde vazodaki çiçek motifli vitraylar vardır.

                                                                Pencereler

Duvar süslemelerinde Kütahya çinileri kullanılmıştır. Kıbleye doğru durulduğunda, mihrabın solunda 6 basamakla çıkılan vaaz kürsüsü, sağında ise ahşap minber bulunmaktadır. Minber pencere önündedir ve bence mimari hatadır. Pandiflerde, madalyon şeklindeki panolarda hattat olan Abdülmecid’in yazdığı 4 halifenin adları vardır. Ayrıca yine Abdülmecid tarafından yazılmış Lafz-ı Celal, İsm-i Nebi, Kelime-i Tevhid levhaları bulunur. 

                             Abdülmecid’in Hatlarının Olduğu Madalyonlardan Bazıları

Üst katta, iç mekâna bakan 3 kemerli bölüm vardır. Ortadaki biraz daha geniş kemerli ve ileri doğru çıkıntılıdır. Burası Hünkâr Mahfilidir. Sanırım minberin karşısına denk gelen sağdaki ise müezzin mahfili olmaktadır.

                                                        Hünkâr Mahfili

Kitaplarda camiye sonradan eklendiği yazılan sibyan mektebinin, deniz tarafındaki U şeklindeki binada bulunduğu bellidir. Zira 1905 tarihli planlarda burası okul olarak gösterilmektedir. Caminin yan sokakta da kapısı vardır ama esas girişi bu binanın içindendir.  Minare iki bina arasında bulunmakta olup tek şerefelidir. Okul Binası ve minare kesme taştan inşa edilmiştir.

Cami 1853 de yangın geçirmiş ve 1858 de padişah Abdülmecid tarafından yenilenmiştir. Yapının cümle kapısı üzerinde 1858 tarihli kitabe vardır. Şair Safvet tarafından düzenlenmiş kitabe ünlü hattat Kazasker Mustafa İzzet Efendi tarafından yazılmıştır.
Kitabede şunlar yazılıdır:

Oldu kadı kariyesi mahsut şehri Üsküdar
Serbeser ihya buyurdu hükmü han Abdülmecid
İşte ezcümle bina ettirdi muhkem kagir
Bu ibadethaneyi yakmıştı ihrakı şedit

Merhametle dinperver layıktır imamı Müslimine
Zatı olmuşsun cami’ül mecmuğ ahlakı Hamit
Şeksiz olmuştur bu vala şemsudin şaduman
Ceddi alası 3. Mustafa Hanı muid

Mevc urup abu Güher asadır gönle sefa
Verdi zinet sahili bahre bündat cedit
Nuru rahmetle deru dıvarı pürfer kabaveş
Haç sevabın lütfeder zevvarına Rabbi vait

Ey cemaat beş vakitte eyleyin böyle dua
Olsun ol mihrabı adlin ömrü ikbali müzdat
Hutbe-i nam be namı dem be dem nusret ile
Revnak olsun mimberi mülke ila yevm-ül va’d

Secde-i şükr eyleyip saffet dedi tarihini
Cami-i zibinde yaptı emri han Abdülmecid 
1275/1858

Bu panonun üzerindeki üçgen alınlığın üzerinde Sultan Abdülmecid’in tuğrası bulunmaktadır. Tuğranın iki yanında kıvrık dal ve çiçek motifleri süslemeleri yer almaktadır.

                                       Kitabe Ve Abdülmecid Tuğrası

Yapı için ‘fevkani usulde’ yazmaktadır. Yani yükseltilmiş denmek istenmektedir. Hâlbuki 1905 yılı haritalarında bile önünde kısa mesafeli de olsa dolgu alanı vardır ve bina günümüzdeki gibi sokakla aynı kottadır. Ancak denize göre bakıldığında 1.5-2mt yüksekte olduğu görülmektedir. Buradan binanın yapıldığı yıllarda deniz kıyısında olduğu, denizden yüksek yapıldığı sonucuna varabiliriz.  

Cami 1975 yılında elden geçirilerek restore edilmiştir. Yandaki sokak olan Yasa Caddesi tarafına açılan kapının önüne abdest alma muslukları ve tuvaletler yerleştirilmiş.

1906 yılına ait planlarda Yasa Caddesinin başında iskele görünmektedir. Caminin yakınında iskele olduğu için veya daha önceleri deniz tarafındaki kapısının önünde deniz olması sebebiyle İskele Camii dendiği düşünülmelidir.

1905 Haritasında Cami ve İskele

3. Mustafa 3. Selim’in babası 3. Ahmed’in oğludur. 26. Osmanlı padişahıdır. 1761 yılında bu camiyle birlikte Üsküdar’da validesi Mihrişah Valide Sultanın ruhu için Ayazma Camisini, 1764 yılında Laleli Camisini yaptırmıştır. 1766 yılında ise depremde harap olan Fatih Camisini yeniden inşa ettirmiştir. Bir de Paşabahçe’de yaptırdığı cami vardır ki bu cami yıkılmış yerine 1964-70 yıllarında yeni bir cami yapılmıştır.

Yaptırdığı camilerin hiçbirinde adı geçmez. ‘Fatih Camisini ecdada (Fatih Sultan Mehmed), Laleli Camisini meczuba (Laleli Baba), Üsküdar Ayazma Camisini Valideye (Mihrişah Valide Sultan) kaptırdık’ der. Kadıköy’deki cami de çoğunlukla İskele Camisi diye anılır.

Babam 1920 lerin sonları 1930 ların başlarında bu camide müezzinlik yaptığını söylerdi. O şekilde okuyup öğretmen olmuş. Arkadaşları ‘iki taraflı hoca’ diye takılırlardı. O, buraların denizden doldurulduğunu anlatırdı.

3. Mustafa veya diğer adıyla İskele Camisi Kadıköy’de hep önünden geçtiğimiz bir tarihi eserdir. Duvar çinileri, pencere vitrayları, Padişah Abdülmecid’in hat sanatları, girişteki kitabe, üst kattaki değişik hünkâr mahfili öne çıkan özellikleridir. Küçüktür ama görülmeye değerdir. 
ARİF ATILGAN NİSAN 2017






3 yorum:

  1. Değerli ve sevgili Meslekdaşım, bu çalışmalarınız sayesinde Kadıköyümüzün bilmediğim yönlerini de öğreniyorum...
    Tüm çalışmalarınız için teşekkürler...
    Hasan Sübaşı, Y. Mimar

    YanıtlaSil
  2. Ben teşekkür ederim değerli meslekdaşım.

    YanıtlaSil
  3. Vakılar Genel Müdürlüğü burayı ihaleye çıkarttı bende bilgi areaştırması yaparken rastladım yazınıza gerçekten çok güzel olmuş Elinize sağlık

    YanıtlaSil