Mimarlara Mektuplarım
MODA’DA KÜÇÜK BAHÇE
MODA’DA KÜÇÜK BAHÇE
Arif Atılgan
Kentlerde öyle parçacıklar vardır ki kent içersindeki
yaşantımıza çok kolaylıklar sağlarlar. Ancak bizler onların bulundukları
yerlerde hep var olduklarını düşünürüz. Ne zaman nasıl oluştuklarını pek
düşünmez ve bu sebepten olsa gerek fazla önemsemeyiz. Bu Kent Parçaları karşımıza
daha çok köprü, geçit, park, meydan vs şeklinde çıkabilmektedirler.
Sivil mimari merakımın yanında, onunla ilişkisi dolayısıyla
olsa gerek, yine halkın kullandığı bu kent parçalarına da merakımın olduğunu
ifade etmek isterim. Onların ne zaman, nasıl, niçin, kimler tarafından
yapıldıklarını araştırmak, öğrenmek bana her zaman heyecan vermiştir.
Modada iskeleye inerken yolun sağ tarafında, Koço
Lokantasının karşısında kalan üçgen alandaki küçük bahçeden bahsetmek istiyorum
bu sayıda. Moda burnundan gelenlerin bir merdivenle İskele kotuna inmelerini, dondurmacılardan
aşağıya doğru gelenlerin ise ferah bir şekilde denize yürümelerini
sağlamaktadır bu küçük bahçe.
Yaşadığı yıllarda, Kadıköy’le ilgili birçok hayırlı çalışma
yapmış olan Süreyya Paşa ( İlmen ) bu konunun da farkına varmıştır. Çözüm için
ilk olarak kendi önerisiyle birlikte Belediye Başkanı Emin Beye konuyu
açmıştır. Aslında Süreyya İlmen Kadıköy’den Fenerbahçe’ye kadar deniz
kıyısından bir yürüyüş yolu hayal etmektedir. Kendisi, Fransa’nın Nice
Sahilinde gördüğü gezinti bulvarının bir benzerinin Kadıköy’de de olmasını
düşünmektedir. Bu yolun parçası olarak da Moda Burnundan İskeleye burada inşa
edilecek bir merdivenle inilerek ulaşılabilmesi gerekmektedir. Önce merdiven
için Belediye Başkanını ikna etmiş ancak istemediği halde merdivenin inşası işi
kendisine verilmiştir. Süreyya Sinemasının inşaatında görev almış olan
Mimar-Mühendis Kavafyan Efendinin projelendirdiği merdiven 1200 Liraya mal
olmuştur. Süreyya İlmen 600 Lira bedelle aldığı bu işte de diğer bütün kent
için yaptığı işlerde olduğu gibi mutlu bir şekilde zarar etmiştir. Merdivenin
hizmete girmesinden sonra civardaki esnafı merdiven altına yerleştirerek
onların da gönüllerinin hoşnut olmasını sağlamıştır.
Daha sonra sıra üst taraftaki üçgen alanın rehabilite
edilmesine geldiğinde Belediye Başkanı değişmiş ve Başkanlık görevi Emin Beyden
Muhittin Bey’e devir olmuştur. O yıllarda özel mülkiyetli olan bu arsanın
üzerine büyük bir apartman inşa edilmek istenmektedir. Böyle bir inşaat
yapıldığında Moda İskelesine inerken deniz gözükmeyecek, insanlar adeta sokak
arasından vapura binmeye gitmek zorunda kalacaklardı. Bu sebepten dolayı önce
arsanın istimlâki gerekmektedir. Bu amaç uzun uğraşlardan sonra Belediye
tarafından gerçekleştirilebilmişti.
Süreyya Bey Belediyenin mülkiyetine geçen arsanın sivri
köşesini kestirmiş, etrafına beton duvarla parmaklık yaptırmış, içersine çim
ektirmiş, ortasına da mozaik bir panoya MODA yazdırmıştır. Bu işler için de o
yıllarda 1000 lira harcama yapmıştır. Ancak daha sonra kıyıdaki odun deposunun
yerine Moda Deniz Kulübü Binası yapılması Süreyya İlmen’in keyfini az da olsa
kaçırmıştı. Zira Onun amacı Moda İskelesine inerken deniz ve Fenerbahçe
Burnu’nun rahat bir şekilde görünmesinin sağlanması idi. Süreyya Paşa’nın
anılarında alafranga adıyla Moda Parteri olarak bahsedilen bu alan, bugün
ağaçlandırılmış ve içersine küçük bir gönüllü evi ile trafo merkezi
yerleştirilmiş bir durumdadır. Ama yine de düzenlendiği günkü amacını
sağlayabilmektedir.
Yapıldığı Günlerde Moda
Parterini
Bugün gerek Modalılar gerekse Kadıköylüler buradaki
merdivenin sağladığı kolaylıktan, küçük bahçenin verdiği ferahlıktan yararlanmaktadırlar.
İstedim ki buranın öyküsü de bilinsin.
ARİF ATILGAN MİMARLARA MEKTUP TEMMUZ 2011
Hep gectigimiz yer ama hic dusunmemistim.Parterini hangi lisan oluyor onu bilemedim yalniz.Parterre mi demek oluyor ?
YanıtlaSilHaklısınız. İngilizcede Parteree türkçeleşmiş Parteri olmuş. Ama benim kullandığım cümlede Parterini değil Parteri olması gerek düzeltiyorum.
YanıtlaSil