Yeldeğirmeni
BU FOTOĞRAF YELDEĞİRMENİ’NİN ESKİ FOTOĞRAFI DEĞİLDİR
Arif Atılgan
BU FOTOĞRAF YELDEĞİRMENİ’NİN ESKİ FOTOĞRAFI DEĞİLDİR
Arif Atılgan
Altta, 5 yeldeğirmeni görünen fotoğrafla
ilgili bir yazı yazmak gereğini duyduğumu ifade etmek zorundayım. Zira bu fotoğraf çeşitli
yerlerde Yeldeğirmeni’nin eski fotoğrafı gibi yayınlanmaktadır. Öncelikle o
fotoğrafın hemen altına semtin 1960 lı yıllarda çekilmiş fotoğrafı da konularak
sanki aynı arazi yapısıymış gibi gösterilmektedir ki bu yanlış bir
karşılaştırmadır. Zira eski fotoğraf çok yakından, yenisi ise çok uzaktan ve
yukarıdan çekilmiştir. Bu sebepten yeni olanında düz alan gibi görünen bölge
aslında dik yokuştur. Yeni olanı yakınlaştırarak durumu görmek bile olanak
dışıdır. Çünkü: Çok yakınlaştırmak gerekir. O zaman da fotoğraf tanınmaz hale
gelmektedir. Semtin üst kısmında bile eski fotoğrafta görünen ufuk çizgisi
bulunamaz.
Yeldeğirmeni’nin Eski Fotoğrafı Olduğu İddia Edilen Fotoğraf.
Yeldeğirmeni’nin
1960 lı Yıllarda Denizden Görünüşü.
Burada yeldeğirmenleri 1. Abdülhamid
(1774-1789) zamanında
yapılmışlardır. Bunlar İbrahimağada, Rasimpaşa Camii civarında, Eski Karakolun
bulunduğu yerde ve Osmangazi İlkokulu bahçesinde olmak üzere, o fotoğraftaki
gibi beş adet değil, dört adettir. Ayrıca yeldeğirmenleri yan yana değillerdir
ve 1900 lü yıllara yetişememişlerdir. 1800 lü yılların başında 3. Selim
zamanında Yeldeğirmeni’nde sokaklar oluşmuş, 1835 yılında Rasimpaşa Camii inşa
edilmiş yani Yeldeğirmeni’nde artık yerleşimler oluşmaya başlamıştır. 1845
yılında semtte postane bile açılmıştır. Yani semtte o dört yeldeğirmeni için
boşluk yoktur. Haydarpaşa Çayırı ise 1872 yılında tren raylarının döşenmesiyle
sadece İbrahimağa tarafında çayır olarak kalmıştır. Ancak orada da 1580 yılında
İbrahimağa Camisinin yapıldığı ve bir yerleşim olduğu bellidir.
Yeldeğirmeni’ndeki tek boş alan Halidağa Caddesindeki düzlük olan Talimhanedir
ki orası da hem talim yeridir hem de yeldeğirmenlerinin çalışmasına müsait
değildir.
Biraz daha somut
şeyler söylemek için ilgili fotoğrafa bakalım. Fotoğraftan alacağımız bazı
karelere yakından bakarsak, erkeklerin kravat, ceket giydiklerini, bazılarında
fötr şapka olduğunu, askerlerin cumhuriyet sonrası gibi olduğunu, en önemlisi
otomobilin 1920-1930 lu yılların modeli olduğunu görebiliriz. Kravat Osmanlıda
ilk defa Sultan Abdülmecid (1839-1861) tarafından kullanılmış, ancak Osmanlının
son zamanlarında bile devletin ileri gelenleri tarafından seyrek olarak tercih
edilmiştir. Halk tarafından yoğun olarak cumhuriyet sonrası kullanılmaya
başlanmıştır. Şapka Kanunu 1925 yılında, Kıyafet Kanunu 1934 yılında yürürlüğe
girmiştir. İstanbul’a ilk otomobil 1895 yılında gelmiştir. O da Padişah
Abdülhamid’e ait olan elektrikli otomobildir. Çünkü: O yıllarda henüz petrol
değil buhar enerjisi kullanılmakta, benzin istasyonları bulunmamaktadır. Ortada
görünen, gösteriye hazırlanmakta olan cambaz ise bir bayram günü olması
ihtimalini göstermektedir.
Eski Fotoğraftan 1
No lu Görüntü (Kravatlı, Fötr Şapkalı İnsanlar).
Eski Fotoğraftan 2
No lu Görüntü (1920-1930 lu Yıllara Ait Olduğu Belli Olan Otomobil).
Eski Fotoğraftan 3
No lu Görüntü (Askerler, Cambaz).
1895 Yılında
İstanbul’a Gelen İlk Otomobil.
Fotoğraf makinesinin bulunuşu 1800 lü
yılların ortalarıdır. Türkiye’deki ilk fotoğraf makinesi çekimleri 1800 lü
yılların ortalarından itibaren Ernesty de Caranza, Abdullah Biraderler, G. Berggren
ve Foto Sebah’ın çektiği fotoğraflardır. Yani İstanbul’a ait ilk fotoğraflar
ancak 1800 lü yılların sonlarında çekilenlerdir.
Sonuçta o
fotoğrafın 1920 li veya 1930 lu yıllarda, büyük bir ihtimalle İstanbul’un
dışındaki bir yerleşimde çekilmiş olduğu belli olmaktadır. Zaten 1905 yılına
ait Goad ve 1935 yılına ait Pervititch haritalarında Yeldeğirmeni ve civarı
yerleşimle doludur. Yeldeğirmeni konacak yer yoktur, ayrıca o planlarda ne
Yeldeğirmeni’nde ne de Kadıköy’de yeldeğirmenleri gözükmemektedir. Aslında bu
fotoğrafın Yeldeğirmeni’nin eski fotoğrafı olduğunu, onu ortaya çıkaranların
belgelerle kanıtlamaları gerekir.
Bütün bu
yazdıklarımın üzerine saygın bir Kadıköy uzmanından da görüş aldım. Daha önce
ilgililerine bu fotoğrafla ilgili yukarıdaki düşüncelerimi bildirmiştim. Ancak
ilgi çekici bir fotoğraf olduğu için olsa gerek kullanılmaya devam edilmektedir.
Bana göre bu
fotoğraf sadece Yeldeğirmeni’ne ait değil, Kadıköy’e de ait değildir.
ARİF ATILGAN OCAK
2014
Sevgili Dostlar
Bu yazıyı yazdıktan sonra yukarıdaki fotoğrafla çok sayıda kişi ilgilendi. İlgilenen okuyucularımdan yapılan bilgilendirmelere göre Keşan’ın Değirmenköyü, yeldeğirmenleriyle ünlü bir köymüş. Bu fotoğrafı, google’a ‘Keşanın simgesi yeldeğirmeni’ veya ‘Keşan Belediyesi yeldeğirmeni’ veya ‘Keşan Postası yeldeğirmeni’ yazıldığında bulabiliyorsunuz. Yani bu fotoğrafın Keşan’a ait olduğu belli olmuştur.
Bu konuda Ağustos 2018 de ESKİ YELDEĞİRMENİ OLMAYAN FOTOĞRAFIN ÖYKÜSÜ
https://atilganblog.blogspot.com/2018/08/eski-yeldegirmeni-olmayan.html başlıklı yazımda fotoğrafın ortaya çıkış öyküsünü yazdım.
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilÇok enteresan bir bilgi ben de bu fotoğrafı gördüğümde demek ki Yeldeğirmeni ismin bunlardan almış diye düşündüm. İlgimi çekmişti. Bu düzeltme ile bir yanlış da ortadan kalkmış oldu çalışmanız için teşekkür ederim. Saygılarımla. Ali Altıner.
YanıtlaSilYeldeğirmenlerinin arkasındaki ufuk çizgisi ne kadar yerleşim yok.Kadıköy daha kalabalık. Keşan olma ihtimali daha fazla.
YanıtlaSilKonuyu kitabın yazarına sormadan analize kalkmak saygısızca davranış biçimidir.Bir yazar iyice araştırmadan hele hele yazılmış bir kitabı hiçe sayarak başka alternetifler sunması abesle iştigaldir.Nokta.
YanıtlaSil