16 Nisan 2015 Perşembe


Mimarlara Mektuplarım



ADALAR VE VORDONİSİ ADASI
Arif Atılgan


İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İstanbul’un incisi Adalar için 1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı Revizyon Nazım İmar Planı hazırlamaktadır.

Bu anlamda önce Adalar’ın geçmişini araştırmakta yarar vardır.

Adalar tarihte Cin Adaları, Çamlı Adaları, Marmara Adaları, Keşiş Adaları, Prens Adaları gibi isimlerle anılmıştır. Bizans’la birlikte tarihte adı geçmeye başlayan Adalar daha çok sürgün yeri olarak kullanılmıştır. 8. yüzyıldan itibaren Bizans manastırları inşa edilmiş olan bu kara parçalarında daha sonraki yıllarda malikâneler de yapıldığından, buralarda acı ve tatlı günlerin birlikte yaşandığı görülebilmektedir. 1867 yılında Vilayet Nizamnamesiyle İstanbul’un ilçesi durumuna getirilmiş Adalar’da ilk iskân hareketlerine 1846 yılında vapurların çalışmasıyla birlikte rastlanmaktadır.

Büyükada (Prinkipo), Heybeliada (Halki), Burgazada (Antigoni), Kınalıada (Proti), Sedefadası (Androvite), Kaşıkadası (Pita), Sivriada (Oxia), Yassıada (Plati), Tavşanadası (Neandros) olarak bilinen bu adalar dokuz adettir. Ancak onuncu bir tane daha vardır ki bugün sular altında kalmış olan bu adadan kimse bahsetmemektedir. Hâlbuki bu ada eski haritalarda görünürdü ve balıkçılar burasını Manastır Kayalıkları, Dilek Kayalıkları diye adlandırırlardı.




                                              Eski Haritada Vordonisi Adası

Batık Ada veya Kayıp Ada isimleriyle anılan Vordonisi Adası, Kaşıkadası’nın üçte bir büyüklüğünde olup, Bostancı İskelesi’nin 3-5 mil açığındaki çakarın altında bulunmaktadır. MS 9. yüzyılda Patrik İgnazsius kente oldukça uzak olan bugünkü Küçükyalı-Bostancı arasında yazlık Bryas Sarayını inşa ettirir. Ancak, daha sonraki yıllarda Vordonisi Adası’nda sürgünde iken ölen ve bu adada gömülen, Patrik Fotius ile aralarında ikonoklast çekişmeleri oluşur. İkonoklast çekişmeleri, ikonaların kilise içlerine konulup konulmama konusudur. Nitekim bu çekişmeler sonucu olsa gerek ikisi de ikişer defa iktidar olma imkânı bulabilmişlerdir. Bu arada Fotius bulunduğu Vordonisi Adası’na bir manastır inşa ettirir. Bunun altında kalmak istemeyen İgnazsius da Vordonisi’nin tam karşısına o yıllarda sahil olan, şimdiki Küçükyalı minibüs yolunun üst kısmına Fotius’un manastırının aynısını yaptırır. Bryas Sarayı’nın üzerine gelen bu manastıra Satyros Manastırı adı verilir. Bu açıdan Küçükyalı’da kazısı yapılan Satyros Manastırı ortaya çıkarıldığında Vordonisi Adası’ndaki Fotius Manastırı’nın da şekli belli olmuş olacaktır.
                                            Küçükyalıdaki Manastır Kalıntısı

MS 10. yüzyılda meydana gelen büyük bir depremde Vordonisi Adası sulara gömülmüş, ancak manastırın üst kısmı su sathına çok yakın kalabilmişti. İşte herkesin bir kayalığın üzerinde sandığı Bostancı açığındaki çakar, bu manastırın üzerine kurulmuştur.

Bazı yerbilimcileri ise bu adanın su altında kalmasının depremle değil, kutuplarda buzulların erimesiyle Çanakkale Boğazı’ndan gelen deniz suyunun, o yıllarda bugünkünden 120 metre daha düşük seviyede bir göl olan Marmara’da su seviyesini yükseltmesi sonucu oluştuğunu söylerler.

Üniversite yıllarımda beş arkadaş bir sandal almıştık ve sandalımızı Bostancı İskelesi yanındaki barınağa bırakıyorduk. O yıllarda teknelerde motor bulunması zenginlere özel bir durum olduğundan kürek çekerek dolaştığımız sandalımızla balığa çıktığımızda bu kayalığa gelir, teknemizi çakara bağlayarak dizimiz seviyesine gelen suya girer ve yemlik midye toplardık. Eğer o günler ayağımı bastığım kaya parçasının bir Bizans manastırı olduğunu, onun altında da dibe çökmüş bir ada bulunduğunu bilseydim herhalde çok heyecanlanır ve ilkel şartlarda da olsa dalarak burayı keşfetmeye çalışırdım.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi 16 Nisan 2008 günü, Büyükada’da, Büyük Kulüp Salonunda Adalar İlçesi 1/5000 Ölçekli Koruma Amaçlı Revizyon Nazım İmar Planı ile ilgili halka açık bir toplantı düzenlemiştir. 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun ilgili Yönetmeliği’nin 6. maddesi gereğince zorunlu olarak yapılması gereken iki toplantıdan birincisi olan bu toplantıda, plan için altlık teşkil edecek tespitler anlatılmış; ancak planın henüz hazırlanmadığı ifade edilmiştir. Çevre halkı ise Adalar’ın doğal ve tarihî değerlerine uygun olmayan bir planın hazırlandığı düşünce ve tedirginliği içersinde bulunmaktadırlar. Adaların Kartal Merkezi İş Alanı ile ilişkilendirilerek planlanacağı, buna göre yapılaşacağı, doğal ve tarihî kimliğinin yok edileceği söylentileri, insanları sıkıntıya sokmaktadır. Merak edilen konu, bu şirin ilçeyi Adalıların mı, İstanbulluların mı, yoksa yabancıların mı kullanacağıdır. Şimdiden sahiller sahiplenilmiş, açık olan alanlarda ise buraları ücretli şezlonglarıyla zapt eden, halka oturacak yer bırakmayan “girişimciler” peydahlanmaya başlamıştır. Yakın gelecekte Adalar halkı bile yazın yazlığa gitmek zorunda kalacak veya Adalar’ı terk edecek gibi görünmektedir.

Ayrıca Belediye yetkililerinin sunumunda Vordonisi Adası’ndan hiç bahsedilmemektedir. Hâlbuki onuncu Prens Adası veya Kayıp Ada adıyla anılan bu adanın da SİT ilan edilip diğerleriyle birlikte ele alınması gerekmektedir. Büyük bir müze olan kentimizin bu örnekteki gibi güzel ve ilginç hikâyesi olan tarihî eserleri kesinlikle ortaya çıkarılmalıdır.

Böyle değerlerin üzerini örtmeye değil, aksine açmaya yönelik çalışmalara ağırlık vermeliyiz.
Haziran 2008 Mimarlara Mektup
 


2 yorum:

  1. Ben teşekkür ederim Remzi Kardeşim. 7-8 yıl önce yazdığım şey yeni gündeme geliyor.

    YanıtlaSil