Mimarlara Mektuplarım
KAVAK SARAYI
KAVAK SARAYI
Arif Atılgan
Haydarpaşa Kitabımla
ilgili araştırma yaparken bu civarda Kavak Sarayı isimli bir saray olduğunu
öğrenmiştim. Günümüze hiçbir izi kalamamış olan bu Sarayı ancak gravürlerde ve
bölgeyi resmeden tarihi tablolarda görebilmekteyiz.
Kavak İskelesi
Haydarpaşa ile Harem arasında, zamanında şimdiki Ankara Asfaltının üzerinden aktığı
belli olan Kavak Deresinin denize döküldüğü yerde, bugünkü Selimiye Kışlasının
altında bulunmakta idi. Bölge adını o yıllarda Gümrük İskelesi olarak
kullanılan Kavak İskelesinden almıştır.
Kavak Sarayı
Fatih Sultan Mehmed
İstanbul’u fethettikten sonra, Beyazıt’ta İstanbul Üniversitesi’nin bulunduğu
alan civarına, 1454-1457 yılları arasında tarihte Eski Saray adı ile anılan Sarayı
inşa ettirmişti. Bu Saray bitinceye kadar Edirne’de ikamet eden Fatih, daha
sonra 1465-1478 yılları arasında da Topkapı’daki Sarayı yaptırmıştır.
1551 yılında ise Kanuni
Sultan Süleyman (1520-1566), Anadolu Yakasında Üsküdar Sarayı adıyla da bilinen
Kavak Sarayını inşa ettirmiştir. Kitaplar Osmanlının 3. Hanedan Sarayı olan bu Sarayı
Mimar Sinan’ın yaptığını yazarlar. Kâgir bir şekilde inşa edilen Kavak Sarayı, taştan
yapılmış Topkapı Sarayının yatık ve toprağa yakın oluşunun aksine bir görüntü
sergilemektedir. Osmanlı Sarayları bina gibi değil yerleşim alanı gibi
tasarlanmakta idi. Bu anlamda 90.000
m2 lik bir araziye yayılmış olan Sarayın bahçesinde 4
kapı bulunmaktaydı.
Kavak Sarayının Üsküdar
tarafındaki bölgeye Harem denilmekte idi. Bunun sebebi ise Topkapı Sarayının Harem
Mensuplarının Kavak Sarayına bu yoldan gelmeleri idi. Harem Osmanlıda herkesin
girmesine izin verilmeyen yer anlamında kullanılmakta idi. Dolayısıyla bu
bölümde bulunan kadınlara da harem denilmekte idi.
Öte yandan bu bölgeye
Harem denilmesinin sebebini, burada Bizans İmparatoru Teodoros Laskoris’in
(1204-1222) güneşin batışını ve İstanbul’u seyretmek için inşa ettirdiği
Heraeum Sarayının bulunması şeklinde de iddia edenler bulunmaktadır. Harem
İskelesine Osmanlıda Hünkâr İskelesi de denildiği söylenmektedir.
Osmanlı Zamanındaki Kavak ve Harem İskeleleri
Mimar Sinan’ın burada
Sultan 2. Selim (1566-1574) ve Sultan 3. Murad (1574-1595) için birer köşk ve
üç hamam yaptığı ayrıca Sultan 1. Ahmed (1603-1617) döneminde de Kavak
Sarayında bir mescid yaptırıldığı bilinmektedir. Daha sonra Saray, Sultan 4.
Murad (1623-1640) döneminde tamirat geçirirken genişletilmiştir.
Sultan 1. Ahmed
(1603-1617) Divanı Kavak Sarayında toplamak istemiş ancak ‘gelenek Topkapı
Sarayında toplanması şeklindedir’ denilerek bu isteği reddedilmişti. Ancak 1.
Ahmed Felemenk Elçisini burada kabul etmişti.
4. Murad (1623-1640)
1635 yılında Revan Seferine buradan çıkmış ve tekrar buraya dönmüştür. Bu
sebeple ertesi yıl 1636 yılında Saray Alanına Revan Köşkünü yaptırmıştır.
3. Osman (1754-1757)
zamanında Has Bahçe içersindeki Hatice Sultan Sarayı yıkılarak arazisi öncelikle
ordu komutanları ve paşalar olmak üzere halka dağıtılmış yani ihsan edilmişti. Bu
sebepten de bölgeye İhsaniye denilmiştir.
Sarayın bahçe duvarları Selimiye Kışlasının Kavak İskele Caddesi tarafından Üsküdar-Kısıklı yolunun ayrılma noktasına kadar devam eder. Bu sebepten bu noktaya Duvardibi denmiştir.
Sarayın bahçe duvarları Selimiye Kışlasının Kavak İskele Caddesi tarafından Üsküdar-Kısıklı yolunun ayrılma noktasına kadar devam eder. Bu sebepten bu noktaya Duvardibi denmiştir.
18. Yüzyılda Osmanlı
Sarayında yaşayanlar tarafından İstanbul Boğazı keşfedilmişti. Boğaz
Kıyılarında yaşamak moda haline gelmiş ve buralara saraylar, köşkler, evler inşa
edilmeye başlanmıştı. Dolayısıyla artık kullanılmayan Kavak Sarayı kendi
kaderine terk edilmişti
3. Selim (1789-1807),
1800 li yılların başında yeni kurduğu Nizam-ı Cedid Ordusu için Kavak Sarayının
arazisinde bir kışla inşa ettirmişti. 3. Selim kendi adını verdiği Kışlada yıkılan
Sarayın malzemelerini kullandırmış, Saraydan artan bazı mermer parçalarını da
Topkapı Sarayına götürerek muhafaza altına aldırmıştı.
Osmanlıda külliyeler cami
merkezli oluşturulmaktadır. Ancak burada kışla merkezli bir külliye oluşmuş,
külliyeden meydana gelen semte ise kışlanın adından dolayı Selimiye
denilmiştir. Planları 3. Selim tarafından çizilen Selimiye Mahallesinde cami,
tekke, hamam, mektep, çeşmeler, matbaa ve kumaş tezgâhları bulunmakta idi.
Topkapı Sarayı gibi
yönetimsel olmayan, yazlık olarak kullanılan Kavak Sarayında 3. Murad
(1574-1595) dönemi ile 1. Mahmud (1730-1754) dönemi arasında var olduğu bilinen
yapılar şunlardır: Sivri Kasır, Kasr-ı Sultan Süleyman, Kasr-ı Mehmed Paşa,
Kasr-ı Sultan Murad Han, Kasr-ı Sultan Ahmed, Kasr-ı Revan, Valide Sultan
Dairesi, Haseki Sultan Dairesi, Hamamlar, Küçük Köşkler, Su Kanalları,
Havuzlar, Ahır, İskele ve Sultan 1. Ahmed için yapılmış Mescid.
Yazılanlardan
anlaşıldığı kadarı ile Kavak İskelesi, bugünkü Selimiye Kışlasının deniz
tarafında kalmaktadır.
Bilebildiğim kadarı
ile Kavak Sarayının bir fotoğrafı bile bulunmamaktadır. Amacım bu önemli eser
ile ilgili araştırmalar yapılmasını sağlayabilmektir.
Geleceği iyi planlamak
için geçmişimizden haberdar olmamız gerekmektedir sanırım.
ARİF ATILGAN MİMARLARA MEKTUP ARALIK 2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder