16 Nisan 2015 Perşembe


Mimarlara Mektuplarım



KAVAK SARAYI
Arif Atılgan
Haydarpaşa Kitabımla ilgili araştırma yaparken bu civarda Kavak Sarayı isimli bir saray olduğunu öğrenmiştim. Günümüze hiçbir izi kalamamış olan bu Sarayı ancak gravürlerde ve bölgeyi resmeden tarihi tablolarda görebilmekteyiz.

Kavak İskelesi Haydarpaşa ile Harem arasında, zamanında şimdiki Ankara Asfaltının üzerinden aktığı belli olan Kavak Deresinin denize döküldüğü yerde, bugünkü Selimiye Kışlasının altında bulunmakta idi. Bölge adını o yıllarda Gümrük İskelesi olarak kullanılan Kavak İskelesinden almıştır.

Kavak Sarayı

Fatih Sultan Mehmed İstanbul’u fethettikten sonra, Beyazıt’ta İstanbul Üniversitesi’nin bulunduğu alan civarına, 1454-1457 yılları arasında tarihte Eski Saray adı ile anılan Sarayı inşa ettirmişti. Bu Saray bitinceye kadar Edirne’de ikamet eden Fatih, daha sonra 1465-1478 yılları arasında da Topkapı’daki Sarayı yaptırmıştır.

1551 yılında ise Kanuni Sultan Süleyman (1520-1566), Anadolu Yakasında Üsküdar Sarayı adıyla da bilinen Kavak Sarayını inşa ettirmiştir. Kitaplar Osmanlının 3. Hanedan Sarayı olan bu Sarayı Mimar Sinan’ın yaptığını yazarlar. Kâgir bir şekilde inşa edilen Kavak Sarayı, taştan yapılmış Topkapı Sarayının yatık ve toprağa yakın oluşunun aksine bir görüntü sergilemektedir. Osmanlı Sarayları bina gibi değil yerleşim alanı gibi tasarlanmakta idi. Bu anlamda 90.000 m2 lik bir araziye yayılmış olan Sarayın bahçesinde 4 kapı bulunmaktaydı.

Kavak Sarayının Üsküdar tarafındaki bölgeye Harem denilmekte idi. Bunun sebebi ise Topkapı Sarayının Harem Mensuplarının Kavak Sarayına bu yoldan gelmeleri idi. Harem Osmanlıda herkesin girmesine izin verilmeyen yer anlamında kullanılmakta idi. Dolayısıyla bu bölümde bulunan kadınlara da harem denilmekte idi.

Öte yandan bu bölgeye Harem denilmesinin sebebini, burada Bizans İmparatoru Teodoros Laskoris’in (1204-1222) güneşin batışını ve İstanbul’u seyretmek için inşa ettirdiği Heraeum Sarayının bulunması şeklinde de iddia edenler bulunmaktadır. Harem İskelesine Osmanlıda Hünkâr İskelesi de denildiği söylenmektedir.
Osmanlı Zamanındaki Kavak ve Harem İskeleleri
Mimar Sinan’ın burada Sultan 2. Selim (1566-1574) ve Sultan 3. Murad (1574-1595) için birer köşk ve üç hamam yaptığı ayrıca Sultan 1. Ahmed (1603-1617) döneminde de Kavak Sarayında bir mescid yaptırıldığı bilinmektedir. Daha sonra Saray, Sultan 4. Murad (1623-1640) döneminde tamirat geçirirken genişletilmiştir.

Sultan 1. Ahmed (1603-1617) Divanı Kavak Sarayında toplamak istemiş ancak ‘gelenek Topkapı Sarayında toplanması şeklindedir’ denilerek bu isteği reddedilmişti. Ancak 1. Ahmed Felemenk Elçisini burada kabul etmişti.

4. Murad (1623-1640) 1635 yılında Revan Seferine buradan çıkmış ve tekrar buraya dönmüştür. Bu sebeple ertesi yıl 1636 yılında Saray Alanına Revan Köşkünü yaptırmıştır.

3. Osman (1754-1757) zamanında Has Bahçe içersindeki Hatice Sultan Sarayı yıkılarak arazisi öncelikle ordu komutanları ve paşalar olmak üzere halka dağıtılmış yani ihsan edilmişti. Bu sebepten de bölgeye İhsaniye denilmiştir.

Sarayın bahçe duvarları Selimiye Kışlasının Kavak İskele Caddesi tarafından Üsküdar-Kısıklı yolunun ayrılma noktasına kadar devam eder. Bu sebepten bu noktaya Duvardibi denmiştir.

18. Yüzyılda Osmanlı Sarayında yaşayanlar tarafından İstanbul Boğazı keşfedilmişti. Boğaz Kıyılarında yaşamak moda haline gelmiş ve buralara saraylar, köşkler, evler inşa edilmeye başlanmıştı. Dolayısıyla artık kullanılmayan Kavak Sarayı kendi kaderine terk edilmişti

3. Selim (1789-1807), 1800 li yılların başında yeni kurduğu Nizam-ı Cedid Ordusu için Kavak Sarayının arazisinde bir kışla inşa ettirmişti. 3. Selim kendi adını verdiği Kışlada yıkılan Sarayın malzemelerini kullandırmış, Saraydan artan bazı mermer parçalarını da Topkapı Sarayına götürerek muhafaza altına aldırmıştı.

Osmanlıda külliyeler cami merkezli oluşturulmaktadır. Ancak burada kışla merkezli bir külliye oluşmuş, külliyeden meydana gelen semte ise kışlanın adından dolayı Selimiye denilmiştir. Planları 3. Selim tarafından çizilen Selimiye Mahallesinde cami, tekke, hamam, mektep, çeşmeler, matbaa ve kumaş tezgâhları bulunmakta idi.

Topkapı Sarayı gibi yönetimsel olmayan, yazlık olarak kullanılan Kavak Sarayında 3. Murad (1574-1595) dönemi ile 1. Mahmud (1730-1754) dönemi arasında var olduğu bilinen yapılar şunlardır: Sivri Kasır, Kasr-ı Sultan Süleyman, Kasr-ı Mehmed Paşa, Kasr-ı Sultan Murad Han, Kasr-ı Sultan Ahmed, Kasr-ı Revan, Valide Sultan Dairesi, Haseki Sultan Dairesi, Hamamlar, Küçük Köşkler, Su Kanalları, Havuzlar, Ahır, İskele ve Sultan 1. Ahmed için yapılmış Mescid.

Yazılanlardan anlaşıldığı kadarı ile Kavak İskelesi, bugünkü Selimiye Kışlasının deniz tarafında kalmaktadır.

Bilebildiğim kadarı ile Kavak Sarayının bir fotoğrafı bile bulunmamaktadır. Amacım bu önemli eser ile ilgili araştırmalar yapılmasını sağlayabilmektir.

Geleceği iyi planlamak için geçmişimizden haberdar olmamız gerekmektedir sanırım.
ARİF ATILGAN MİMARLARA MEKTUP ARALIK 2011

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder