Mimarlara Mektuplarım
ÜSKÜDAR, BEYKOZ’UN DÜNÜ, BUGÜNÜ VE YARINI
ÜSKÜDAR, BEYKOZ’UN DÜNÜ, BUGÜNÜ VE YARINI
Arif Atılgan
Üsküdar:
Burada M.Ö. 1000 li yıllara kadar yerleşim olduğu
görülebilmektedir. O yıllarda Fenikeliler Kadıköy’den Başka Salacakta da bir
mendirek yaparak buraya ticaret iskeleleri ve tersane kurarlar. M.S. 395 yılında
Doğu Roma İmparatorluğu Bizans’ta kurulur ve Üsküdar’ın Bizans dönemi başlamış
olur. İstanbul’u almak isteyen tüm ordular Üsküdar’a dayandıkları için bölgenin
cazibesi artar. Bu amaçla yapılmış olan Haçlı seferleri dolayısıyla, Üsküdar
1204- 1261 yılları arasında 57 yıl Latin egemenliğinde kalır. 1078 den itibaren
Türk mahalleleri görünmeye başlar.1348 yılında Orhangazi ile Osmanlı egemenliği
başlar. 1390- 1395 yıllarında Yıldırım Beyazıt tarafından Bizans’a Karadeniz’den
gelecek yardımları önlemek amacıyla Boğazın en dar yerine Anadoluhisarı adıyla
anılan Güzelcehisar inşa edilir. 1453 yılında Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u
almasıyla Üsküdar gelişir. Fatih, Salacakta kendi adına mescit, şimdiki iskele
meydanına ise bedesten yaptırır. Anadolu’dan getirilen Türkler buraya
yerleştirilir. Salacakta klasik Osmanlı Mahallesi, İskele Meydanında ise
ticaret bölgesi oluşur.1481 yılında Gebze’de ölen Fatihin cenazesinin İstanbul’a
geçirilişi onu çok seven Üsküdarlılar için unutulmayacak bir gündür.16.
Yüzyıldan sonra burada birçok Osmanlı eseri inşa edilmiştir. Bunlar: 91 Cami,
51 tekke, 12 hamam, 11 kervansaray, 2 imaret, 7 medrese, 260 çeşme, 5 büyük
iskele, 2 darüşşifa, 2 menzilhane, tabhane, sübyan mektepleri, kütüphaneleri, darülhadis,
sebiller ve posta teşkilatıdır. Ayrıca burada padişah, sultan, paşa ve devlet
adamlarının sarayları, yalıları, köşkleri bulunmaktadır.
Üsküdar Doğancılar.
Üsküdar, Osmanlı zamanında mutasarrıflıkla idare edilen bir
sancaktır. Cumhuriyet sonrası, 1924 yılında tüm sancaklarla birlikte Üsküdar da
il olmuştur. 1926 da ise İstanbul’a bağlı ilçe durumuna getirilmiştir. Üsküdar
İlçesinden 1930 yılında Kadıköy ve Beykoz, 1987 de ise Ümraniye ayrılarak ilçe olmuşlardır.
Daha sonra, 2008 yılında Örnek, Esat Paşa, Fatih Mahallelerinin de Ataşehir
İlçesine bağlanmasıyla bugünkü Üsküdar oluşmuştur.
İlçede 1950 li yıllardan itibaren bir değişimin başladığı
görülmektedir. 1960 lı yıllarda Çamlıca, Bulgurlu etrafında gecekondulaşmalar
başlamıştır. Boğaz Köprülerinin inşası ise Kadıköy’le birlikte Üsküdar’ı da cazip
hale getirmiş, burada nüfus artışına sebep olmuştur.
Üsküdar’ın kuzeyinde Beykoz, güneyinde Kadıköy, doğusunda
Ataşehir, batısında İstanbul Boğazı bulunmaktadır.
Üsküdar kelimesinin, Yunanca Skutarion (Skytarion) ya da
Latinca Skutari'nin (Scutari) zamanla değişime uğramasıyla oluştuğu sanılır.
İlçenin nüfusu 2009 yılında 524.379 olup, 33 mahallesi
bulunmaktadır. Yüzölçümü ise 36KM2 (3600 HE) dir.
Beykoz 1402 yılında Yıldırım Beyazıt tarafından Osmanlı
topraklarına katılmıştır. Beylerin köyü anlamında, Bey ve köy anlamındaki Kos
kelimelerinin birleşmesinden Beykoz adını almıştır.
Günümüzdeki yerleşim buradaki üç fabrikanın faaliyeti ile
oluşmuştur.
Beykoz Deri ve Kundura Fabrikası, 1812 yılında atölye olarak
kurulmuş 1842 yılında fabrika olmuştur.
Paşabahçe Tekel Fabrikası,1922 yılında Hulki Bey isimli bir
kişi tarafından özel bir işletme olarak kurulmuş, 1933 yılında Devletin satın
almasıyla Tekel Fabrikası olmuştur.
Paşabahçe Cam Fabrikası, 1934 yılında faaliyete başlamıştır.
Beykoz 1800 li Yıllar.
Beykoz, üç fabrikanın çalışanlarının, onlara hizmet eden
kamu kurumlarında çalışanların ve esnaflarının oluşturduğu bir yerleşimdir. Bu
fabrikalarda 1980 li yıllara kadar 15- 20 Bin kişinin çalıştığı görülmektedir. O
yıllarda, gerek onların aileleri ve gerekse diğer yaşayanlarla birlikte İlçede 80-
100 Bin kişinin yaşadığı tespit edilmektedir. Ancak 2000 li yıllarda, burada
yapılan yeni yapılaşmalar dolayısıyla bir anda nüfusun 216.000 olduğu
gözlemlenebilmektedir.
2004 yılında önce Cam Fabrikasının, ardından Deri-Kundura ve
Tekel Fabrikalarının da faaliyetlerine son verdirilince burada insanlar işsiz
kalmışlardır. Bu insanların bir kısmı İlçeyi terk etmiş, bir kısmı da ekonomik
durumu yüksek olan yeni Beykozluların yanında çalışmaya başlamışlardır. Aslında
bu durum ekonomik ve sosyal zorlama ile gerçekleştirilmiş bir Kentsel
Dönüşümdür.
Beykoz’un nüfusu 241.833 olup, 25 mahallesi, 20 köyü
bulunmaktadır. Yüzölçümü ise 239 KM2 (23.900He) dir.
İstanbul’un coğrafi yapısında üç adet falez görülmektedir.
Bugün artık hissedemediğimiz bu falezler Dragos, Moda ve Salacak
kıyılarındadır.
Üsküdar’da denizden Salacak falezini, karadan ise Kızkulesi’ni
seyretmek bana büyük bir heyecan verirdi. Bu heyecanın sebebi ulaşılamayan
yerlerin gizi idi. Bugün herkesin kolayca ulaştığı bu tip yerler artık hiçbir
heyecan vermiyorlar.
Beykoz’la ilgili olarak anılarımda kalan en önemli şey, delikanlılık
zamanımda top oynamaya gittiğim Beykoz Çayırının büyüklüğü idi. O alan sanki
uçsuz bucaksız gibi bir duygu verirdi bana. Beykoz Çayırı için bugün artık
böyle bir şey söylemek mümkün değildir.
Üsküdar’da 30 yıl öncesine göre kent dokusunda önemli
değişiklikler göze çarpabilmektedir. Örneğin: Bugün artık Arnavut kaldırımı
sokak hiç yoktur. Ancak bu İlçemiz çok fazla tarihi yapısı olması dolayısıyla
yinede kendisini koruma konusunda direnmektedir.
Beykoz için aynı şeyleri ifade etmek maalesef çok zor
olmaktadır.
Boğaz kıyısında bulunan, çok eski tarihi geçmişi olan bu iki
İlçemizde yarın oteller, marinalar inşa edilirse üzülürüm doğrusu. Zira bu tip
yapılaşmalar kesinlikle Üsküdar ve Beykoz’u geçmişinden koparacaktır.
Boğaz kıyısında olmak Üsküdar ve Beykoz’un şanssızlığı
olmamalıdır.
ARİF ATILGAN MİMARLARA MEKTUP MART 2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder