KENTTEKİ DEĞİŞİMLER
Arif Atılgan
Arif Atılgan
Günümüzde, kentlerdeki değişimlerin
artık öncekilerden daha farklı olduğu gözlemlenmektedir. Semtler dışarıdan kısa
sürede yapılan müdahalelerle sadece binalarıyla değil, tüm yaşamıyla bambaşka
şekil ve kimliğe dönüştürülmektedir. Doğal olarak ta buralarda yaşayan eski ve
yeni insanlar arasında çeşitli uyuşmazlıklar oluşmaktadır. Konuya Yeldeğirmeni
örneğiyle bakmak istiyorum.
Yeldeğirmeninde 2010
yılında Canlandırma Projesi yapıldı. Canlandırma Projelerinin felsefesi gereği Semt
vitrine konuldu, tanıtıldı. 3-4 yıl içinde semtte birbiriyle ilgisi olmayan
insan kesimleri oluştu.
Bunları sıralarsak:
1-Eski
Yeldeğirmenliler: Canlandırma Projesinden önce burada yaşayan insanlardır. Bu
kesim Semtin eski sakin, ucuz, mahalle halini bilenler, sevenler, isteyenlerdir.
2-Eski Esnaflar: Mahalleliye
hizmet eden ancak artık yok olmak üzere olan bakkal, manav, yufkacı vs. gibi
geleneksel esnaflar.
3-Sanatçılar:
Yazılanlara göre semtte 100 ün üzerinde sanat atölyesi oluşmuştur.
4-İşyerleri, Ofisler,
Hosteller: Yeldeğirmeni’nin adı duyulunca buraya gelip yerleşenler.
5-Yeni Komşular: Bekârlar,
çocuksuz aileler, entelektüeller.
6-Yeni Esnaflar: Semtin
adı duyulunca burada açılan Kafe-Barlar.
7-Günübirlik Gelenler: Semte
dışarıdan gelip buradaki mekânlarda zaman geçirdikten sonra gidenler.
8-Diğerleri: Bunların
içinde iyi kötü çeşitli tip insanları görebiliriz.
Eskiler semtlerine
gelen talepten ve yeni gelenlerden önceleri hoşnut olmuşlardır. Zira kenarda
kalan semtlerine ilgi ve talep olmaktadır. Yıllardır kendi halinde olan semt
canlanmaya başlamıştır. Mülkleri değerlenmiştir.
Ancak zamanla bu durumun
kendilerine yarar mı zarar mı verdiği konusunda kararsız kalmaya
başlamışlardır. Zira değerli mülkleriyle birlikte semt pahalı yaşanan bir yer
olmuştur. Ayrıca artık kendileri ikinci planda kalmaktadır. Yüz yıllık
bakkallar kafeye dönüşmekte, yeni gelenlerin kültür, adet ve gelenekleri
kendilerininkiyle çakışmamaktadır. Sayıları oldukça fazla olan kiracılar ise kiraların
yükselmesinden şikâyetçi olmaktadırlar.
100 Yıllık Bakkallar Kafe oldu.
Özellikle sayıları en
çok olan Eski Yeldeğirmenliler sıkıntılıdırlar. Ancak kendilerini ifade
edememektedirler. En zor durumda kalan onlardır. Zira kendi mahallelerinde
sözleri geçmez olmuş, öte yandan pahalılıktan geçinememeye başlamışladır. Çevrelerinin
bir anda işyerleriyle dolması onları şaşırtmaktadır. En önemlisi eskisi gibi
yaşayamamaktadırlar.
Aslında diğerlerinin de
birbirlerinden rahatsızlıkları vardır ama dile getirememektedirler. Semt uzun
yıllarda yaşayacağı değişimi 3-4 yılda yaşamıştır. Oluşan insan kesimleri
birbirleriyle ilişki kuramamaktadırlar. Hâlbuki uzun yıllarda olan değişimler
insanların birbirlerine uyum göstermelerine fırsat tanımaktaydı.
Semt sözüm ona
“soylulaşmıştır”. Hâlbuki gerçek soylulaşma kendi gibi olmaktır. 20.000 nüfusu
olan semtte sayıları 500 kişiyi bulmayan yeni gelenler tanınmaktadır artık.
Özellikle sinema hali yok edilmiş tarihi Özen Sinemasına gelenler semtlinin
geleneksel yapısının çok dışında insanlardır. Üstelik yeni gelenler eskileri
eğiten, terbiye eden rollerdedir nedense.
Oysa semt geleneğinde
yeniler eskilere uyum sağlamak durumunda olmalıdır. Semte, oradaki yaşantıyı
kabul ederek gelmelidir yeni gelenler. Tersine oluşan durumların o semtin
yeniler tarafından zapt edilmesinden başka bir şey olmadığı bilinmelidir.
Canlandırma Projesi ile
Yeldeğirmeni zapt edilmiştir.
Bu örneklere Tophane, Galata,
Karaköy, Sulukule, Tarlabaşı, Beykoz gibi başka örnekleri de ekleyebiliriz.
Kent merkezindeki yaşam alanları için yapılan projelerin tek amacının buraları
rant ile yeni insanlara devretmek olduğu bellidir artık. Her ne kadar yeniler
ve eskiler arasında bazı anlaşmazlıklar çıksa da sonunda galip gelen yeniler
olmaktadır. Zira her konuda mücadele edebilen eskiler ekonomik konularla baş
edememekte ve kendi yaşam alanlarını terk etmek zorunda kalmaktadırlar.
‘Umarım semtlerimiz
eskiden beri yaşayanlarının yaşamlarına devam ettiği alanlar olarak kalırlar.’
Diyemiyorum artık. Zira umudum tükendi.
ARİF ATILGAN NİSAN 2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder