Mimarlara Mektuplarım
ADALARIN DÜNÜ, BUGÜNÜ VE YARINI
Arif AtılganADALARIN DÜNÜ, BUGÜNÜ VE YARINI
Adalar, 4. jeolojik zaman
başlarında jeolojik ve topoğrafik yapı olarak bir çöküntü ile Kocaeli
Yarımadasından ayrılmış kara parçalarıdır. Tarihte Cin Adaları, Çamlı daları,
Marmara Adaları, Keşiş Adaları, Prens Adaları gibi isimlerle anılmışlardır.
Bizans’la birlikte Sürgün Adaları olarak kullanılmışlar ve duyulmuşlardır.
Adalarda 8. Yüzyıldan itibaren Bizans Manastırları ama daha sonraki dönemlerde
malikânelerin yer aldığı gözlemlenebilmektedir. Yani bu kara parçalarında acı
ve tatlı günlerin geçtiği belli olmaktadır.
Yer Biliminde Penoplen (
Yontukdüz ), yüksekliklerin aşınma ile düzlük hale gelmesi anlamında kullanılan
bir kelimedir. Dünya oluşumu sırasında Trakya- Kocaeli Penoplenlerinin yüzeyde
kalan kara parçaları olarak tarif edilen Adalarımızın en yüksek tepeleri
şunlardır:
Büyükada-Yücetepe ( 202MT ),
Heybeliada-Değirmentepe (136MT ), Burgazada- Hristostepe (170MT ),
Kınalıada-Çınartepe ( 155MT ) dir. Ayrıca diğer Adaların isim konulmamış en
yüksek tepeleri Sedefadası’nda 55MT, Yassıada’da 45MT, Sivriada’da 90MT,
Tavşanadası’nda ise 40MT yüksekliklerdedir.
9 adet olan bu kara parçaları
tarihte Büyükada ( Prinkipo ), Heybeliada ( Halki ), Burgazada (Antigon ),
Kınalıada ( Proti ), Sedefadası ( Androvite ), Kaşıkadası ( Pita ), Sivriada (
Oxia ), Yassıada ( Plati ), Tavşanadası ( Neandros ) adları ile anılmışlardır.
Aslında tarihte bunların dışında bugün artık olmayan 10. Ada olarak Batık Ada,
Kayıp Ada adlarıyla anılan Vordonisi Adası’ndan da bahsedilmektedir. Bostancı
açıklarındaki Çakarın altında olduğu söylenen bu ada için balıkçılar Dilek
Kayalıkları, Manastır Kayalıkları gibi isimler takmışlardır.
1846 yılında vapur seferlerinin
düzenlenmeye başlamasından itibaren Adalarda yerleşimin hareketlendiği
gözlemlenmektedir. Daha önce 3000 kişi yaşarken vapurlardan sonra bu sayının
5000 kişiye çıktığı tespit ediliyor. Adalar 1867 yılında Vilayet Nizamnamesiyle
İstanbul’un ilçesi olmuşlardır. İstanbul’un en küçük ilçesi olan Adaların
nüfusu 2008 yılı ADNSK sayımına göre14072 dir.
Büyükada:
1. Dünya Savaşı ve Cumhuriyet
sonrası Rum Halkının azaldığı görülmektedir. 1940 lı yıllarda Cumhuriyet’in
ileri gelenlerinin köşkler yaptırdığı görülmektedir. 1970- 1980 li yıllarda Rum
vatandaşlarımızın sayısında tekrar bir azalma gözlemlenmektedir. Tarihi binalar
olarak Hristos, Aya Yorgi Kilise ve Manastırları, Ayios Dimitrios Kilisesi ile
2. Abdülhamit tarafından inşa ettirilmiş olan Hamidiye Camii hemen akla
gelenleridir. Sedefadası dâhil 2 mahallesi, 6812 nüfusu, 538HE ( 5.4KM2 ) yüzölçümü
bulunmaktadır.Eski Yıllarda Büyükada İskelesi
Heybeliada:
1820 li yıllarda 800 nüfusu bulunurken 1846 yılında vapurların çalışmasından sonra bu sayı 2000 lere çıkmıştır. Burada da Kurtuluş Savaşı ve mübadele sonrasında sakinlik oluştuğu görülmektedir. 1950 li yıllarda yaşamda tekrar canlanma olmaya başlamıştır. Hüseyin Rahmi Gürpınar Lisesi, Abbas Hilmi Paşa Köşkü, Deniz Lisesi ( Deniz Harp Okulu )( 1773 ), Sanatoryum ( 1924 ), Ruhban Okulu, Heybeliada Camii ( 1935 ) tarihi binalarıdır. Ayrıca bugün artık olmayan, 1828 yılında inşa edilmiş Bahriye Mektebi Camii varmış. 3763 nüfusu, 251HE (2.5KM2 ) yüzölçümü bulunmaktadır.
Eski
Yıllarda Heybeliada İskelesi.
Burgazada:
Adalarda kendi içinde bir köy
gibi yaşantısı olan Burgazada’da Hristos ve Ayios Yeorios Manastırı, Aya Yani
Kilisesi, Avusturya Saint Georges Hastahanesi, Ayios Loanis Ayazması ile
İstanbul’un Fethinin 100. yılı olan 1953 yılında inşa edilmiş olan Burgazada
Camii tarihi yapıları olarak bilinmektedir. Ama bu adada yaşamış olan Sait Faik
Abasıyanık’ın Evini ayrıca belirtmekte yarar vardır. 1203 nüfusu, 146HE
(1.46Km2 ) yüzölçümü bulunmaktadır.
Burgazada
İskelesi 1937.
Kınalıada:
Ağaçlık, mesire yeri olarak ilgi çeken bir adadır. Kınalıada’nın en dikkat çekici yapısı sahildeki modern camisidir.1958 yılında Karaköy Meydanı düzenlenmesi esnasında yıkılan, İtalyan Mimar D’arancoya ait Karaköy Camii Kınalıada’ya taşınmak istenir. Ancak taşınma esnasında Cami kaybolur. Bunun üzerine Kınalıada Camii Derneği, 1964 yılında Turhan Uyaroğlu ve Başar Acarlı isimli iki mimarın eseri olan şimdiki modern Camiyi inşa eder.
Kınalıada’ya elektrik 1946
yılında, su ise 1981 yılında gelmiştir. Ağırlıklı olarak Ermeni
vatandaşlarımızın yaşadığı Kınalıada’nın nüfusu 2294, yüzölçümü 136HE ( 1.36KM2
) dir.
Kınalıada
İskelesi 1937.
Diğer Adalardan Sedefadası 33HE,
Kaşıkadası 6HE, Yassıada 5HE, Sivriada 4HE, Tavşanadası 1 HE yüzölçümlerine
sahip olup tüm Adaların toplam yüzölçümü 1120 HE dır. Adalarda yaz mevsimlerinde yazlıkçılar
sebebi ile nüfusun 100.000 lere dayandığı görülmektedir. Tatil günlerinde ise insan
sayısının 250.000 lere geldiği tespit edilmiştir. Doğrusu bu durumdan Adalar
Belediyesi’nin hoşnut olduğu söylenemez. Zira Belediyeler İller Bankasından
yerleşik nüfuslarına göre ödenek almaktadırlar. Anakaranın sahillerindeki
kayalıklara insanların denize girebilmelerini kolaylaştıracak iskeleler
yapılabilirse Adalar yerine bu kıyılardan denize girmek tercih edilebilecektir.
O zaman Adalarda, özellikle tatil günlerindeki insan yığılması önlenebilecek,
yaşam normale dönebilecektir.
Doğayı tesislerin içersinde
yaşamayı seven bir insan değilimdir. Bu anlamda Adaları çok kullanan bir
İstanbulluyumdur. Ancak son yıllarda Adalarda da tesisleşmelerin çoğalması beni
bu şirin İlçemizden uzaklaştırmaya başlamıştır. Adaları daima İstanbul’un Milli
Parkı olarak kabul etmişimdir.
Günümüzde bazı Ülkelerin bazı
yerleşimlerinde Yavaş Şehir ( Slow City ) adıyla Dünya’nın hızına uymaya
çalışmayan, gelenekleri ile yaşamayı tercih eden yeni bir yaşam anlayışı
oluşmaya başlamıştır. Aslında Yavaş Şehir anlayışı ile tarif edilen yaşamın
yıllardır Adalar’da yaşanmakta olduğunu görebilmekteyiz.
Adalar’ın yarınını dünü gibi
hayal etmek istiyorum.
ARİF ATILGAN MİMARLARA MEKTUP NİSAN
2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder