Mimarlara Mektuplarım
ADALARDA NELER OLUYOR?
ADALARDA NELER OLUYOR?
Arif Atılgan
16 /07 /2010 tarihinde Adalılar
Kültür Derneği’nin Büyükada İskelesi’nin üst katındaki Turing İskele Kafedeki
toplantısına davet edilmiştim. Aslında dinleyici olarak gittiğim bu toplantıda
benim de konuşma yapmam istendi, ben de Adalar hakkındaki düşüncelerimi oradakilere
ifade ettim.
16 /04 /2008 tarihinde Büyükada’da
İBB tarafından düzenlenmiş olan Adalar İlçesi 1/5000 Ölçekli Koruma Amaçlı
Revizyon Nazım İmar Planı Toplantısına katıldıktan sonra ilk olarak Mimarlara
Mektupta Adalarla ilgili tespitlerimi yazmıştım. Bu yazıda Büyükada’ya Kongre,
Heybeliada’ya sağlık, Burgaz Ada’ya kültür, Kınalı Ada’ya spor vizyonlarının
yakıştırıldığını, bu durumun İstanbul’un 1/100000 lik Planlarında gösterilmiş
olan Kartal MİA sıyla ilişkili olacağını açıklamıştım. Bu konudaki endişem
Adaların süratli bir şekilde yıllardır sahip olduğu park görüntüsünden
uzaklaşacağı idi.
O akşamki konuşmalarda
dinlediklerim endişelerimde haklı olduğumu kanıtlıyordu adeta.
Örneğin:-Adalarda motorlu araçların çoğalmaya başlaması,
-Esnafın kiralamasıyla hızla çoğalan bisikletlerin tehlikeli hale gelmesi,
-Seyyar satıcılığın başlaması,
-Kaçak yapılaşmaların oluşması,
-Vapurlar yerine yolcu motorlarıyla ulaşımın sağlanması,
-Dolayısıyla görüntü ve gürültü kirliliği oluşması,
-Kınalı Adada Kaçak Motor İskelesi,
-Büyükada’da Lido Oteli inşaatı,
-Adalarda turizm- ticaret fonksiyonlarının fazlaca söylenir olması,
gibi açıklamalar Adalarda artık kentleşme görüntüsünün başlangıç sancılarının oluştuğunu belli ediyordu.
Adaları kullanan bir İstanbullu
olduğumu daha önceki yazılarımda belirtmiştim. Denize girmek için sık sık
gittiğim Kınalı Adada bu söylenenlerin doğruluk derecesinin yüksek olduğunu
tespit ettim. Hatta az bile olduğunu ifade edebilirim. Ayrıca bütün sahilin şezlongculara
teslim edilmesi dolayısıyla artık deniz kıyılarının paralı plaj haline
sokulduğu da açıkça anlaşılabilmektedir.
Şezlonglar
.Yaz mevsimlerinde, özellikle pazar günleri bu İlçemize o kadar çok insan gelmektedir ki, bu insanlar sokak içlerine kadar yayılarak oturabilmekte, Ada halkının evlerinin kapı içlerine bile yaygı sererek piknik yapabilmektedirler.
Aslında sahilde eskisi gibi sakin
oturup temiz hava almak artık anılarda kalmıştır. Zira İskeleye yanaşan veya
yanaşmak için sıra bekleyen yolcu motorlarının gürültüsü, görüntüsü ve egzoz
gazlarının kokusu insanı gerçekten çok rahatsız etmektedir. Adalılar bu yolcu
motorlarını denizin minibüsleri olarak adlandırmışlar. Sokaklarda gezinti yapıldığında
ise fazlalaşan motorlu araçların egzozu, özellikle pazar günleri biriken çöpler
dolayısıyla hoş bir ortam oluşmadığı tespit edilebilmektedir.
Motorlu Araç
Zira aslında konu 2008 yılında
Adalar için konan vizyonlarla ilgilidir. Bu vizyonlara göre, yıllardır İstanbulluların
milli park, Adalıların sayfiye yeri, plancıların günübirlik dinlenme yeri olarak
kabul ettiği Adalar bundan sonra kentleşecektir. Üstelik önlem almakta
gecikilirse çarpık kentleşecektir.
Adalarda Bu Görüntüler Kaybolmamalı.
İlk önlem ise özellikle yaz mevsiminde buraya denize girmek için gelen insanların sayısını azaltmak olmalıdır. Bunun için de ana karadaki sahillerin bu insanlar tarafından kullanılması sağlanabilmelidir. Daha sonra Adalar için düşünülebilecek diğer önlemler ele alınmalıdır.
Bağdat Caddesi ve Modadaki
köşkler, Yeldeğirmenindeki cumbalı evler nasıl yok olduysa Adalardaki
köşklerinde yok olabileceğini düşünmek gerekir. Adalardaki yapı stokunun bugün
bile kamu hizmetlerine yeterli olmadığı düşünülürse yakıştırılan vizyonlarla
gerçekleştirilecek yeni yerleşime hiç yeterli olmayacağı çok açıktır. Yani,
düşünülen vizyonlara göre her adada yeni yapılaşmaların kaçınılmaz olduğu öne
sürülerek dönüşümler yapılmak istenebilecektir.
Yıllardır ilk defa bu yıl
Adalardan keyif alamadığımı itiraf etmeliyim.
08 Aralık 2009 tarihinde Adalar Belediyesi
ile TMMOB’a bağlı, Mimarlar Odasının da içinde bulunduğu, 9 Meslek Odası arasında yapılan ‘Sağlıklı
Kentleşme, Nitelikli Yapılaşma, Kültürel, Tarihi ve Doğal Çevre Değerlerinin
Korunarak Geliştirilmesi İçin Ortak Mesleki Denetim ve Teknik İşbirliği
Protokolü’ imzalanmıştır. Bu protokolün Amaç Maddesinde ‘Adalar İlçesinin
tarihi, doğal, kültürel ve çevre zenginliğini korumak ve geliştirmek
hedeflenmektedir’ cümlesi yer almaktadır.
Deniz yolu ile ulaşılabildiği
için gözden ırak olan bu İlçe, Temsilciliğimizin sınırları içersinde
bulunmaktadır. Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Anadolu 1. Bölge Temsilciliği
olarak bu konuda sorumluluk duymaktayız. Bunun gereği olarak Temsilciliğimiz tarafından
Büyükadada inşa edilmek istenen Lido Oteli Projesine sadece yasal zorunluluk
olan sicil durum belgesi düzenlenmiş, proje denetimi yapılmamıştır.
Adalar İlçesi İstanbul’un Milli
Parkı ilan edilmelidir. Adalar için düşünülen her projede yetkili, yetkisiz her
kesim bu bilince varmalıdır.
ARİF ATILGAN Eylül 2010 Mimarlara
Mektup
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder