Köşe Yazısı
MİMARLAR ODASI VE
BEN
Mimarlar Odası ile tanışmam
1960’lı yılların sonlarında olmuştur. Henüz öğrenciydim. Maçka’daki Maden
Fakültesi Konferans Salonu’nda yapılan genel kurula gitmiştim. Salon dolu
sayılırdı. Sanırım ülkedeki mimar sayısı en fazla 3000 idi. Hocalarımızı ve
tanınmış mimar büyüklerimizi görmek heyecan vermişti bana.
1970 yılında okulu bitirir
bitirmez kaydımı yaptırmıştım. Sicil numaram 3796 idi. Henüz askere bile gitmeden.
İş-güç zaten yoktu. Ama olsun. Gururlanmıştım.
Sonraki yıllarda zaman zaman
Oda toplantılarına katılır, katılmaktan da keyif alırdım. Açık söyleyeyim.
Tanıdık kimseye de rastlamazdım. Bu şekilde yıllar geçti.
2000 yılında beni Kadıköy’e
yönetici yapmak istediler. İki zıt gurup ortak liste yapıyorlarmış. Kendileri
ikişer kişi ile katılıyorlar, beşinci kişi olarak beni önermişler. İki taraf ta
adımı duyunca sevinçle ‘Olur’ demişler. Ret etme şansım yoktu. Kabul ettim.
Daha sonra Başkan oldum.
İstanbul Şubesi’nde yönetici oldum. Ayrıca hem Mimarlar Odası’nda hem TMMOB’de
önemli sıfatlara sahip oldum. Diğer yandan Kadıköy Belediyesi’nin Kent
Konseyi’nin Kurucu Başkanı da oldum. Birçok kurum kuruluşta önemli görevler
aldım. Açık söyleyeyim. En tepelere de gelebilirdim. Ama ben İstanbul’dan
ayrılmak istemiyordum. Hırsım yoktur.
On yıl yöneticilik yaptım. Hep
genel kurullarda seçilerek... Merkez Denetleme Kurulu’nun bütün
denetlemelerinde Şahsıma ve Yönetim Kuruluma teşekkür edilmiştir. Hep
gönüllükle hizmet ettim. Yani karşılıksız. Beş kuruş almadan. Cebimden
harcayarak.
Etrafa bakmadım. Kendi işime
baktım. Asla hiçbir yanlış yapmadan…
Son yıllarımda bir tuhaflık
hissetmeye başladım. Detaylara girmek huyum değildir. Sadece bana karşı eski
ilginin zayıfladığını gördüğümü ifade etmek isterim. Bu arada Kadıköy
Belediyesi’nde de benzer davranışlar hissettim. Sanırım birlikte hareket
ediyorlardı. İlk genel kurulda katı davrandım. Uyumlu olmadım. Listeme şunu
bunu almadım. Kazanırdım da. Kaybettim. Akşam Oda yemeğine gitmedim. Liste
arkadaşlarımla mahallemin meyhanesine gittik. İçimizi döktük.
Kadıköy Kent Konseyi’nde de
aynı davranışta bulundum.
Rahatlamıştım. Karşımdakilerin
de artık rahatlayacağını umuyordum. Yanılmışım.
Mimarlar Odası’nın içi ile
ilgilenmiyorum. Bazı kişiler benim için artı-eksi sıfır değerinde. Ancak şunu
söyleyeyim. Mimarlar Odası’nın kurumsal kimliği saygındır. Toz kondurmam.
Geçtiğimiz günlerde yaşadığım
bir olay bu yazıyı yazmama sebep oldu. Bir panele konuşmacı olarak davet
edildim. Bazı kişiler engellemek istemişler. Ben kürsüdeydim o gün. Onlar
yoktu.
Yazının başında, 1968-1969’larda
Ülkedeki mimar sayısı 3000 civarı iken İstanbul Şubesi’nin genel kurulunda Maçka
Maden Fakültesi büyük salonunun neredeyse dolduğunu yazdım. Bugün, 2025’te ülkedeki
mimar sayısı 100000’e dayanmıştır. Son yıllardaki genel kurullarda salondaki
katılımı gidenler yazsın. Bildiğim kadarıyla bir liste 42 kişi. Görevi bırakan ve
göreve talip olan liste veya listelerdeki mimar sayısını hesap edin.
2024. Mimarlar Odası İstanbul Şubesi Genel Kurulu. 25-30 Kişi Sayılabiliyor.
Elli beş yıl önce üye olduğum
Odamdan istifa ettim. Halbuki o günkü amacım ölünceye kadar üyeliğimin devamı
idi…
ARİF ATILGAN 2025 MAYIS
O tarihte Genel Kuruldan
sonra yaptığımız açıklama:
https://www.arkitera.com/haber/kadikoyde-genel-kurul-tartismasi-devam-ediyor/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder