Kent Hafızası
TİPİTİP RAMAZAN
1970’li yıllar… Kadıköy’de çay
bahçelerinin moda olduğu dönem… Hepsi, ilkbaharın
kendini hissettirdiği mart ayından itibaren açılmaya ve de dolmaya başlar.
Onu önce Fenerbahçe’deki çay
bahçelerinde sonra Moda’da görmeye başlamıştım. Daha sonra Kadıköy Çarşısında
ve de her yerde...
Çiklet satardı. Tipitip
çikletleri. Dolaşırken ikinci İ harfini uzatarak bağırırdı. Tipiiitip...
Sonraları o kadar tanındı ki Kadıköy’de… Bağırmayı da bıraktı. Adı Ramazan’dı.
Giderek Tipitip Ramazan olarak bilinmeye başladı. Kısa boylu, saf ve sempatik bir
gençti. Sevilirdi. Herkes Onu tanırdı ama O da herkesi tanırdı. Bu sebepten
kimi görse yanına gelir, sohbet ederdi.
Ondan dinlemiştim sanırım.
Caferağa’da bir pasajda yatıp kalkıyormuş. O pasajdaki Berber Caco Ona sahip
çıkıyormuş.
Ramazan Fenerbahçeliydi. Üzerinde
her zaman Fenerbahçe’nin renkleri olan sarı-lacivert giysiler olurdu. Takımın
antrenmanlarını da maçlarını da kaçırmazdı. Hepsine giderdi bildiğim kadarıyla.
O yıllarda maçlar çok pahalı sayılmazdı ama nasıl gittiğine şaşırırdım. Sanırım
birileri sokarmış içeri.. Her rastladığımızda takımın durumunu anlatırdı. Oyuncular
hatta idareciler bile tanırdı Onu.
Çiklet çiğneme alışkanlığım
yoktur. Ama Onu görünce 1-2 paket alırdım. ‘Ramazan, sen beni çiklet çiğnemeye
alıştıracaksın.’ Derdim.
O Fenerbahçeli Tipitip Ramazandı. Ta ki o güne kadar…
Ramazan Çiklet Satarken
Kadıköy Çarşıda rastlamıştım.
Alışkanlıkla ‘Fenerden ne haber?’ dediğimde verdiği cevap şaşırtıcıydı. ‘Artık
kendi Bağ-Kur’uma bakacağım.’ Belli ki hasta taraftarlığı bırakmıştı.
Onu seven bir Kadıköylü durumuna
el koymuş. Önce Bağ-Kur kaydını bulmuş. Düzenli olmasa da eski ödemelerini
ortaya çıkarmış. Bağ-Kur, SGK hepsini toparlamış. Sanırım o cümleyi de O
kurmuş. ‘Sen önce Bağ-Kur’una bak. Futbol doyurmaz seni.’ Ramazan da
‘Bağ-Kur’uma bakacağım’ demeye başlamış. Ogün Onun değiştiğini hissettim.
‘Bağ-Kur’uma bakarım’ sözünü uzun
süre arkadaşlarımla aramızda kullanmıştık. Gereksiz şeylerle uğraşanlara bu
sözü söylerdik.
Bir süre sonra Ramazan
ortalıkta görünmemeye başladı. Uzun zaman sonra Kadıköy’de Ona rastladım.
‘Hayrola Ramazan. Gözükmüyorsun ortalıkta’ demiştim. Anlattıklarından anladım
ki bir huzurevine yatırılmış. Maltepe’de…
Belli ki Ramazan’a bir
hayırsever sahip çıkmış. Bağ-Kur, SGK primlerini derleyip toparlamış. Onun
emekli olmasını sağlamış. Sonra da Onu bir huzurevine yatırmış. Maltepe’de
Darülaceze’ye ait bir huzurevi vardır. Kesin bilmiyorum ama sanırım oraya…
Özeller ücretsiz almazlar çünkü.
Geçtiğimiz yıl da görmüştüm
Onu. Yine Çarşıda. Bu sefer uzaktan bakıştık sadece. Bırakın konuşmayı
selamlaşmadık bile. Çünkü Çarşıda Çarşılık kalmamıştı. O da Ben de yabancı
gibiydik Kadıköy’de artık. Ne ilgisi var? Demeyin.
Kadıköy şehir olmaktan çıkmış
kent olmuştu. Biz de şehirli olmaktan çıkıp kentli olmuştuk sanırım.
ARİF ATILGAN 2024 MART
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder