KADIKÖY’DE
BELEDİYE BAŞKANI OLSAYDIM…
Arif Atılgan
Neler yapardım?
Yanlış anlam
çıkarılmasın.. Kadıköy’de Mimarlar Odası Başkanlığı yaptım. Kent Konseyi’nin
ilk seçilmiş başkanı oldum. STK’larda görev aldım. Kadıköy’le ilgili birçok
çalışma içinde bulundum. 2009 yerel seçimlerinde DSP’den Kadıköy Belediye
Başkan Adayı idim.. Kadıköy için bir şeyler söyleme hakkımın olduğunu
düşünüyorum.
Yönetimsel konularda:
-Kent Konseyini iptal
ederdim: Bu kurumlar kendine ait bütçesiyle özerk hale getirilmedikten sonra
yararlı iş yapamamaktadırlar. Ülkemizde Kent Konseyleri 1-2 örneğin dışında
Belediyesine iltifat eden kurumlar olmaktan öteye gidememişlerdir. Hâlbuki görevleri,
Belediyesine önce eleştiri sonra öneri ve iltifat yapmaktır. İyi çalışan Kent
Konseyi Başkanını Belediye Başkanı gördüğünde gerilmeli, hatta sinirlenmelidir.
Gerektiği gibi çalışan Kent Konseylerinin önce başkanı sonra kendisi alaşağı edilir.
-Mahalle Gönüllüleri:
Onları şu anda yaptıkları işlevlerinin yanında daha genişleterek Mahalle
Dayanışmaları haline dönüştürürdüm. Serbestçe çalışmalarını, belli periyotlarda
Belediyeye öneri, eleştiri, iltifat raporlarını yazmalarını sağlardım. Onların
temsilcileriyle Kadıköy Gönüllüleri veya Dayanışmasını oluştururdum. Katılımcı demokrasiyi bu şekilde oluştururdum.
-İnsanlarla iletişim:
Seçilen kişilerce yönetilen en küçük kurum apartmanlardır. Apartman yöneticilerinin
ayda bir toplanıp mahalle muhtarına, muhtarların da ayda bir toplanıp
belediyeye rapor yazmalarını sağlardım. Ayrıca muhtarlar ve STK temsilcileriyle
ayda bir toplantı yapardım. Bu şekilde yaşayan insanların her birine
ulaşabilmiş, isteklerini öğrenebilmiş olurdum.
Belediye Binasında
mimari düzenleme olarak:
Seçilen kişi olan
Başkanın odasını en alt katta en kolay ulaşılır kılardım. Sonra Başkan
Yardımcıları, müdürler vs.. Alışılanın aksine zor ulaşılanları alt katlara,
kolay ulaşılanları üst katlara çıkarırdım. Vatandaş seçtiği kişiye kolay ulaşmalıdır.
Genel prensip olarak:
Öncelikle Kadıköy’ün
Avrupa yakasındaki Suriçi bölgesinden daha eski yerleşim olduğu ana fikriyle
hareket ederdim. Bu anlamda tamamen tersine uygulamalar olan ve Kadıköy’ü
Kadıköy olmaktan çıkaran alttaki projeleri yok sayardım.
1-Kadıköy Tarihi
Çarşı Canlandırma Projesi,
2-Yeldeğirmeni
Canlandırma Projesi,
3-Fikirtepe Kentsel
Dönüşüm Projesi,
Uygulama olarak:
-Kadıköy’de günümüze
kalmış tüm tarihi eserleri tespit eder, hepsini korumaya alırdım.
-Başta Moda ve
Yeldeğirmeni olmak üzere Kadıköy’ün her tarafının mahalleleriyle var olduğunu
anımsatacak uygulamalar yapardım.
-Kadıköy Tarihi Çarşı
alanı Muvakkıthane Caddesi ve Uzerlik Sokakla Söğütlüçeşme Caddesi arasında
kalır. Buradaki yeme-içmecileri üst katlara çıkarır, alt katlarda tekrar çarşı
esnafının oluşmasını sağlardım.
-Kadıköy Tarihi Çarşı
ve Yeldeğirmeni’nde yeme-içmecilerin bulunacağı alan ve aksları belirlerdim.
Böylelikle sokak içlerinde tekrar iskân alanlarını oluşturur, mahalle
yaşantısını geri getirirdim.
-Otopark sorunu için
öncelikle insanların toplu ulaşım araçlarıyla seyahat etmelerini sağlardım.
Ayrıca özel teşebbüs tarafından belli sokaklarda belli sayıda parsele rampasız kat
otoparkları yapılmasına izin verirdim.
-Pazaryerlerindeki pazarcıları
mobil hale sokardım. Eski Migros arabaları gibi gezici dükkân haline getirilmiş
minibüs, kamyonet, kamyonların kullanılmasını sağlardım. Belediye olarak denetim
ve seyyar WC anlamında katkıda bulunurdum. Dolayısıyla ipler, çadırlar,
pazarcıların çevreye park ettiği araçlar olmazdı.
-Kadıköy’ün ilk
tramvay geçen semti Yeldeğirmeni’ne, Moda’daki gibi Kadıköy’den ring yapan
tramvay koyardım. Böylelikle iki tarihi semtte çalışan tramvaylar ulaşıma
katkıları kadar eski Kadıköy’ü de anımsatırdı.
-Kuşdili’ni eski
tarihi kimliğine çevirir çayır yapardım. Dolayısıyla Kadıköy merkezdeki birçok
mahalle için bir nefes alma alanı oluşurdu.
-Bağdat Caddesi çevresinde
oturanlarla konuşarak her tarafın şantiyeye dönmesini engelleyecek çözümü
üretirdim. Ayrıca burayı ‘Cadde’ yapan Mimar Melih Koray’ın binalarını korumaya
alırdım.
-Fikirtepe’de bütün
tarafların fikrini alarak çözüm üretir, üretilen çözümü itirazsız
uygulardım.
-Ayrılık Çeşmesi ve
Lâdikli Ağmed Ağa Çeşmesi restorasyonlarını özellikle namazgâhları açısından
yeniden yapardım.
-TAK olarak kaçak
kullanılan Özen Sineması binasını önce mühürler, sonra restore ederdim. Tekrar
sinema haline getirip Özen Sineması adıyla Yeldeğirmenlilerin, tiyatrocuların,
sinemacıların hizmetine sunardım.
-Ayrılık Çeşmesi
sokağını yasal hale sokar, tüm evlerin kurallara uygun restore edilmesini
sağlardım.
-Tarihi Kadıköy
İskelesinin restorasyonunu yeniden yaptırır, tarihi Kayık İskelesini tekrar inşa
ettirirdim.
-Kadıköy’ün
sahillerinde insanların denize girebileceği düzenlemeler yapardım. Dolayısıyla
kıyı dolgu alanının sadece piknik alanı olmadığını göstermiş olurdum.
-Bahariye Caddesinin
tekrar sinemalar caddesi olmasını sağlardım.
-Caferağa Spor
Salonunu ve Barış Manço Kültür merkezini yıkarak o arsaya Kadıköy’ün AKM sini
inşa ederdim.
-Eski Hal binasını
kütüphaneye çevirttirir, alttaki dükkânları kitapçılar çarşısına dönüştürürdüm.
-Kadıköy-Haydarpaşa
arasındaki kıyı alanını yeniden düzenlettirir, deniz kıyısını boşalttırırdım.
-İmar planlarını
sabitler, parsele özel tadilat yaptırmazdım.
-Altıyol’daki Boğa
Heykelini insanlardan korunaklı hale getirirdim. Olamıyorsa replikasını
koyardım.
-Her yılbaşında açık
havada yeni yıla giriş etkinliği düzenlerdim. Dolayısıyla insanlarda bir
Kadıköy anısı oluşmasını sağlamış olurdum.
Özet olarak Kadıköy’ün
tarihi kimliğini öne çıkarır, eğlence-ticaret fonksiyonlu bir alan olmasını
engellerdim.
ATILGAN BLOG ARİF
ATILGAN OCAK 2019