Mimarlara Mektuplarım
ÖZEN SİNEMASI
Arif Atılgan
Aşağıdaki satırlar aynı başlıkla
2007 yılında basılmış olan YELDEĞİRMENİ kitabımın 46. Sayfasında yer
almaktadır:
‘Kadıköy’de ilk sinema ve
tiyatro gösterileri, Halid Ağa Caddesi’nin yanındaki Mısırlıoğlu ve Zamboğlu
Bahçelerinde yapılmıştı. Dik yokuş olan Yavuztürk Caddesi’nden Halit Ağa
Caddesi’ne çıkarken sol taraf Mısırlıoğlu adında bir Ermeni’ye aitti. Bu
kişinin ölümünden sonra mirasçıları gelir elde etmek için bahçeyi sinema ve
gazino işletmecilerine kiraya vermişti. Halid Ağa Caddesi ve Söğütlüçeşme
Caddesi arasında kalan bu geniş alandaki Mısırlıoğlu Malikânesi’nin geniş
mutfağı ve ahırı bir süre sinema olarak kullanılmıştı.
Mısırlıoğlu’nun arazisinin hemen yanında
bulunan bu günkü Bayramyeri Sokak’tan Altıyol’a kadar olan alan ise Zamboğlu
isimli bir Rum bankere aitti. Bu alan da Zamboğlu’nun mirasçıları tarafından
sinema ve gazino işletmecilerine kiraya verilmişti. Yazlık sinema olarak
kullanılan bu alanda, daha sonraki yıllarda ise Bayramyeri kurulmaya
başlanmıştı.
Kadıköy’de ilk sinema binası ise
yine 1900 lü yılların başında inşa edilen Apollon Tiyatrosu’dur.1930 yılında
Hale Sineması ismini alan bu binada 1920 de ilk Türk Kadın Tiyatro Sanatçısı
Afife Jale sahneye çıkarılmış ve oyun sonunda arka kapıdan kaçırılmak zorunda
kalınmıştı. Zira o yıllarda halk bu konuda tepkiliymiş. İlk ismi Febüs olan
Apollon Tiyatrosu’nun binası 1961 yılında yıkılmış, yerine Reks Sineması inşa
edilmiştir.
Apollon Tiyatrosu ile birlikte
Kadıköy’de 2 sinema binası daha hizmet vermekteydi. Birisi Kuşdili Çayırı’nda
bir müddet Tramvay Deposu, daha sonra İtfaiye Binası olarak kullanılan
hangardaki Kuşdili Sineması, diğeri ise Yeldeğirmeni’nde Duatepe Sokağı’nın
tren yoluna bitişik kenarındaki Yeldeğirmeni Sinemasıydı.
Yeldeğirmeni Sineması Duatepe Sokak boyunca,
geceleri ışıklı ampullerini yakarak semte renk verirdi. Her ne kadar kitaplarda
“ahır gibi, hangardan bozma” benzetmeleri ile tarif edilse de Yeldeğirmeni
Sineması, içinde balkonu ve locaları olan bir sinema binası idi.
Kitaplar Yeldeğirmeni, Kuşdili ve Apollon (Hale) Sinemalarını Sroçkin
isminde bir Rus Yahudi’sinin işlettiğini yazmaktadır. Sroçkin, tasarruf
amacıyla tek film makarasını üç parçaya bölerek, bu üç sinemada matine saatlerini
de ayarlayarak film oynatmaktaymış. Aralarda film makaralarını bir çocuk
koşarak diğer sinemaya yetiştiriyor, ancak bu çocuk bazen sokakta oyuna dalıp
geciktiğinde ise aralar uzayabiliyormuş. Ayrıca o zamanlarda Anadolu Yakası’na
henüz elektrik gelmediği için, bu sinema elektriğini kendilerine ait bir dinamo
ile elde ediyormuş. Diğer sinemalar gibi burada da bir motor dairesi
bulunmaktaymış. Özellikle Sroçkin sinemayı devrettikten sonra motor ve dinamo
eskimiş, gereken onarım yapılmamıştı. Bu sebepten sık sık motor arıza yapar
filme ara verilirmiş. Böyle zamanlarda motor dairesinde çalışan genç ise
fırsatı kaçırmaz, genellikle alamadığı haftalığını alabilmek için kapris
yaparmış. Seyircilerin yalvarmaları ile alacağının bir kısmını tahsil eden bu
delikanlı arızayı giderir, önce sinema aydınlanır, biraz sonra film tekrar
oynamaya başlarmış.
Daha sonra Özen Sineması adını alan Yeldeğirmeni Sineması 1970 li
yıllara kadar semte hem hizmet hem de canlılık vermiştir. Zamanın en iyi ve en
tercih edilen filmleri, sessiz film devrinden başlayarak, bu sinemada
sinemaseverlere gösterilmiştir.
Bir yıldır Yeldeğirmeni için bazı kurtarma-yenileme projelerinden,
çalışmalarından bahsedildiğini duymaktayız. Bu tip çalışmalarda genellikle
mülkler el değiştirir, bir tiyatro dekoru gibi sokaklara renkli taşlar döşenir,
binalar güzelleştirilir ama o yerleşime bambaşka bir sosyal yapı, kültür ve
fonksiyon yerleştirilir. Bu arada gözden kaçmış tescilsiz binalar ise bir anda
yok edilir. Bildiğim kadarı ile Özen Sineması’nın da henüz tescili yoktur.
Endişem bir gün bu sinemanın ortadan kaldırılıp yerine yeni bir apartman
yapılma olasılığıdır.
Özen Sineması bugün bir afiş-tabela atölyesi
olarak kullanılmaktadır. Kuşdili’ndeki orijinalliğini kaybetmiş Tramvay Müzesi
Binasını saymaz isek Özen Sineması Binası, Kadıköy’ün günümüze kalmış en eski
sinema binasıdır. Halen içindeki balkonu bile yerinde duran bu bina küçük bir
elden geçirme ile tekrar eski esas işlevine döndürülebilir.
Benim çocukluğumda, diğer bütün semt
sinemaları gibi Özen Sineması da zaman zaman semt insanlarının bazı
şakalaşmalarına sahne olabilirdi. Örneğin: Semtin iki ünlü alkol bağımlısından
biri olan Gazcı lakaplı İhsan’ı arkadaşları ikna ederek sinemaya götürürlerdi.
Ancak ışıklar sönüp ortalık kararınca Gazcı’nın karanlıktan korkması ve
bağırarak Sinema’dan kaçması onları eğlendirirdi.
Ayrıca 1960 lı yıllarda Fenerbahçe Spor
Kulübü’nün bazı Genel Kurullarının Özen Sineması’nda yapılması da bu sinema ile
ilgili anılarım arasındadır.
Ben Yeldeğirmeni’nde büyümüş, bu sinemada Tarzan, Ben-Hur, Susuz Yaz,
Senede Bir Gün, Vurun Kahpeye gibi birçok ünlü filmi seyretmiş bir kişi olarak
bu binanın tekrar sinema olmasını o kadar çok isterim ki…’
Özen
Sinemasının Eski Görünüşü.
Mimarlara Mektup dergisinin Ocak
2010 sayısında da küçük bir eklenti ile yayınlanmış olan bu yazı ile Özen
Sinemasını tanıtmak ama daha çok bu binanın günümüze kalmış Kadıköy’ün en eski
sinema binası olduğunu vurgulamak istemiştim. O tarihte henüz tescili olmayan
binanın daha sonraki serüvenini yazmak istiyorum.
Vakıflar Genel Müdürlüğü İstanbul
2. Bölge Müdürlüğünün mülkiyetinde olan binada 2010 yılının daha sonraki
aylarında bazı inşaat faaliyetleri olduğunu görmüş ve o yıllarda başkanlığını
yaptığım Mimarlar Odası Anadolu 1. Bölge Temsilciliği olarak 5 Nolu Kültür
Varlıklarını Koruma Bölge Kuruluna başvuruda bulunmuştuk. Özel bir firmaya
kiralandığını duyduğumuz binada tadilatlar yapılmaktaydı. Bu başvuruda hem
inşaat faaliyetlerinin durdurulmasını hem de Özen Sinemasının korunması gereken
kültür varlığı olarak tescil edilmesini talep etmiştik. Nitekim ilgili kurul
taleplerimizi uygun görmüş hem inşaat faaliyetlerini durdurmuş hem de 26. 08.
2010/ 2753 Karar Tarih ve No su ile Özen Sinemasını tescil etmişti. Ancak bina
kiracının yaptığı tadilatlı şekli ile kalmıştı.
Özen
Sinemasının 2010 Yılında Yapılan Tadilat Sonrası Görünüşü.
2013 yılında ise bu sefer tescil
edilmiş olan binada tekrar inşaat işlemleri olduğu görülmüştür.
Araştırıldığında bu sefer binanın başka bir şirkete kiralandığı öğrenilmiştir.
Bina 5 Nolu Kurula rölöve- restitüsyon- restorasyon projelerini onaylatmaksızın
yapılan tadilat çalışmaları ile yeni bir şekle bürünmüştür.
Özen
Sinemasının 2013 Yılında Yapılan Tadilat Sonrası Görünüşü
Diğer yandan TAK ( Tasarım Atölyesi Kadıköy) isimli bir atölyenin burada çalışmalara başladığını öğrenmekteyiz. Nitekim 04 Nisan 2013 tarihinde bu Atölyenin açılışı da yapılmıştır. İlgilenenler TAK’ın bileşenlerini ve Özen Sinemasındaki Vakıfların kiracısını araştırıp öğrenebilirler. Ben konuyla ilgileniyorum.
Özen Sinemasının eski fotoğrafına
ve Pervititch Haritalarındaki planlarına bakıldığında binanın demiryolu
tarafındaki eklentisinin sonradan eklendiği belli olmaktadır. Ancak hem 2010
yılında bina tescilsiz iken hem de 2013 yılında bina tescilli iken bu eklenti
yapının içersine alınmıştır. Ayrıca Kadıköy Belediyesinin WEB Sitesindeki
planlarda bina ile demiryolu arasında sokak olduğu görülmektedir. Bu sokağın da
henüz kamuya açılmadığı görülmektedir.
1937
Yılı Pervititch Haritası Ve 2013 Yılı İmar Paftasında Özen Sineması.
Özen
Sineması Ok İşaretli Elektrik Direğinde Bitiyor, Sonraki Bölüm Yol Olarak
Görünüyor.
Paris’in Montmartre mahallesinde
1800 lü yılların sonlarında yaşamış ünlü ressam Henri de Toulouse- Lautrec’in
atölye olarak kullandığı evi de Özen Sineması gibi mimari değeri olmayan bir
binadır. Hatta tarz olarak ikisi birbirine çok benzemektedir. Ancak Lautrec’in
evini hiçbir özgüven eksikliğine kapılmadan aslı gibi korumuşlar ve müze
yapmışlar.
Montmartre’da
Ressam Henri de Toulouse- Lautrec’in Evi.
Özen Sineması en üstte bulunan
fotoğraftaki gibidir. Üstteki iki büyük ferforje, üzerlerine gelecek saçak ile
altındaki film afişlerini korumak içindir. Giriş katının iki yanındaki küçük
pencereler gişeler, üst katın ortasındaki yan yana iki küçük pencere ise makine
dairesidir. Eski halini gösteren fotoğraf ile sokulan yeni hali arasında en
ufak bir benzerlik yoktur. Ayrıca içersinde neler yapıldığını da
bilememekteyiz. Bu sinema günümüzde küçük sinema salonlarının arandığı bir dönemde
tekrar sinema haline getirilmelidir. Ayrıca tiyatrocuların salon aradığı bir
zamanda tiyatro olarak ta kullanılabilinir.
Bugün Özen Sinemasına en
yapılmaması gereken davranışta bulunulmaktadır. Bina boş bulunmuş bir mekân
olarak değerlendirilmektedir. Aslında eskisi gibi sinema haline getirilip TAK
olarak ta kullanılabilinir.
Vakıflar Genel Müdürlüğü sahip
olduğu eski eserlerin değerlerini bilerek onların kullanılmalarını
sağlamalıdır. Bu yazıyı yazmaktaki amacım Özen Sinemasının eski haline
getirilmesi için kentine sahip çıkan tüm kişi ve kuruluşların konudan haberdar
olmalarını sağlayabilmektir.
İnanıyorum ki Özen Sineması eski
kimliğine kavuşturulacaktır.
ARİF ATILGAN MİMDAP MAYIS 2013