MALTEPE’NİN
GEÇMİŞİ
Arif Atılgan
Maltepe’ye, define
bulunan tepelerinden dolayı bu isim verilmiş. Bölge, zaman zaman buradaki
Bizans’ın yazlık sarayı Bryas adıyla da anılmış. 1329 yılında 3. Andronikos ile
Orhangazi’nin meydan savaşı yaptığı Pelakanon’un, Cevizliden Eskihisar’a kadar
uzanan alanın adı olduğu düşünülmelidir.
Maltepe’den daha eski
yerleşim olan Başıbüyük Köyünün geçmişi 1300 lü yıllardaki Orhan Gazi dönemine
kadar uzanır. Burada tarihi ayazma, manastır, cami gibi değerli eserler
bulunmaktadır.
Fatih Sultan Mehmed’in
Hünkâr Çayırında öldüğü yazılmaktadır. Hünkâr Çayırının da Başıbüyükten
Gebze’ye kadar uzanan bir çayır olduğu düşünülebilinir.
Bugünkü Maltepe’nin
somut tarihi, Kazasker Feyzullah Efendi ile başlıyor. Feyzullah Efendi 1728-1729
yıllarında Maltepe sahiline Kayışdağı’ndan künklerle su getirmiş ve adının
verildiği çeşmeyi yaptırmıştır. Ayrıca adını taşıyan camiyi ve hamamı
yaptırmış. Maltepe’nin, 1750 li yıllarda Rumeli Kazaskerliği ve iki defa
Şeyhülislamlık yapan, Feyzullah Efendinin çiftliği olarak kurulduğu belli
olmaktadır.
1872 yılında
Haydarpaşa-Pendik arasına tren yolu döşenmiş. Maltepe İstasyonu ile Beşçeşmeler,
Feyzullah Camii civarındaki yerleşim yoğunlaşmıştır. Maltepe’ye daha sonraki
yıllarda iskele yapılmış, denizden ulaşım da sağlanmıştır. İskelenin daha çok
Maltepe’deki tarım ürünlerinin Adalara nakli için yapıldığı belli olmaktadır.
1901 yılında Maltepe’de
Süreyya İlmen’in izleri görülür. Şimdiki E5 ten Başıbüyük tepesindeki hastane
binalarının üzerine kadar olan Maltepe ve Başıbüyük köyleri arasındaki 7-8 Bin
Dönümlük Narlı Çiftliğini zamanın Milli Eğitim Bakanı Zühtü Paşadan satın alır.
Burada sulama işleri için bent, havuz yaptırır. O yıllarda Haydarpaşa’da
şimdiki Marmara Üniversitesi binası olan Tıbbiye binası inşa edilmektedir.
Tıbbiyenin İtalyan mimarları Alexandre Vallaury ile Raimondo D’arancodur.
Süreyya Bey Başıbüyük’te askeriyeye inşa ettirdiği okulun ve caminin
projelerini bu mimarlardan Vallaury’ye hazırlatır. Buradan Büyükbakkalköye ve
Alemdağına yol açtırır. Kendine yaptığı köşkün yanındaki kaynak suyuna ayazma
yaptırırken çıkan eski duvarı temizleyince bir manastır kalıntısı ortaya çıkar.
Rumlar her yıl burayı ziyaret ederler, giderken Sultan Hamid’e dua edip Süreyya
İlmen’e ‘yaşa’ anlamında Zito Süreyya Paşa diye tezahürat yaparlarmış. Süreyya
Bey ormandan E5 çevresine kadar olan ovalık alanı ise parselleyip satar.
Çiftlikten beklediği verimi alamayınca alanı çam ve zeytin ormanı haline getirir.
Süreyya İlmen’in Yaptırdığı Cami.
1908 yılından önce
Maltepe’yi içine alan Kartal ilçesi Üsküdar mutasarrıflığına bağlı sancaktır.
Bu tarihten sonra İstanbul iline bağlı ilçe olur. 1919 tarihli bir plandan anlaşıldığına göre, bu tarihlerde İstasyonla Dragos Tepesi arasında Maltepe Milli Müdafaa İskelesi adlı demiryolu iskelesi yapılmıştır.
Maltepe’de somut
yerleşim 1924 mübadelesinde Yunanistan’dan gelenlerle olmuş. Maltepe’nin her tarafına yerleştirilen
mübadiller aslında Maltepe’nin ilk yerleşik düzenini oluşturanlar olmuşlardır.
1928 yılında Maltepe’de
müstakil belediye kurulmuş. Aynı yıl Beşçeşmeler Meydanında bulunan havuzlu
park çevresindeki tarihi Feyzullah Camii yanmış. Günümüzde, Caminin yerinde
binalar bulunmaktadır.
1946 yılında Süreyya
Paşa, Süreyya Plajının açılışını yapar. 1951 yılında Başıbüyükteki arazisinin
1800 dönümünü SSK ya hibe eder, 1952 de burada açılan Göğüs Hastalıkları
Hastanesine Onun adı verilir. 1959 yılında Semavi Eyice tarafından Bryas
Sarayındaki tarihi kalıntılara dikkat çekilir.
1960 yılında Maltepe
Belediyesi içindeki Küçükyalı bölgesi ayrı belediye olmuştur. Bu yıllarda çevre
hala köy durumundadır. Altıntepe’de Noktadan yukarı çıkıldığında akrabalarımın
oturduğu evin alt katındaki ahırda besledikleri ineklerini bilirim. Çevrede başka
inek koyun besleyenler de bulunurdu. O yıllarda minibüs caddesinin altı ve
çevresindeki parsellere imar çıkarılmış yavaş yavaş yapılaşma başlamıştı. 1963
yılında Belediye Başkanı Erşet Berkman’a ait 63 sineması açılmıştı. Küçükyalı-63
Sineması ile Kızıltoprak-Kent Sineması o zamanın en modern sinemalarıydı. Keşke
oradaki durağın adı yine 63 konsa. 1964 yılında Maltepe İskelesi yakınında cami
olarak ta kullanılmış olan eski kilisenin arsasına şimdiki Feyzullah Camii
yapılmış.
1980 yılında Maltepe ve
Küçükyalı Belediyesi iptal edilerek İstanbul Anakent Belediyesine (İBB) bağlı
Maltepe Şube müdürlüğü haline getirilirler. Maltepe, 1985 yılında Kartal
Belediyesine bağlı Müdürlük yapılmış. 1990 lı yıllarda Bryas kalıntıları bir
İtalyan tarafından araştırılmaya başlanmış. 1992 de Maltepe müstakil belediye
olur. Maltepe ilçesi, Kartal ilçesinden ayrılarak 1992-1994, 1994-1999,
1999-2004 dönemlerinde aynı kişinin Belediye Başkanlığında ANAP lı belediye
olmuş. 2004-2009 döneminde AKP, 2009-2014 ve 2014 den bu yana ayrı Belediye
Başkanlarının olduğu CHP li belediye olmuş. 18 mahallesi bulunan Maltepe’nin
nüfusu 476.806, yüzölçümü 278KM2 dir.
Yörenin eskilerinin
bana anlattıklarının içinde, kış mevsiminde Altıntepe’den Maltepe’ye gitmenin
ıssızlık açısından tehlikeli olduğu, Maltepe’deki değirmene eşekle buğday
götürüldüğü, deniz kıyılarına kadar kurtların geldiği gibi anılar
bulunmaktadır. 1950 lerde yapılan Ankara Asfaltı adıyla anılan E5 yolu yokken,
Köy diye bahsettikleri Altıntepe’deki koyunlarını Başıbüyük çayırlarında otlatırlarmış.
1960 lı yıllara kadar sahilde, şimdiki Küçükyalı Evlendirme Dairesinin
bulunduğu yerde mezbaha bulunmaktaymış. Maltepe mezbaha ve kasaplarıyla bilinirmiş
o yıllarda. Bugünün ünlü bir et lokantasıyla lahmacuncusu ilk olarak buradaki
küçük bir dükkânda işe başlayan Maltepeli ailelerdenmiş. Yaz mevsimine girerken
İsmet İnönü, Dragos Sahilindeki yalıdan yaptığı çivileme ile deniz sezonunu
açarmış.
En ilginci Mağara
olarak bildikleri Bryas Sarayı kalıntısıyla ilgili olanıdır. O yıllarda sadece
geniş bir delik olduğu için mağaraya benzemektedir burası. Çobanlar içeri giden
dehliz deliklerini kapatarak ahır olarak kullanırlarmış. Çocukların da oyun
yeri yaptıkları dehlizlere keçi salındığında, keçinin Başıbüyükten çıktığı
anlatılırmış. Önce abartı gibi gelebilen bu söylentiyi Süreyya İlmen’in
bahsettiği Başıbüyük’teki Manastır kalıntısını düşünürsek ciddiye almak
gerekir. MS 9. yüzyılda Küçükyalıdaki Bryas Sarayının yakınına Styros Manastırının
yapıldığı bilinmektedir. Styros Manastırı alanının Başıbüyük’e kadar
uzandığı akla gelmektedir. Manastır kalıntılarının bu alandaki yüzlerce binanın
altında yok olduğu belli olmaktadır.
Bryas Sarayı yakınında
Küçükyalı Bağdat Caddesinde, Bizans kalıntısı bir lahitin yalak olarak
kullanıldığı, namazgâhlı Akduman Pınarı Çeşmesinden bahsedilir. Yüksek olmayan
dairesel bir duvarın çevrelediği alan içinde bulunan, yanında iki büyük çınar
ağacı olan bu çeşmeden bugün hiçbir iz yoktur. Eski Altıntepelilerden
öğrendiğime göre Çeşme, Bağdat Caddesinin sol tarafında Adnan Kahveci Parkı ile
Elginkan İkokulu arasında, Başıbüyük Köyü ileri gelenlerinden Abdi Ağanın
Bahçesindeymiş. Çobanlar ineklerini, koyunlarını bu çeşmenin yalağında
sularlarmış. İnsanlara geçmişin anımsatılması için buradaki durağın adının
Akduman Pınarı konması iyi olurdu.
Akduman Pınarı Çeşmesinin Bulunduğu Yer.
Görüldüğü gibi
Maltepe’de tarihi eserler iyi araştırılmamış, hatta bazıları önemsenmeyerek
ortadan yok olmalarına sebep olunmuştur. Benim bilgi aldığım eski insanlar
1920-1930 lu yıllarda doğmuşlar. Yani anlattıkları 1950 li yıllar ve öncesine
aittir. Demek oluyor ki tarihi kalıntıların bulunduğu alanlardaki yapılaşma
1960 lı yıllardan sonra gerçekleşmiş. Bu tarihten sonra Küçükyalı, Maltepe,
Kartal Belediyelerinde görev yapan yetkililerin bilerek veya bilmeyerek çok
değerli tarihi eserlerin yok edilmelerine sebep oldukları belli olmaktadır.
Dağver Baba Tekkesinden Kalanlar.
Başıbüyükte Dağver Baba
Tekkesi kaybolmuş, Süreyya İlmenin yaptırdığı cami zor tanınacak halde, okul
ise artık yoktur. Altıntepe’de Nokta durağına adını veren Nokta Taşı henüz
yerindedir. Üzerinde 1232 (1817) tarihi yazan taşın hikâyesi bilinmemektedir.
Ceneviz yapısı olduğu söylense de Beşçeşmelerin tam tarihi bilinmemektedir. Cevizli
Tekel arazisindeki Bizans kalıntılarında kazı yapılmaya yeni başlanmıştır. Bugün
kıyı dolgu alanında kalmış olan Süreyya Plajına ait Bakireler Anıtının içindeki
Venüs Heykelinin de nerede olduğu bilinmemektedir.
Noktada Nokta Taşı.
Maltepe’nin yetkilileri
‘Uluslararası’, ‘Cazibe Merkezi’, ‘Marka’, ‘Pazarlama’ gibi tanımlardan
kaçınsınlar. Maltepe’deki tarihi eserlerin ortaya çıkarılmasına, İlçenin
geçmişinin yazılmasına katkıda bulunsunlar. Maltepelilerin belediyesi
olduklarını unutmasınlar, ‘koruma’ anlayışıyla çalışarak öncelikle
Maltepelilere hizmet edecek planlar yapsınlar.
Bir de lütfen Bizim insanımıza danışsınlar, Türkiye Cumhuriyeti
vatandaşı arkeologlara araştırma yaptırsınlar.
ARİF ATILGAN OCAK 2016