RANTSAL DÖNÜŞÜM
Arif Atılgan
Fikirtepe Projesine karşı çıktığımda herkes te bana
karşı çıkmıştı. ‘Böyle emsal olmamalı, olursa bunu Fikirtepelilere yedirmezler’
demiştim. Kaç Fikirtepeli doğru düzgün yararlandı bilmiyorum. Ama yararlananlar
da orada oturamayacakları için aslında Onlar da yararlanamamış olacaklar.
Açıkçası Fikirtepe ile çok ta ilgilenmiyorum artık.
O zamanlar, Kadıköy’de çay-kahve içtiğim mekânlarda
yan masalardan müteahhitlere telefon ederek ‘Elimde şu kadar kişi var’ diyen çantalı
tiplere rastlıyordum. Onlardan dolayı ilk Ben ‘çantacılar’ benzetmesini
yapmıştım.
Bu tipler her tarafa yayıldı. Başka yerlerde parsel
ölçeğindeki inşaatlarda da görülmeye başladılar. Yine ilk Ben önüne gelenin müteahhit
olacağını, çok canların yanacağını yazmıştım. Bugün bu tip olayların
çoğaldığını duyuyorum.
Tanıdığım bir yaşlı hanımın oturduğu apartman yıkıldı,
inşaat başlamadı, müteahhit kiralarını vermeyi de kesti. Çocukları, Ona durumu belli
etmeden kirasını ödüyorlar. O müteahhit ödüyor sanıyor. Gerçeği öğrense sağlığı bozulacak.
Bir başka tanıdığımın inşaatı devam etmiyor, kira
alamıyor. Onların müteahhitinin “vurdumduymazlığı” ise apartmanın kendi aralarından
seçip görevlendirdiği art niyetli temsilcileri sebebiyle oluyormuş.
Bunlar yakın çevremden duyduklarım. Bu tip olayların çok fazla yaşandığı belli
olmaktadır.
Varoşlarda yapılması gereken Kentsel Dönüşüm, düzgün
binaların bulunduğu bölgelerde yapılmaktadır. Yani rant
olan yerlerde. Hâlbuki önce hiçbir mimarlık-mühendislik hizmeti almadan yapılan
binaların yenilenmesi gerekirdi.
İnşaatçılık işine 1950-60 lı yıllarda Yap-Sat denirdi.
Öyleydi de. 1970 lerden sonra Sat-Yap oldu. Bugün de böyle devam etmekte.
Öteden beri inşaatçı ile müteahhiti ayırmak gerekir
diye söylemiş, yazmışımdır. İnşaatçı iş sahibi, müteahhit uygulayıcıdır.
İnşaatçı işe başlarken o işi bitirecek teminatı taahhüt etmelidir. Yani satacağı
dairelerden gelecek paraya güvenip inşaata başlamamalıdır. İnşaatçılık işi
tekrar gerçek şekilde Yap-Sat sistemine dönmelidir.
Yıllardır cahil cesareti olanlar bu işi sermayesiz
yapmışlar, şansları iyi gidenler “başarılı girişimci” olarak gösterilmişlerdir.
Ancak inşaat işi, hem sağlam ve güvenli binalar yapılması açısından hem de
vatandaşların dolandırılmamaları açısından şansa bırakılmamalıdır.
Eğer bu konuda gerekli yasal düzenlemeler yapılmazsa yakında
çok canların yanacağını söylemek falcılık olmayacaktır.
ARİF ATILGAN MAYIS 2017