MODA’DA
EKATERİNİ AYAZMASI VE MİNİK KİLİSE
Arif Atılgan
MS.300’lü yılların
başı.. Mısır’ın İskenderiye kentinde Dorotea isminde zengin ve elit bir ailenin
kızı yaşamaktadır. Kendisi İsa’ya inanmış, vaftis olmuş ve ‘Taçlandırılmış taç’
anlamında Ekaterini adını almıştır. Ancak henüz Hıristiyanlık tanınmadığı için Roma
İmparatoru Maksimianus tarafından başı kestirilir. Kilise tarafından azize ilan
edilir. İnanışa göre idamından sonra görünmez olan vücudu melekler tarafından
Sina Dağının tepesine defnedilir. MS.500’lerde Doğu Roma İmparatoru 1.
Jüstinianos aynı tepede bir manastır yaptırır. Buradaki rahipler Ekaterini’nin
mezarını rüyalarında görürler ve oradaki naşını bularak manastırdaki bir lahit içine
yerleştirirler.
Ekaterini Kilisesinin İçi
1905 tarihli
haritalarda Moda İskelesine inerken sol taraftaki kıyıda bir tekne barınağı
görülmektedir. Üzerinde Moda Kürek Kulübü anlamında Moda Rowing Clup
yazmaktadır. Barınağın arkasında ince bir dikdörtgen duvar içine alınmış kaya
görünmektedir. Bilindiği gibi Moda kıyıları falez denilen dik kayalık
şeklindedir. Tekne Barınağı falezin kayasına dayanmış, ancak kayanın en alt
kısmı duvarların içine alınmıştır. Henüz ayazma bilinmemektedir.
1905 Tarihli Haritada Tekne Barınağı
1924 yılında bu
kayadan çıkan bir su kaynağı bulunur. Rum balıkçıların bulduğu söylenir. Yine söylenenlere
göre çevrede Ekaterini’ye ait bir ikona ve eski kilise kalıntısı da bulurlar. Buraya
inşa edilen ahşap yapı Ekaterini Kilisesi ve Ayazması adıyla kullanılmaya
başlanır.
Solda Odun Deposu, Sağda KRC (Muhtemelen Kadıköy Rowing
(Kürek) Clup) Yazan Barınak ve Üzerinde Ahşap Yapı
Aynı yıl bu noktada
bir şey daha olur.
Süreyya İlmen, yolun
karşı kenarına bugün de kullanılan merdiveni yaptırır. Amacı ve hayali
Kadıköy’den Fenerbahçe’ye kadar deniz kıyısından yürüyüş yolu yapmaktır. Bu
sebepten merdivenin tam karşısına gelen bu tekne barınağını yıkmak ve üzerinden
yol geçirmek istemektedir.
Belli ki o sıralarda
ortaya çıkarılan kilise ve ayazma sebebiyle barınağı yıkamamış ve yolu devam
ettirememiştir.
Solda Merdivenler Yapılmış
1934 yılında ahşap
yapı yıkılır ve yerine lokanta inşa edilir. Moda Park Lokantası.. Mühürdar
sahilinde taverna çalıştıran Mösyö Koço, bu lokantayı işletmeye başlar.
1938 yılına ait
haritalarda Moda Park Lokantası görülmektedir. Alttaki tekne barınağının üzeri
lokantanın açık kısmı olur. Ayazmanın üzerinden itibaren kara tarafına doğru
kapalı kısmı yapılmıştır.
1938 Yılı Haritasında Lokanta. Binadan Yola Birkaç
Metre tıraşlanmış.
1950’li yıllarda
ayazma ve kilise onarımdan geçirilmiştir.
2000’li yıllarda
Kadıköy’deki Tarihi Çarşı Canlandırma Projesi Moda’yı da etkiler. Her taraf
yeme-içmeci olmaya başlamıştır. Lokantanın ön tarafındaki açık kısmı da
kapatılır.
2010’lu yıllarda
alttaki tekne barınağı kafe halini alır.
2019 Yılında Görüntü
Lokantanın içinden
geçilip 5-6 basamakla inilerek girilen bu küçük kilise günümüzde oldukça canlı
bir şekilde kullanılmaktadır. Ayazması kurumuştur. 7-8m2’lik bir alandadır.
Suyun çıktığı kayanın üzerine yerleştirilen mermer tezgaha dilek mumları
yerleştirilmiştir. İçerdeki musluklardan artık şebeke suyu akmaktadır. Duvarda
Ekaterini’nin oldukça büyük, gösterişli bir ikonası vardır.
Ziyarete gelenler
içinde dua edenler kadar mum dikerek dilekte bulunanlar da vardır. Duyduğum
kadarıyla dileği gerçekleşenler teşekkür anlamında kandil yağı getirip
bırakıyorlarmış. Sanırım artık ihtiyacı olan insanlar için yemek yağı bırakmak
daha yararlı olacaktır. Zira uzun süredir kandil kullanılmamaktadır.
İş ve kazanç
konularında dilekte bulunuluyormuş ama sevgiliye kavuşma konusunda dilekte
bulunulmuyormuş. Zira 18 yaşında bakire olarak ölen Ekaterini, rüyasında
görüp inandığı, ilahi bir aşkla bağlandığı İsa’ya hiçbir zaman
kavuşamamıştır.
Süreyya İlmen,
merdiveni yaparken üst tarafındaki üçgen alanda bulunan yapıları istimlâk ettirmiş.
Yukarıdan iskeleye inerken Fenerbahçe Burnunun da görüldüğü bir ferahlık
olmasını istemiş. Daha sonra merdivenin alt kısmına inşa edilen ve Fenerbahçe
Burnunun görünmesini engelleyen Moda Deniz Kulübü binasına çok üzülmüş. Buna
karşın tarihi eser olan Ekaterini Kilisesi sebebiyle yolun sol tarafına yüksek
yapı yapılmamış.
Günümüzde, Kadıköy
Belediyesi’nin internet sayfasında bu alanın Turizm Tesis Alanı olarak
işlendiği görülmektedir.
Bildiğim kadarıyla Ekaterini Kilisesi içine girilen en küçük kilisedir. Ayrıca bir lokantayla
iç içe olmasıyla da ilginçtir. Umarım kilise, lokanta ve alttaki kafe mekânı, öyküsüne
uygun olarak birlikte korunur.
Kadıköy’ün tarihini didikleyerek
yazmaya devam edeceğim.
ATILGAN BLOG ARİF ATILGAN ARALIK
2018