BEYAZ
VEYA HALK OLMAK
Arif Atılgan
Beyaz tanımının
nereden geldiğiyle ilgili bulabildiğim bilgiler ve günümüzle irtibatları
aşağıdadır.
1917 Ekim Devriminde Çarlık Rusya’sında başta saraydakiler olmak üzere aristokrasi ve bürokrat-elit kesimler ülkelerini terk etmişler. Kızıl Orduya karşı olduklarından onlara Beyaz denmiş. Türkiye’ye gelenler de Beyaz Rus adıyla bilinir. Onlar Rusya’da saraya mensup kişiler iken İstanbul’da hamallık dahil bir çok işte çalışmışlardır. Ama kültür donanımları yok olmamıştır. İstanbul halkı denize girmek dâhil birçok şeyi onlardan öğrenmiştir.
İngiltere’nin
asilzadeleri Ortaçağda şatolarını büyük araziler içine yapmışlar. Şimdi bile
çimenlik yapmak zorken o yıllarda yüzlerce işçi çalıştırarak geniş arazilerini
çimlendirmişler. Çimenlikler içindeki malikâneler güç gösterisidir. Bugün
apartman bahçelerine bile çim yapılarak elde edilen duygunun geçmişi budur.
Osmanlı’da saray
bürokrasisini meydana getirenler bir nevi aristokrasi sınıfı oluşturmuşlardır. Günümüzde
bazı insanların Osmanlı’yı tü kaka ederken sülalelerini saraya bağlamak
istemelerinin sebebi budur.
Avrupalı sömürgeci
ülkelerin yetkilileri Afrika’da sömürdükleri ülkelerde geniş bahçelerin
içindeki beyaz evlerde oturur, beyaz renkli kıyafetler giyerlermiş. Zaman zaman
evlerinden çıkıp halkın arasına karışır, kendilerince onlara çeşitli “iyilikler”
yaparlarmış. Bu suretle siyah derili yerli halk karşısında kendi Beyazlıklarını
daha iyi hissederlermiş. Bugünlere en
uygun Beyaz tanımı budur. Halka İnmek tabirini kullananların duygusu Afrika’dakilerden
ayrı değildir.
Solcu olduğunu
bildiğim bir arkadaşım kendilerinin Beyaz olduğunu, günümüz iktidarına oy
verenlerin Halk olduğunu söylemişti. Aşırı solcu olduğunu bildiğim bir
arkadaşım İktidarın okuyan, düşünen, konuşan, sanatsever kesimleri
itibarsızlaştırmak için Beyaz kelimesini kullandığını söylemişti. Medyadan
öğrendiğime göre ise İktidar, Nişantaşı ve Cihangir’de yaşayanlara Beyaz
kelimesini yakıştırıyor.
Görüldüğü
gibi herkes konuyu kendi siyasetine alet etmiş. Kimin ne düşündüğü çok önemli
değil. Ancak Beyaz kelimesiyle aristokratlık ifade ediliyorsa bunun günümüzde
olamayacağı, günümüze uyarlanacaksa en az 3-4 kuşak okumuş sülalenin çocuğu
olmak gerektiği bilinmelidir. Zenginlik ifade ediliyorsa bu kıstasa uygun
Türkiye’de 500 civarı ailenin olabildiğini PATRİCİLER VE PLEBLER http://atilganblog.blogspot.com.tr/2015/08/patriciler-ve-plebler-mo-500-lu-yllarda.html başlıklı yazımda
anlatmıştım. Sıkıntı insanımızın kendinin farkında olmamasıdır.
Nedense herkes Halka
İnmekten bahseder. Kendisinin Halk olduğunu bir türlü kabul etmez. Dolayısıyla
söylenmez ama herkes kendisinin Beyaz olduğunu ima etmiş olur. Öte yandan Halk
olarak küçük görülen sınıf hızla değişmekte, gelişmektedir.
Biran önce Halk
olduğumuzun bilincine varmalıyız. Aksi takdirde Halka İnmek bir yana Halka
Çıkmak gerekecektir.
ARİF ATILGAN ARALIK
2018
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder