16 Aralık 2016 Cuma

Kent Öyküleri

YELDEĞİRMENİ’NDE BİR KÖŞK VE ANILARI
Arif Atılgan

Nedense Yeldeğirmenliler bile semtlerinden bahsederken ‘fakir’ tanımını kullanırlar. Hâlbuki Karakolhane Caddesi, üzerindeki tramvay hattıyla Kadıköy’ü Üsküdar’a bağlayan tek ana aks olmuştur yıllarca. Bu sebepten çevresinde zengin bir kesimin yaşadığı yadsınmamalı. Mütevazı kelimesi daha yakışır Yeldeğirmenlilere.

1940'lı yılların sonlarında 2. Dünya savaşının ağır ekonomik etkisi vardır. Ancak Dr. Bitran’ın evinin cami tarafındaki bitişiğinde oturan kemancı Zeki Bey, evinde keman çalıp şarkı söylediğinde bütün sokak halkının dışarıda Onu dinlediğini de anlatır o yılları yaşayanlar. Önceki yazılarımdan birinde piyanolu evler olduğunu yazmıştım. Şık giyimli insanlarıyla Yeldeğirmeni, renkli ve hareketli bir semttir.

1900'lü yılların başından itibaren Kır Kahvesi Sokakta iki büyük köşk göze çarpar. Hasan Paşa Köşkü ile Ali Paşa Köşkü. Hasan Paşa Köşkünün arka bahçesi tren yoluna bitişik olup bahçenin bir yanında Özen Sineması diğer yanında Kaynak ailesinin bahçesi vardır.

Ali Paşa Köşkü, Hasan Paşa Köşkünün karşı sırasında Rasim Paşa Caminin bahçesine bitişiktir. Köşkün girişinin üstünde iki kat, yanında ise selamlık bulunur. Köşk yaşayanlarının içinde ev işlerine yardımcı olan ‘Kızlar’ vardır. Kızlar, ev içinde yardımcıdırlar ama evlat gibi görülürler. Bazıları küçük yaşta eve gelmişlerdir. Aliye, Naile, Dilber, Hayriye, Rabia, Binnaz anımsanan isimlerdendir. Onlara evin kızı gözüyle bakılır, okula gönderilir, yetiştirilir ve sonunda gelin edilirlerdi.

                                                      Ali Paşa Köşkü

Örneğin: Kızlardan Aliye, Girit’lidir. 3 yaşındayken ana-babası şehit düşmüş, yalnız kaldığını gören Ali Paşa Onu sahiplenerek İstanbul’a getirmiş, evlat gibi diğer kızlarla birlikte yetiştirmişti.

Ali Paşa 1918 yılında öldükten sonra savaşın da etkisiyle ailenin ekonomik durumu bozulmuştu. Yine de evdeki Kızlar bırakılmamıştı.

                                       Bugün Köşkün Yerinde Bu Apartman Var

Kızların hepsi iyi evlilik yapmış, bazıları han-hamam sahibi olmuştur. Yazıya konu olan ikisinden Aliye, DDY de çalışan Zeki Bey ile evlenmiştir. Naile ise arabacı Ali ile evlenmiş, ancak bir süre sonra verem olup ölmüştür.

1950'li yılların başları.. Diğerleri gibi Aliye de gerektiği zamanlarda köşkün ihtiyaçları için çarşıya çıkmaktadır. Bazen Kadıköy, bazen Yeldeğirmeni çarşısında alış veriş işini yapar Aliye Hanım. Yeldeğirmeni çarşısına çıktığında namaz vakti Bakkal Sabahattin’in dükkânına uğrar, orada bir köşede namazını kılar, kendisiyle sohbet eder, bakkaliye alış verişini yapar ve öyle eve döner. Bakkal Sabahattin, yakışıklı, kültürlü güzel konuşmasını bilen bir insandır.

                                                Bakkal Sabahattin Bey O yıllarda

Bir gün yine Onun dükkânında namazını kıldıktan sonra ikisi sohbete dalarlar. Laf, köşkün kızlarından Naile’ye gelir. Naile’nin hastalanıp ölmesi semtteki herkes gibi Sabahattin Beyi de üzmüştür. Aliye Hanım birden Ona, ‘Naile sana âşıktı, seni sayıklayarak öldü’ deyiverir. Böyle bir habere hazırlıksız olan Sabahattin Bey şaşırır. Söyleyecek bir şey bulamaz.

                                     Sabahattin Bakkal, Soldaki Birinci Tenteli Dükkân

O yılların semtinde kendi içinde yaşanan duygulardan biridir bu. Yalnızca yaşayanın yaşadığını bildiği, belki bir iki yakınla paylaşılan sır. Romancıların ilhamı..

Günümüzde sevgiliyle çekilen selfiyi Face’de paylaşıp akşam başkasıyla yemeğe çıkmalar olduğu düşünülürse..

Aile 1950 li yılların ikinci yarısında köşkten taşınmış, bir süre köşkte kiracılar oturmuştur.

Köşk 1960 lı yılların  ikinci yarısında satılmış, yerine bugünkü apartman inşa edilmiş.

Ali Paşanın torunu Adnan Giz, 1980 li yıllarda ‘Bir Zamanlar Kadıköy’ kitabını yazmıştır. 

Adnan Giz’in oğlu Ali Giz 1960-1990 yılları arasında Kızları görmüştür. Onlar, bayramlarda aileleriyle birlikte büyüdükleri evi görmeye gelirler, sonra da Paşanın ailesinden geri kalanları ziyaret ederlermiş. Ali Giz, Aliye’yi Aliye Nine olarak bilir.

Köşkün bugüne kalmış bir fotoğrafı yoktur.

ARİF ATILGAN ARALIK 2016



7 yorum:

  1. Arif Atılgan'a Yeldeğirmeni'nin eski anılarını canlandırdığı için teşekkür ederim. O eski köşklerde yaşayan o güzel insanlar artık yok ama Yeldeğirmeni'nde esen rüzgarla havaya karışan izler bize mahallenin ruhunu hala hissettiriyor. Bu güzel anıları unutuluşa terk etmediği için Arif Atılgan'a şükran borçluyuz. Şükran Yücel

    YanıtlaSil
  2. Teşekkür ederim Şükran Hanım.

    YanıtlaSil
  3. Arif Bey merhaba, mail adresinizi yazarsanız size Kadıköy Tarihi Çarşı ile ilgili danışmak istediğim bir konu var. Görüşmek üzere.

    YanıtlaSil
  4. Hatıralar....bilgiye dayalı hatıralar ....beynimizin sağlığına katkılarınız için sağ olun

    YanıtlaSil
  5. Hepinize ben teşekkür ederim arkadaşlar. arifatilgan@gmail.com

    YanıtlaSil
  6. ya sevgili arif...bilmiyordum naile hanım ın sabahattin ağabeye olan bu gizli aşkını...kalemine sağlık çok güzel bir yazı...ne kadar az bilgimiz var güzel semtimiz hakkında..sağ var ol...devam ...

    YanıtlaSil